Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
Onur BİLGE
Onur BİLGE

485 - MAVİŞ

Yorum

485 - MAVİŞ

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

775

Okunma

485 - MAVİŞ

485 - MAVİŞ

Onur BİLGE

Mavişim,

Yağmur yüklü bulutlar gibiyim. Ara ara yağarım, sulu sepken… Gülümseyerek uğurladığıma aldırma siz İzmir’e giderken. Şaka yollu su da dökmüştüm, arkandan. O su da ne ki! Ne yağmurlar yağdırdım ardından! Sararan gönlümü yeşertmek için… Yeşil halılar sermek için basacağın yollara… Bir kış sonu yine bahar getirmen için dünyama… Gökleri yerlere indirdim!.. Kararan ruhunu yeşertmek için… Bembeyaz papatyalarla, al gelinciklerle karşılamak için seni. Yenilemek için ilgimizi, sevgimizi. Tamamlamak için muhteşem hikâyemizi…

Hayat olduğu gibi kabul ediyordu beni, ben de onu itirazsız… Benim için her gün başka bir masal yazıyordu. En güzel masalım Mavişim olmuştu. Değerin dünya kadardı, gidince dünyanın beş para etmediğini öğrendim acı acı…

Nasıl anlatsam sana çektiklerimi? Hafif acılar anlatılabilir ama derin acılar laldir. Onlar yeryüzündeki sular gibi değildir. Yeraltında akarlar. Ne kadardırlar, nasıl bir debiyle, bilinmez. Buzdağlarının görünen kısmının görünmeyen kısmına oranına benzer, görünenleriyle görünmeyenlerinin birbirlerine oranı… Sesleri işitilemez ama yok sayılamaz. Kim bilir nasıl fışkırarak çıkarlar, nasıl gürleyerek akarlar! Çağıltılarını duyar gibiyim.

Kimse görmedi ağladığımı, hıçkırıklarımı kimse işitmedi. İnsanlar sadece mutluyken gülümsemezler ki! Acılarını baskılamak ve direnme güçlerini arttırmak için de gülümserler. Ben hep öyle yaptım. Hıçkırıklarımı tuttum, gözyaşlarımı yuttum.

Ulu ağaçlar, fırtınalı yerlerde yetişirmiş. İçimde yürümeyi öğrenen bir çocuk gibi ürkek, acemice sıralayan bir aşk var. İlk defa zamana karşı yarışmaya kalkan bir atlet… Çok adam sayılan Yok Adam’la savaşmaya hazırlanan Don Kişot… Yine de kararlıyım! Bana hayatı zindan etse de aşkın, onu hep canlı tutmak için mücadele edeceğim. Asla pes etmeyeceğim! Yılmayacağım, yıkılmayacağım!

Son konuşmamızdan sonra kapıdan öyle bir çıkışın vardı ki! O ne afra tafraydı! Ne yana dönersem döneyim, o halinle karşımdaydın! Basiretim mi bağlanmıştı, “Dur!..” diyememiştim!

Bir tutukluk vardı bende! Büyü gibi bir şey… Bilmem nasıl çözülürdü. Sen gidince kayığım battı. Fırtınalı denizlerde yüzmeyi bilmiyordum ki!

Zamanın hasarı, çuvala sığmaz mızraktı… Ne kadar gizlenirse o denli gerçekti yaşlılığım, ne kadar saklanırsa o kadar ortadaydı, hem de olanca acımasızlığıyla… Sırılsıklam tutkundum ama alay konusu olmamak için tutkumu içimde tuttum, çaresiz. Sustum, susabildiğim kadar… Susamayacağımı hissettiğim zamanlarda gülümsedim, dudaklarımın içini kanatırcasına ısırarak ve sessizce verdim seni kendi ellerimle… El sallayarak uğurladım, mutluluğunuzu paylaşıyormuş gibi gülerek… Güle güle gitsin, tez gelsin diye ardından sular dökerek… Uğursuz’la uzaklaştığında, umutsuzluğumda boğuldum, ıstırabımdan uğundum!..

Kimi sahte para basar, kimi sahte adam yapar. Onu adam edip koluna taktın da gezdin ya! Onunla gittin ya! Bana en çok o koydu! Hem de nasıl! Acısı ciğerime oturdu!..

