Artık Kırgın Değilim Sana SÜMBÜL ÇİÇEĞİ
İstanbul’dan henüz yeni dönmüştüm... Yıllar yıllar öncesi, ama daha dün gibi...
O yıllar yılı acım hiç dinmedi. Hep bir köşede benimle birlikte bu günlere geldi.
Ve ben bugün de, o acı günleri yeniden yaşıyorum...
Hayat bana ve sevdiklerime acı bir sürpriz hazırlamıştı, hem de ne sürpriz!....
Hasta olduğunu duyduğum yeğenimi görmek için, hastaneye koştum. Kapı önünde bir seyyar satıcı, mevsim çiçekleri satıyordu... Hiç teredtüt etmeden, iki demet SÜMBÜL çiçeği aldım. Yalnız hasta ziyareti yasaktı... Kucağımda minik kızım, anneme gitmek için arabaya bindik... Kapıyı her zamanki gibi, güler yüzle DENİZ açtı. Henüz onyedisine yeni girmiş; simsiyah saçlı, kömür gözlü, o pozitif enerjisiyle etrafa neşe saçan DENİZ... Sevinçle boynuma sarıldı. Elimdeki SÜMBÜL demetlerini alıp kokladı, bir vazoya yerleştirdi... Ve nedendir bilmem... SÜMBÜL demetlerini vitrinin içine koydu. Sanki; kimse dokunmasın der gibi....
Şimdi düşünüyorumda; demek ki SÜMBÜL’e orada sahiplenmiş, SÜMBÜL’de O’na...
Aradan sadece iki gün geçmişti ki, ani gelen bir telefonla dünyam başıma yıkılmıştı. DENİZ’im kardeşimle çarşıya çıkmış, mağazanın birinde fenalaşıp, acile kaldırılmıştı... Dünyamız karamıştı, tam bir kabus... Herkes hastanede, beklemede.... Zavallı annem, babam, biz çaresiz... DENİZ’im uzanmış, hasta yatağında kimseyi tanımıyor,inanamıyorum olanlara, odada yalnız ben kalabiliyorum.... Çünkü; ’Aynur abla!’ diye bana sesleniyor. "Söyle onlara korkmasınlar.... Ben iyiyim, üzülmesinler..." Çıldırıyorum... Bu bir rüya olsa gerek...
İnsan, ölüm anında bunları nasıl düşünür?.. O’na, bana verdiği sözü hatırlatıyorum. ’ İyileşeceğim abla’....
Hastane odasının kapısı dolup taşıyor ve etrafımızda bizi teskin etmeye çalışan yakınlarımız, dostlarımız... Ama artık çok geç, çok..!
Meleğim yolcu!..
O günün gecesi, DENİZ’im aramızdan ayrıldı... 15 Mart 1991.
Canım annem,... O SÜMBÜL’lerden yavrusunun saçlarına takmış, eline vermişti.... DENİZ’im SÜMBÜL’leriyle birlikte uğurlanmıştı son yolculuğuna.... Sevenlerinin gözyaşlarıyla... Hayat ne acı!.. Birkaç saat önce konuşup, sarıldığım kardeşim artık yoktu!...
Bir yıl sonra, mezarının başucunda, O’nu görüyorum. SÜMBÜL çiçeğini!... O çiçek başucunda açmış! Ve tek bir kök, ikinci kök yok!.. İnanamıyorum..!
15mart 1991-2008...
Yıllardan beri SÜMBÜL her BAHAR açar. Ama tek bir kök olarak.
Çoğalmadan, TEK KÖK..! O ÇİÇEĞİ O’NA, BEN ELLERİMLE VERMİŞTİM...
Yanlıştı biliyorum ama, ben o çiçeğe yıllarca küstüm, nerede görsem dönüp bakamadım.
Oysa ne severim dağ çiçeklerini... Özellikle SÜMBÜL’ü....
Artık ona kızamıyorum. Çünkü; belki de DENİZ’ime yalnız olmadığını, hissettiriyor.
Bugün düşünüyorumda; O SÜMBÜL nelere kadirmiş..! Artık ona kin ve korku duymuyorum. Ama elime alabilirmiyim, onuda bilmiyorum. Bildiğim şu ki; ben artık O’nu SEVİYORUM....
AYNUR AKIN
YORUMLAR
sözcük bulamıyorum ...hüznün bu kadarına yüregim dayanmıyor.......