- 657 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KIYIDA
Ben Tagore’yi okurken saklı bir bahçede gezindim. Şimdi sizlerinde bu bahçenin konuğu olmanızı istiyorum. Kim bilir belki sizlerde bir Tagore gibi yaşamı ve yaşamın içindeki o hoş renkleri fark eder ve bir resim çizersiniz. Tuvalinizde en güzel renklerle donatacağınıza, Tagore’nin dizelerini okuyunca, çizeceğinize eminim.
Emine Pişiren/Edremit-Akçay/14.11.2008
KIYIDA
Sonsuz dünyaların kıyısında buluşur çocuklar.
Uçsuz gök hiç çırpınmaz başlarının üstünde, tedirgin
su gürültüyle çarpar. Sonsuz dünyaların kıyısında çığlıklarla,
oyunlarla buluşur çocuklar.
Kumdan kurarlar evlerini, boş kabuklarla oynarlar.
Kayıklarını kurumuş yapraklardan örüp geniş mavilikte
yüzdürürler gülümseyerek. Oyunlarını, dünyaların kıyısında
oynar çocuklar.
Yüzmeyi bilmezler, ağ atmayı da. İnci çıkarmaya dalar
inci avcıları, tüccarlar gemilerinde gider -çakılları toplayıp
dağıtırken çocuklar. Aramazlar gizli hazineleri, ağ atmayı bilmezler.
Kahkahalarla kabarır deniz, kıyının gülümseyişi solgunca
parıldar. Ölüme karşı koyan dalgalar, çocuklara anlamsız türküler
söyler, bebeğinin beşiğini sallayan anne nasıl söylerse. Deniz,
çocuklarla oynar, kıyının gülümseyişi solgunca parıldar.
Sonsuz dünyaların kıyısında buluşur çocuklar. Rüzgâr,
yolu olmayan gökyüzünde gezinir, gemiler batar izi bulunmayan
sularda. Sonsuz dünyaların kıyısında, o büyük buluşmaya koşar
çocuklar.
*
Çalışacaksan eğer, testini dolduracaksan gel, gel benim
gölüme.
Su, ayaklarına sarılıp gizini mırıldanacak sana.
Gelen yağmurun gölgesi var kumda; bulutlar, kaşlarının
üstüne düşen uzun saçların gibi inmiş ağaçların mavi çizgilerine.
Biliyorum adımlarının ezgisini, kalbimde atıyorlar.
Gel, gel benim gölüme testini dolduracaksan.
Dinleneceksen eğer, kaygısız oturacaksın, testini bırakacaksan
sulara gel, gel benim gölüme.
Çimenli bayır yemyeşil, sayısız kır çiçeği var.
Düşüncelerin, yuvalarından uçan kuşlar gibi çıkacak koyu
gözlerinden.
Peçen, ayaklarına düşecek.
Gel, gel benim gölüme kaygısız oturacaksan.
Oyununu bırakacaksan eğer, suda yıkanacaksan, gel, gel
benim gölüme.
Bırak, kıyıda kalsın mavi şalın, mavi su örter seni, saklar
seni.
Boynunu öpmek için ayakuçlarında dikilir dalgalar,
kulaklarına fısıldar.
Gel, gel benim gölüme suda yıkanacaksan.
Çıldırtacaksan eğer, ölümüne atılacaksan, gel, gel benim
gölüme.
Serindir gölüm, derindir de.
Düşsüz uykular kadar karanlıktır.
Gecelerle gündüzler birdir derinliklerinde, şarkılar
sessizliktir.
Gel, gel benim gölüme dalacaksan.
Rabindranath TAGORE
Çeviren: Ülkü TAMER
YORUMLAR
Geçen gün başka bir yazıya da yazmıştım
Öldüğü için Bülent Ecevit'e Allah rahmet eylesin diyelim.
Arkasından kötü konuşulmaz ama kendisi ne kadar dürüst olursa olsun. Sağlığı ve Hükümetleri zamanında duyup, görüp engellemediği olaylara sessiz kaldığı için o da suçludur.
Hadi o, Hak'kın rahmetine kavuştu, hesabını artık Yaratana verecek
Ama hâlâ hayatta olup adil olması gerektiği halde, olmayanlar var ve hatta umursamıyorlar bile... Ele geçmişken fırsat... ha babam sat !
Sattığının gelirisini sağdan at... soldan kap !
Halbuki daha iş işten geçmiş değil. Henüz dünyadalarken halkı soymayıp halktan helâllik alma şansları var !
Sizce kaçına hakkımız helâl ederiz...
İşte size ahret suâli :)
SAYGILARLA
Rom@ntik tarafından 9/23/2008 10:31:10 PM zamanında düzenlenmiştir.