- 355 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇİÇEĞİN BÜYÜSÜ
Güzellikleri seven bir milletiz. Sanatta oldukça ileri de gitmişiz. Şöyle bir mimarimize bakın, halılarımıza, kilimlerimize bakın. Hep çiçek desenleri var. Özellikle cami seramiklerinde bin bir çeşit çiçek var. Çiçek sevgimizi evlerimize bakarak da anlayabilirsiniz. Saksılardaki çiçekler ve hanımların çiçeğe gösterdiği özen göz ardı edilemez. Hatta bir döneme bile adını vermiş çiçekler: Lale Devri
Çiçek sevgimiz belki bize has bir sevgi. Özellikle canlı çiçekleri çok seviyoruz. Dalından kopartılınca bir canlı öldürmüş gibi üzülüyoruz. Dolayısıyla da bizim hanımlarımız Avrupa hanımları gibi değil. Elinizde bir demet çiçekle eşinize, sevgilinize gittiğinizde Avrupalı hanımlardan gördüğü gibi davranmaya, memnun görünmeye çalışsa da siz o çiçeğe yarım saat sonra bakın.
Kendine gelen çiçeği yapmacık bir gülümsemeyle alan kızımızın: “Keşke bunun yerine bir yüzük olsaydı.” diye içinden geçirdiğinden emin olabilirsiniz.
Düğünlere gönderdiğimiz çiçeklerin akıbeti de bundan farklı değil aslında. Salona girdiğinizde çiçek oranında zenginlik gösterisi yapılır ama düğünün bitimine doğru o güzelim çiçekler çocukların oyuncağı olur. Sahi hiç düşündünüz mü, düğün bittinde çocuk oyuncağı olmayanlar ne oluyor, diye.
Bir de mezara götürdüklerimiz var. Mezarların güzel ve bakamlı olmasına bir diyeceğim yok. Yalnız, sanki büyük bir şey yapıyormuşçasına mezarın üzerine konan çiçekler gerçekte kimin işine yaramaktadır dersiniz, ölünün mü, götürenin mi, çiçek satanların mı?
Mezara başka şeyler de götürenler var tabi. Mesela Çinliler, pilav götürürlermiş. Bir Avrupalı Çinlilerin mezarlara pilav bıraktıklarını görünce dayanamayıp sormuş: “Neden pilav getiriyorsunuz? Ölü ne zaman bu pilavı yiyecek?” Çinli de cevap vermiş:” Sizinkiler kalkıp götürdüğünüz çiçekleri kokladıkları zaman.”
Şimdi bu kadar laftan sonra geçtiğimiz günlerde Sevgililer Günü, Kadınlar Günü derken götürdüğünüz çiçeklere üzülmeyin. Çiçeği alan da memnun görünür mecburen. Yoksa ne der el âlem? Öyle değil mi?
Birilerinin çıkıp:”Kral çıplak” demesi gerekiyordu. İşte ben de onu dedim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.