- 478 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AMERİKA AMERİKA
Uzun yıllar önce bir ilkokul, bir teneffüs anı. Okulun hizmetlisinin elinde büyük bir demlik sınıfları geziyor. Demliğin içinde Amerikan yardımı süt tozundan yapılmış sıcak süt var. Bir tepsi içinde -o zaman tatlı maya diye adlandırdığımız- çörekler var, öğrencilere dağıtılıyor.
O günlerde bu yardıma gerçekten muhtaç mıydık, bilmiyorum. Daha hangi alanlarda yardım aldığımızı da Kıbrıs Harekatında ambargoyu yedeğimizde anlayacaktık.
Çorum’da televizyonu sanıyorum 1974’lerde izlemeye başladık. O yıllarda, öğle saatlerinde açılan, gece yarısını bulmadan da kapanan televizyonumuzda içli dışlı olduk Amerika’yla. Çizgi filmler, dizi filmler hep onların eseriydi, kahramanlar da yine onların kahramanları.
Tom ve Jeri izledik yıllarca, sonra Dallas dizisinin hayranı olduk. Dallas’ın saatinde hayat dururdu. Kızlarımız gerdeğe girmezde Dallas’ı seyretmeyince. Sonra niceleri… Küçük Ev, Zengin ve Yoksul, Altı Milyon Dolarlık Adam, Yalan Rüzgarı…
İlk sigara içişlerimiz “İKİNCİ” sigarası ile olsa da Amerikan sigaralarına hevesimizin ortaya çıkması uzun sürmedi. Beyaz gömleğimizin cebinden Amerikan markalı sigaramızı göstermek büyük zevk verirdi bize. Sokaklarda kaçak Amerikan sigaraları satıldı, çocuklar tarafından, Amerika’da yasaklanırken sigara bizde tüketim körüklendi.
Sonra Amerikan kotu ile tanıştık. En iyisini biz dokusak da Amerikan markası ve Amerikan bayrağı aradık kotların arka cebinde.
Hayallerimizi süsledi Amerikan rüyası, filmlerde gördüğümüz güzel kızlarla Amerika’nın sokaklarında gezmeyi hayal ederdik.
Binlerce film izledik, Amerikan askerlerinin haklı olduğu ön yargısıyla ve karşısındakiler Müslüman da olsa haksızdı, bizim kahramanımız Amerikalılardı.
O yıllarda Sovyetler Birliği “öcüsü” ile ısındırdılar bizi kendilerine, o Amerika ki, kötü Ruslar gelirse bizim arkamızda olacaktı. Esasında kapitalizmle hiç ilgimiz olmadığı halde bir numaralı kapitalist savunucusu olduk. Vatan bizden sorulurdu, zenginlerin malları da bizden sorulur oldu. Hiçbir kazancımız olmadığı halde bekçisi olduk o malların.
Maymun gözünü açtı yakın zamanda. Artık Rus korkusu olmayınca silkindik, kendimize geldik. Amerika’nın da aslında kendi menfaatini düşündüğünü anladık, onların da Ruslar kadar tehlikeli olduklarını gördük yıllar sonra.
Uyandık uyanmasına da, iş işten geçti mi ne? Biz bu şartlarda nasıl Amerikan düşmanı olacağız, nasıl onun menfaatlerinin karşısına çıkacağız? En çok Amerikan aleyhtarlığı yapanımızın cebinde Amerikan sigarası, bacağında Amerikan kotu, montunun sırtında Amerikan bayrağı, elinde Amerikan kolası… dilinde “Kahrolsun Amerika”
Ne kadar bağırırsak bağıralım inandırıcı olabilir miyiz dersiniz? Bizi ne kadar ciddiye alırlar?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.