- 939 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİR DİRHEM ŞİİR BİR ÖMRE BEDEL...
Utanıyorum tutunamamaktan sonra da cebelleşiyorum aşka dair bir söylemde utanç zerrelerini evrene serperken.
Gözsüz cümleler türüyor aklımın balyalarında sonra da evet, sonra da kekremsi bir yalnızlık: gözkapaklarıma istinaden s/üzülüyor yaşlar, kerelerin donatısında; keşkeler ringinde salya sümük çocuk bezirgân.
Kırık dallara tüneme istemim sadece tutunmak tek kaygım bir de alaylı cümleler kurmak istiyorum ve kargacık burgacık yazısı esnaf Murat Efendinin… sahi nerelerdedir kim bilir?
Döşünde süper marketlerin, tanıtımı televizyonlarda boy gösteren alışveriş merkezlerinin… üstün olduğunu düşünmesem de üstün körü o alışveriş merakının gidermek adına belli ki şehir insanının…
Çürük elma tadında eski.
Kanadı kırık utangaç kuş misali sevdanın derinlerinde bir şarkıyı da dillendirmişken yürek telinde… nereden nereye? Ne de olsa tutarsızlığın bilmem kaçıncı dalyası… sahi, nerelerde eski aşklar, demekten men ettiğim gönülsüz çırpınışlarım yine yürek tozutmadan asılı kaldığım bir gölge pervasızlığında ve kundaklandığıma dair yazmayı unuttuğum her cümle.
Kanımı kaynatan ne aşk ne de baharın nüktedan coşkusu hele ki evrildiğim bir hüzne selam çakıp alaylı seyrini de evrenin görmezden gelmek adına çöktüğüm şu boş beyaz yürek.
Damlayan hezeyanların görünmezden geldiğini inkâr etmek belki de kırık bir nota tadında üstelik içselleşen kaçıncı senfonisi ise yine yürekli bir kemandan sıçrayan nice kıvılcım.
Sandık sandık dünün örtüsü, eğri büğrü yine geceye dair üstelik kundaklanan bir sabahı yeniden buyur etme gayretim gerçi asılsız ve özsözü olmayan bir roman tadında olmasam da şu dandik gün dönümünde… demelerin kaygısı ile dört elle sarıldığım dost meclisi.
Derme çatma aklın mobilyalarında üstü örtülü ve sağır üç beş imge… kanayan yarımdan kanmaya meyyal bir de sıdkım henüz sıyrılmamışken bir dış etken münasebetiyle iç sesimi susmakla tehdit ettiğim.
Görkemli olmalı aslında, şiirsel bir ölümü şirret bir hikâye mağduruna mal ettiğim ve dökümünde k/ayıp satırların yüzü suyu hürmetine belirsiz bir sükût iken ne zaman nerede rast geleceğime dair o inanç.
Bayat ve un ufak onca kaygıyı da sırtlanmışken bilumum öfkeme rahmet okuyorum bir de peşrevine daldığım hüzünlü bir şarkıda nakarat görevi yapan yürek çarpıntım. Tipik bir depresyon kaynağı üstelik ben sağalttıkça dünlerimi, ürkünç ayak fısıltılarını asla yok sayamıyorum yine dünler mezarlığından çat kapı gelen hayalet misali, okuduğum dualarla huzur bulmasını dilediğim.
Gönül ister’dilerin yorgunuyum ve yine ne çok tantana bir de mizacın o şaşkın hali yok mu? Gel de çık işin içinden, diyen çatık kaşlarıma bir rötuş konduruyorum kara kalemle ve ıslak gözlerimi göstermelik bir mutlulukla pembe rüyalara gömüyorum.
Örülü saçlarımın hüznü düştükçe perçemlerime ölümlü şarkıların misafirliğinde, buyur ettiğim hangi meyyal ki debdebeli mutluluğu es geçiyor Tanrı?
Kısa aralıklarla yazmaya ruh, yüreğe temenni, gönle karışık bir pusula yine tayin ettiğimden çok öte tecelli edenle teselli bulduğum ve saat susuyor akan pilini çöpe atmaya kıyamayıp geri dönüşüm kutusuna attığım bir serzeniş iken yine içimin dirliğini buyur ettiğim bir şiir sonrası.
Şiirler sandığına saklandığıma kim ise kani olan, arasın bulsun beni şiir adresimden ya da sussun sonsuza kadar ama susmayı ölüm bilen kalemden arda kalan şu son cümle belki de, zafiyetlerimin güme gittiği en güçlü gövde gösterisi hele ki aşkı da şiar edinmişken bir kez ve tüm yanılsamalarımı gömdüğüm, sürüldüğüm de hangi şiir ise gönül pazarında bir dirhem şiir bir ömre bedel misali…
YORUMLAR
Gülüm Çamlısoy
Varlığınız çok mutlu etti.
Sağ olun çok sağ olun. Size de hayırlı akşamlar.
Sevgimlesiniz.
Selam olsun güzel yüreğinize ve annenizin de ellerinden öpüyorum.
:))