- 892 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Dilenciler seçici olamazlar (Kızımın Kaleminden)
Nuray Mert ve Cumhuriyet...Nedendir bu ayrılık? Oysa ki aralarında yarım kafiye de varmış. Yazık olmuş yazık 🙃 🙃
Her ikisinin de okuru değilim ama ben de bu konuda fikir beyan etmek istedim çünkü insanların "gazetenin çizgisi efenim" gibi savunmaları da bana dar görüşlülük gibi geldi sonra N. Mert’in eleştirilen son iki yazısını okudum ve insanlar bunun neyinden rahatsız oldu anlamadım. Benim yazılanlardan anladığım :kadın "aydın" kesime diyor ki kardeşim, tatava yaparak sağlıklı başarılı muhalefet yapamazsınız; hemen celallenip her şeye lapin gibi atlayıp, kuru gürültü yapmayın...asıl çözülmesi gereken, mesele olan şeylere yoğunlaşın vs.
Neyse benim kafama takılan şu çizgi meselesi...Gazete nasıl olmalı? Farklı düşüncelere kulaklar tıkanmalı mı? Alkolün, sigaranın zararları yeşilaycılara, fasulyenin faydaları bakliyatçılara mı anlatılmalı? Arkadaş listenden farklı görüştekiler silinip, sonra onları bilinçlendirmeye yönelik yazılar mı yazılmalı? 🙃
Ben şimdi, ünv hazırlıkta ing öğretmeniyim ya bizim işimiz, çizgimiz ne ? İngilizce öğretmek. Şöyle diyen öğrenciler oluyor arada. " Hocam biz Türk’üz, Türkiye’de yaşıyoruz neden İngilizce öğrenelim. Ne gerek var? Türkçe konuşmalıyız" vs vs ben de karşılığında: "Ne dedin sen? Ne dedin sen? Are you talkin’ to me? (Bana mı dedin?) ARE YOU TALKIN’ TO ME?!!! Sen, bu uluslar arası, bu önemli dile, bu eeeennnnn geçerli dilin bu yüce öğretmenine nasıl gereksiz dersin? Haddini aştın çizgiyi aştın bizim çizgimizde yürüyemedin sarhoşsun işte, sarhoş, arkanı dön ve çık istenmiyorsun artık" desem mesela, atsam sınıftan; hadlerini bildirip bilinçlendirmiş olur muyum öğrencileri?
Oysa ki ben diyorum: Haklısın kardeşim, kardeşim demiyorum da haklısın diyorum, birden fazlalarsa haklısınız diyorum, gayet samimi duygularla...İngilizce öğrenmek zorunda değilsin/siniz elbette. Tok satıcıysan hayatta, eyvallahın olmaz. Muhtaçsan mecbursun uyum sağlamaya. "Beggars can not be choosers" (dilenciler seçici olamazlar) atasözünü takdim ediyorum. Diyorum yani adamların icatlarına, sundukları işlere, yaptıkları araştırmalara vs muhtaçsan dili öğrenmen şart. Değilsen, zanaatına bişeyine güveniyosan öğrenme. Tercih senin diyorum. Keşke öyle bi konumda olsak ki , dünya Türkçe öğrenmek zorunda olsa. Ben de çok isterim açıkçası. Ama öyle güçlü değiliz maalesef diye giriş, gelişme, sonuç şeklinde konuşup bitiriyorum.
Yanlış bilgi vermek/ yanlış bilgi yaymak kabul edilemez asla!! Ama farklı görüş ve düşüncelere kulaklarım ve kalbim ardına kadar açık.
Lotodan para çıksa bi gazete kurucam. Çizgisi mizgisi olmayacağı için adı ÇİZGİSİZ olabilir. Nuh’un gemisi gibi
HER görüşten, inançtan bir- iki yazar olacak.
Kural 1: Yalan- Yanlış bilgi yok.
Kural 2: İnteraktif gazete olacak. Okuyucu yazıyı beğenmiyorsa/ görüşe katılmıyorsa - küfür hakaret vs yok- soru sorarak, yazarı sorgulayacak. Her yazar 15-20 okuyucu sorusuna cevap yazmak zorunda olacak.
Kural 3: Eğer bi yazar okuyucular tarafından ne övgü alıyor ne de sorgulanmıyorsa o zaman o yazar işten çıkartılıp, yine aynı görüşteki başka bi yazar işe alınacak.
Mutlu son 😍 🤗 😃 🤘 😉
YORUMLAR
Bir öğretmen ve yaşlı bir vatandaş olarak kızınıza yabancı dilin ne işe yaradığıyla ilgili bir fıkra anlatmak isterim.
Vatandaşın biri bir şekilde çingenelerin misafiri olmuş. Çingeneler bunu yedirip içirmişler ama adam biraz hovarda ruhlu biriymiş. Çeribaşının güzel kızına kaş-göz işareti yapmaya başlamış. Çeribaşı durumu anlamış ve kendi lisanıyla adamlarına '' biz bu namussuza soframızı açtık, o bizim kıza kaş göz işareti yapıyor. Şunu alıp götürün ve ıssız bir yerde kafasını kesin'' demiş. Ancak adam çingenelerin lisanını biliyormuş. Durumun kötüye gittiğini anlayınca hemen atılmış: '' bana bir pamuk,bir iki damla da çay verebilir misiniz. Gözümde bir rahatsızlık var. İradem dışında kırpıp duruyorum. Gözüme kompres yaparsam bu tik geçecek'' deyince çeribaşı adamlarının kulağına eğilmiş '' yahu az daha zavallı adamcağızı boşu boşuna öldürtecektim. Herifin gözünde tik varmış''
Velhasılıkelam bir yabancı dil bazen hayat bile kurtarabilir. Öğrenmekte fayda var bence.
Gazete konusuna gelince: Valla onu bunu bilmem. Bu gazete ya en çok satan gazete olur ya da ömrü çok kısa olur. Yani böyle bir gazete yayınlamak oldukça riskli bir iş. '' Risk almadan başarıya ulaşılmaz'' Diyen buyursun bir denesin derim.
Bu arada...Dilenciler, dilendikleri semte göre seçici olabiliyorlar. Mesela köylerde yaşayan kedilerin önüne ekmek koyduğunuzda afiyetle yiyorlar ama
benim mahallemde yaşayan sokak kedileri ekmek asla yemezler, balık kafası ve kılçığı da yemezler. İlle pişmiş et ya da kedi maması yerler. Alt tarafı dilenci, sokak kedileridir herbiri ama semt Soyak- Yenişehir olunca ve sokaklarda bile kedi mamasıyla besleniyor olunca bayağı seçiciler..)))))
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları tarafından 8/14/2017 11:07:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
DEVRİM DENİZERİ
Kızım da teşekkür ediyor ve ellerinizden öpüyor..
sami biberoğulları
DEVRİM DENİZERİ
" dilenciler seçici olamazlar" Vurucu bir başlık.Oku beni dedirten.İçi dolu bir yazı.Saygılar sayın Denizeri.