zaman aşmayan
senden sonra kimseden nefret etmedim
çünkü
kimseyi
nefret edecek kadar sevemedim..
YORUMLAR
hımmmmm....
geçenlerde iş arkadaşlarımla muhabbet ediyorduk, birisi kin tutmaktan bahsediyordu,
bana baktılar, bende " ben insanlarla onlara kin duymayı gerektirecek kadar samimi olmam, yaklaştırmam kendime" dedim... :)
he he , demez olaydım, fırsat bekliyorlarmış...
hemen " evet, senin mesafelerin var yaklaştırmıyorsun kimseyi kolay kolay hayatına"
diye lafı soktular ... oradaki kimseden kasıt kendileriydi işte...
e haklılardı, sesimi çıkarmadım gülümsemekle yetindim sadece...
....
nefret de benim için aynı durum geçerli yani...
yazdıklarını okuyunca aklıma ilk gelen bu oldu ... :)
dostça hep...
fransız
bir şeyi çok derinden hissedip o hissi hayata geçirince.. istem dışı bağımlısı oluyorsun ve o şey diğer şeyleri eksiltip kendini çoğaltıyor giderek..
sonrasında bir şey olup yitirdiğinde ise dünya tersine dönüveriyor.. eski kendini arar oluyorsun..
bu yüzden bir sonraki adımları temkinli atıyorsun.. sonra da gelip kendini beğenmiş diyorlar.. desinler
bence en doğrusunu yapıyorsun.. sevgiler
Klasik takılıyoruz bugün galiba :)))
Döngü var şiir ve yazılarında bence, yoğun bir düşünüş, işin içinden çıkamama hali yani AŞK :)))
Bu yazın,
Hani kavganın ortasında dudağından öpmek gibi olmuş sevgiliyi...(susturur ama kurtarır mı ya da amaç kurtarmak mıdır bilinmez.) Tam o anda herşey mükemmelmiş gibi görünür ya, erir sevgililer, erir okuyan.Aslında Kaosun ortasında aşktır tanımlanan zamanı hiç aşamayacak olan, belki de çok aşmış olan.
Saygılar