- 431 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AKSAÇLILAR SÖYLEMİŞ
Ata sözlerimizle övünürüz. Övünmekte de hakkımız var. Yüzyıllardan süzülüp gelen bu sözler gerçekten bir milletin aynısı, bir milletin hayata bakışı, felsefesidir.
O kadar güzel sözlerimiz var ki ve bilmediğimiz, duymadığımız niceleri. Hani hiç duydunuz mu, bilmem. Çorum’da söylenen birkaç atasözü var:
“Boşboğazı cehenneme atmışlar, odun yaş, diye bağırmış.” ,” Dili dingirdeyenin sırtı gümbürder.”
Nice öğüt veren sözler var ki her zaman işinize yarar:
Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur.
Alim unutmuş, kalem unutmamış.
Anasına bak kızını al, astarına bak bezini al.
Psikolojiyi, eğitimi çok iyi çözümleyen ata sözlerimize ne demeli:
Ağaca çıkan keçinin doğurduğu oğlak dala bakarmış.
Ağaç yaş iken eğilir.
Bir de çok kullandığımız ama pek gereğini yapmadığımız sözler vardı:
Acele giden ecele gider.
Ağustos ayında beyni kaynayanın, zemheride (kışın) kazanı kaynar.
Bir de yanlış anlaşılanlar var. Ya yanlış söyleniyor ya da ne söylediğine dikkat edilmiyor.
Bunlardan biri.”akan su kir tutmaz.”dır ki aslında:” Akan su yosun tutmaz.” olması gerekiyor. Kır gezisinde bir çayın yanına gelip de su içmek isteyen birine “İç iç akar su pislik tutmaz.” demek bu sözü hiç anlamamaktır. Sözün anlamı mecazidir ve zamanın, birçok kötülüğü unutturacağı şeklinde yorumlanabilir.
“Devletin malı deniz, yemeyen domuz.” Bu sözün Türk atasözü olmadığı savunulur. Belki de doğrudur. Ama buradaki anlam sadece bir durum tespitidir. Onaylamak anlamına asla gelmez. Bu sözü söyleyen durumdan ne kadar şikayetçi olduğunu da mimikleriyle gözler önüne serer. Hani Tevfik Fikret bir şiirinde “Yiyin beyler yiyin. Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyin.” diyordu. Burada da şair dokundurma yapıyor halkımız gibi. Yoksa bir tasvip söz konusu değil.
İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır, atasözü de yanlış anlaşılmaya müsait. Buradaki çuvaldız belki bilinmeyebilir. Çuval dikmeye yarayan yorgan iğnesinden de büyük bir iğnedir. Bu sözün asıl anlatmak istediği kendine az eziyet ver, başkalarına çok demek değil. Önce iğneyi kendine batır, sonra batırabiliyorsan, vicdanın elveriyorsa o büyük iğneyi başkalarına batır, diyor. Günümüzde empati diye adlandırılan şey bu aslında.
Akrabanın akrabaya ettiğini akrep etmez, sözü de kimi zaman doğrudur belki. İç içe yaşayan insanlar zaman zaman çekişme yaşayacaktır ve yakınlık bu çekişmede tarafları üzebilecektir. Buradaki bir durum saptamasıdır. Yoksa akrabalarınıza kötülük yapın veya akrabalarınızdan uzak durun anlamı yoktur.
Öğüt veren çok sayıda atasözümüz var ve o kadar güzel öğütler var ki. Yalnız bu sözler bizim hangi yönümüzü ortaya koyuyor dersiniz? Mesela dilimizde en güzel atasözlerinden biri de:”Damlaya damlaya göl olur.”dur. bu söz bizin tutumlu bir millet olduğumuzu mu gösterir? Ne yazık ki, hayır, demek zorundayım. Bir insana öğüt veriliyorsa o, o insanda zayıf olanı tamamlamak içindir. Yani bir başka deyişle tutumlu bir insana bu söz söylenmez. Tutumlu bir milletin dilinde de böyle bir söz yoktur herhalde.
Dilimize bize yakışmayan, bizim felsefemizi yansıtmayan sözlerin de girmiş olabileceğini ben de inanıyorum. “ Ev sahibinin bir evi var, kiracının bin evi var.” Bunlardan biridir. Ne yazık ki kiracıların kendilerini avutmak için uydurdukları bir sözdür.
“Merhametten maraz doğar.”da böyledir. Benim milletim merhameti ile tanınır. O, iyilikseverdir. Peygamberinin “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Hadisini yaşatan bir milletin böyle bir söze inanması, böyle bir sözü benimsemesi mümkün değildir.
“Bal tutan parmak yalar” oldum olası beni rahatsız eden bir sözdür. Bakın atasözü demiyorum. Önceden de üzerinde durduğum durum ifadesi değil bu. Bal gibi menfaati savunuyor. Bu sözü kendisine rehber edenler de devleti sömürüyor, insanları sömürüyor. Neden, çünkü başkasına ait olsa da bal tutmaktadır ve hakkı olmadığı halde parmaklarını yalayacaktır.
Bir de “Eceli gelen it cami duvarına pislermiş.” Sözü var. Beni rahatsız eden tarafı Müslümanların acımasız gösterilmesi. Yani, Müslümanlar caminin duvarına pisleyen, aklı olmayan bu zavallı hayvanları öldürür mü?
Ben birkaç güzel atasözü ile sizi baş başa bırakayım:
Namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmaz.
Asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, aslı ayrandır.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Ayağını yorganına göre uzat
Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.