- 549 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yüzüm Nereye Gitmişti
Her sabah erken kalkarım. Benim kalkma saatim, beş buçuk altı gibidir. Karım da her akşam erken yatmamı söyler ’’Şevket yat bak sonra sabah kalkamazsın.’’ diye hep bana laf çakar. Çaksın ben hiç alınmam hatta ben de ona karşı saldırıya geçer, eski bir çakmak reklamından esinlenerek ’’Çakar çakmaz çakan, çaktırmadan çakan Ayten.’’ derim. O da bana alınmaz bilirim.
Her zaman yaptığım gibi o sabah da erken uyandım. Sıkışmıştım da, ufak su dökmek için banyoya seğirttim hemen. Rahatladıktan sonra, bir yüzümü yıkayayım da kendime geleyim. Sifonu çektikten sonra doğru aynanın karşısında ki yerimi aldım. Hay Allah uyku sersemliği herhalde aynada yüzümü göremiyorum. Gözlerimi ovuşturdum, bir daha baktım aynaya... Olamaz ayna da yüzüm görünmüyor, delireceğim şimdi! Ya da delirdim, kafayı yedim sabah sabah... Hemen elimi yüzüme götürdüm, burnum, kulaklarım, gözlerim, saçlarım yerinde duruyor, evet evet yerinde hepsi... Lakin ayna da ne burnumu, ne kulaklarımı, ne gözlerimi, saçlarımı hiç birini göremiyorum. İnanılmaz bir şey bu...
Düşün bakalım Şevket son zamanlarda iş yerinde birilerine yüzsüzlük yaptın o sebep ile de yüzün kayboldu belki de... ’’Hmmm evet evet arkadaşım İsmail dışarıdan yemek söylemişti geçenlerde, ben de yüzsüzlük olsun diye gittim yemeğine ortak olmuştum, belki de ondandır.’’
Yok be, yok ondan değildir. Her zaman da yemem zaten onun yemeğini o gün öyle bir esmişti. Dur bir daha düşüneyim. Yine geçenlerde yüzsüzlük edip de arkadaşın arabasını istemiştim, o da verdi ama ’’Son defa veriyorum bak Şevket lütfen bir daha isteme benden araba dediydi.’’ O olaydan sonra mı kaybetmiştim ben yoksa yüzümü...
Hayır ama elliyorum gözümü, kulaklarımı, burnumu hepsi yerli yerinde de aynada niye görünmüyorlar onu bir türlü anlayamıyorum. Yoksa Pamuk Prenses Masalında ki gibi ’’Ayna ayna söyle bana benden daha yüzsüz kim var bu dünya da?’’ diye soru mu sorsam aynaya bilemiyorum?
Şimdi böyle dışarı çıksam herhalde beni gören her insan, arkadaşım, dostum da kaçacak delik arayacak, çığlık çığlığa uzaklaşacak benden. Belki de polise jandarmaya denk gelirim göz altına da alabilirler beni o da ihtimal dahilinde...
Sabah da daha çok erken, karıma ve çocuklarıma da görünmemeliyim böyle, neme lazım? Acaba diyorum kapıda bir yerlerde düşürmüş de olabilir miyim yüzümü? Aman Allah’ım neler saçmalıyorum ben yahu! Yüzüm düşse farkına varmaz mıyım? Hayır bir de yüz düşer mi böyle pattadanak? Hadi düştü diyelim, birisi görüp de ’’Amca amca yüzünüzü düşürmüşsünüz.’’ diye arkamdan koşturmaz mı? Of ki of! İçinden çıkamayacağım galiba bu işin.
Geçenlerde arkadaşımın motosikletini aldım. Elliyi, altmışı geçmiştir bu sene Sami kardeşimin motorunu almam. Bakıyorum suratına, verirken biraz sıkılıyor, ama bendeniz Şevket yine mırın kırın edip ve de altından girip üstünden çıkınca mecburen veriyor. Belki de o motorun bir yerinde kaldı yüzümün parçaları...
Tekrar ellerim ile yüzümü kontrol etmeye başlıyorum. Yavaş yavaş, burnum yerine geliyor gibi, evet evet ayna da görüyorum. Kulaklarımda geliyor yerine, sonra gözlerim, evet sağda ki geldi, şimdi de solda ki o da geldi, kaşlarım, alnım, saçlarım hepsi geliyor bir bir yerine... Yüzümden bana doğru bir ses yankılanıyor, ağzımı açmıyorum aslında da yüzümden bana doğru biri sesleniyor. ’’Bak dostum Şevket, şimdi beni iyi dinle, insanlardan yüzsüzlük edip de her zaman bir şeyler isteme, bir verirler, iki verirler, sonrasında da hem onların dostluğunu kaybeder hem de ne istiyorsan alamazsın. İşte yüzsüzlük yaptığın için bir müddet ayna da yüzünü göremedin, bunları tekrarlar isen yine aynı şeyler gelecek başına.’’ Şaşırmıştır Şevket ’’Sen de kimsin, nereden sesleniyorsun, görünürde bir şey de yok hay Allah kafayı mı yiyorum ben?’’ bir müddet sessizlik ortalığı kaplar. ’’Ben senin vicdanınım vicdanın dikkat et bana ben yıkılırsam sen yok olursun, yok.’’
Ahmet ZEYTİNCİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.