Öykümüz yarım kaldı, Kaleiçi’nde. Badem ağacının altında ballanan… Türkümüz başlarken sustu çatlayan dudaklarımda. Gözyaşlarım, hasret yüklü bulutlardan boşanırcasına süzülüyor yanaklarımdan. Ben böylesine umursanmama yaşamadım hayatımda. Böylesine, yıpranmış, içi dışına çıkmış bir bez bebek gibi bir köşeye fırlatılıp, düştüğüm gibi bırakılmadım. Çok gücüme gidiyor bütün bu olanlar! Bana tercih edileni düşündükçe çıldırıyorum!.. Kahrımdan öleceğim!..

Bütün kozlar senin elindeydi güzelim. Sana göre bir şey yoktu. Gören bendim, görülen sen… Umursamayan sendin, ümitlenen ben… Yaşananlar, mazide yaşadıklarımın fevkinde, tarifi imkânsız güzellikteki sevgi ve mutluluk yüklü zamanlara ait eşsiz anılardı. Dürülüp kaldırılan, yaşanmadan biten bir aşkın defteriydi. Geride kalanlarsa, öldürülüp atılmayan, can çekişmekte olan ağır yaralı bir adam ve dağ gibi yığılan çekilmez dertleriydi.

Kara yazıyor dertlerimi mürekkebim, efkârlandıkça efkârlanıyorum. Kelimeler ifade edemiyor kederimi.

Bükülen boynumdur, burulan yüreğim… Heba olansa, iyi niyetimle emeğim… Düşündükçe dertlere karılırım. Tüttürürüm tütünümü, çekerim kafayı, daralırım! Laleler vurulur boynuma! Her gece alırım yalnızlığı koynuma, dünyaya darılırım.

Adını söyleyeceğim, dilim varmıyor. Nokta koyacağım her bir harf için, olmayacak. “Nokta koymalıyım bu aşkın sonuna!” diyorum, sana çok kızdığım zamanlarda ama her yer noktayla dolu olsa da nokta konmaz bu aşkın sonuna, asla! Olsa olsa virgüldür, ayrılığımızın anlamı. Nasıl kıyılır ki sevgiliye! O, hoş kokulu, nadide, taptaze, çok güzel, şebnemlı pembe bir güldür. Bir gül kondurulur, her hatanın üstüne, ıslak bir martı yarı çıplak kırılgan bademin dalına konarcasına.

Seni her düşündüğümde, hiç duyulmamış farklı bir öykü oluyorsun. Hiç yaşanmamış bir anı, yazılmamış bir şiir, anlatılmamış bir masal, bilinmeyen bir efsane… Öykü öykü dolaşıyorum seninle, şiir şiir koşuyorum. Masal oluyoruz birlikte ömre bedel! Efsaneleşmeye çalışıyoruz. Yaşamaya başlıyoruz akıllara durgunluk bir romanı baştan sona. Sonra birden bire yanıyor ışıklar! Gerçek, tüm acımasızlığıyla ortaya çıkıveriyor. Açıyorum gözlerimi, o güzelim rüya bitiveriyor.

Ümit bitiyor, gelecek bitiyor, hayat bitiyor, Necmettin bitiyor! Kıyametler kopuyor ruhumda! Sonunda, gerçek veya sanal, hep hayal kırıklığı oluyor, seninle ne yaşanırsa…

Don Kişot”

*
Onur BİLGE
BİN BİRT GECE ÖYKÜLERİ – 485

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
485 - maviş Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz 485 - maviş yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
485 - MAVİŞ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Gülayşe DELEN
Gülayşe DELEN, @gulaysedelen
15.8.2017 18:54:14
10 puan verdi
şöyle bir satır aralarına kısa bir yolculuk yapmıştım dün gece sevgiyi saygıyı güveni her demde anlatan o güzel yüreğine ve kalemine sağlık. Yolun açık olsun dem...saygılar.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
15.8.2017 17:16:15
10 puan verdi
Her zaman bu sayfada güzellikler bulmuşumdur. Yine kusursuz ve güzel bir yazı.
bilge.
Tebrikler sevgili Onur
JANSET
JANSET, @janset
15.8.2017 01:41:25
10 puan verdi
Kaleminize sağlık.
Okurken keyifliydi.
Sevgilerimle.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL