Lalapaşa Caminde Cuma Namazı
Geçen hafta 24-28 Temmuz tarihleri arası bir seminer için ülkemizin tarihi eserleri ile dolu iklim olarak çok soğuk insani olarak da en sıcak illerinden biri olan Erzurum’da idik.İnsan bu güzel şehre gider de tarihi eserleri gezmez olur mu? Zamanımız el verdiğince bu güzel yerleri gezmeyi manevi havadan solumayı kendimize bir borç olarak bildik.Her gün seminer çıkışında da tarihe meydan okuyan tarihi eserleri gezmek nasip oldu.
….
iki dağ arasında uzunca yatar,
bakmayınca üzülür kaşını çatar,
Tortum adını taşıyan bu yer,
şelalesi ile başka güzellik katar.
…
akan çeşmelerin vana yok başında,
demek ki su çok toprağında taşında,
her tarafta akar kesintisiz çeşmeler,
sorsan kim bilir her biri kaç yaşında
…
Çifte minareli medreseyi gezsen,
Sanatın taşa işlendiğini görürsün,
Buradaki her dershaneyi gezsen,
Hocalara sonsuz saygıyı görürsün,
…
Taşhan takı satan dükkanlarla dolu,
dükkanlar rengarenk takılarla dolu,
Oltu taşından yüzük, gerdanlık, küpe...
sevdiklerine hediye alan kişilerle dolu.
…
Erzurum da uyandık sabaha,
şükürler olsun ulaştık refaha,
hayırlı günde olmak bir başka,
tarihi eserlerle dolu her saha…
…
Döneceğimiz gün 28 Temmuz ‘da ise aklımda Ulu camide cuma namazını eda etmek vardı ama Lalapaşa camiinde Cuma namazını eda etmek nasip oldu.Rabbim kıldığımız kılacağımız namazları dergahı izzetinde kabul buyursun.Peki bu Lalapaşa cami ne zaman kim tarafından yapılmış ve özellikleri nelerdir? Caminin giriş kısmında bulunan caminin tarihçesi yazan kısma gelin hep birlikte bakalım.
…
‘’Yakutiye Medresesinin doğusunda bulunan Lala Mustafa Paşa Camisi Kıbrıs fatihi Lala Mustafa Paşa tarafından Erzurum’da Beylerbeyi olarak görev yaptığı sırada 1562 yılında yaptırılmıştır. Cami Mimar Sinan’ın eseridir. Lala Mustafa Paşa caminin yanında saray ve bir de sıbyan mektebi yaptırmış ancak, bunlar günümüze ulaşamamıştır. Caminin yanı sıra hamamı bugün ayaktadır.
Lala Mustafa Paşa İstanbul’da Eyüp Sultan’da etrafı açık ve üst örtülü bir mezara 1586 tarihinde gömülmüştür.
Merkezi planlı camiler grubundan olan bu yapı, kesme taştan kare planlıdır. Önünde birbirlerine yuvarlak kemerlerle bağlanmış altı sütunun taşıdığı beş bölümlü bir son cemaat yeri vardır. Son cemaat yerinde bulunan iki mihrapçık, üzerleri çini panolu ve sülüs yazılı altı pencere bulunmaktadır. Bunlardan sağdaki mihrapçık üzerinde Hattat İzeddin’in 14 satırlık nesih yazılı fermanı bulunmaktadır. Ayrıca sağdaki ilk pencerenin üzerinde “Bismillahirrahmanirrahim”, ikinci pencerede “La ilahe İllallah Muhammedün Resulullahi Hakka” yazılıdır. Üç kapı ile içerisine girilen cami kare planlı olup, üzeri dört yığma sütunun taşıdığı pandantifli, tromplu bir kubbe ile örtülmüştür. Ana kubbe köşelerde dört küçük ve iki de yarım kubbe ile desteklenmiştir. İç mekanı iki sıra halinde 28 pencere aydınlatmaktadır. Alt sıradaki pencere alınlıkları üzerinde bulunan çiniler işgal sırasında atılan kurşunlarla zedelenmiştir.
Mihrap yuvarlak ve mukarnaslı olup, üzerindeki kitabede camiyi yaptıranın ismi ve yapım tarihi yazılıdır. Yanındaki pencerelerde ise hadisler yazılmıştır. Caminin sağında bulunan minaresi kare kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Beyaz taştan yapılan minare kırmızı taşlı bileziklerle bezenmiştir.
Caminin avlusunda sekiz köşeli ahşap ve konik çatılı bir şadırvanı bulunmaktadır. Bu şadırvandaki sütunlar son derece güzel taş işçiliği ile bezenmiştir’’.
…
İnsan camiinin avlusuna girer girmez o manevi havanın içinde kendini buluyor. Erzurum’un her semtinde her caddesinde bu manevi havayı görmek manevi havayı solumak mümkün olsa da burada bulunmak bu camide namazı eda etmek daha bir başka oluyor. Abdest alacağınız yere geldiğinizde manevi havayı içinize çekmeye başlıyorsunuz bile. Vaizin sohbeti ile kendinizi asrı saadette buluyor sahabelerin yaşadığı zorlu hayatları göz önüne getirmeye çalışıyorsunuz…
Hele camiinin ön tarafında kuzeyinde yer alan ulululuğu temsil eden çınarlara hayran kalırsınız.İnsan her vakit bu çınarların altında otursa bıkmaz.Namaz vakti geldiğinde huşu içinde cemaatle namazını eda eder.Diğer namaz vaktini bu ağaçların altında beklemeye başlar.
…
Sanki bir kalıptan çıkmış gibi olan kesme taşlara ne demeli. Camiyi yapmaya başlayan ustalar öyle ustalaşmış ki bu güzelliği bu özelliği yakalamışlar.
…
Dikkatimi çeken diğer taraf ise pencerelerin ve kapının ardına kadar açık olması.Şimdi memleketimiz Hatay’da bir camide Cuma namazını eda etmek için bulunsak klimalar çalışsa dahi fayda etmez cami içerisinde terler iken burada bir damla bile ter akmıyor.Bakın işte kapılar pencereler açık her saf cemaatle dolu olduğu halde cemaatin hiç birinde terleme yok.Huşu içinde vaizin yaptığı sohbeti dinliyor.Asrı saadetten günümüze kadar daha bıyığı bile terlememiş imanlı gençlerin İslam yolunda yaptığı güzellikler anlatılıp örnekler veriyor.İnsan böyle güzel ortamda kendini alıp götüren vaazden sonra tarihi camide doya doya namaz kılmaz mı?
…
Şu pencerelerin güzelliğine duvarın kalınlığına ne demeli.Ne kadar da kalın duvar yapılmış.Pencerelerin içinde bir insan rahatça oturur Kuranı Kerimi rahatça okuyabilir.Zaten her pencerenin içinde de rahle bulunmaktadır.
…
Güzelliklerin doyumsuz olduğu manevi havanın en üst seviyede bulunduğu Erzurum’da Lalapaşa camiinde Cuma namazını eda etmek bizlere nasip oldu.Ne mutlu ki böyle güzel ortamda ecdadımızın göz yaşı ile sabırla yaptığı tarihe meydan okuyan camide Cuma namazını kılmak nasip oldu.Rabbim her gelen günü bizlere bereketli kılsın her gelen günde de yapacağımız iyilikleri, güzellikleri, ibadetleri artırsın.Manevi havanın doruk yaptığı ortamlarda namazlarımızı kılma şerefine eriştirsin.
…
Nereden nereye? Bir hafta geçti bile… Geçen hafta bugünler dadaş şehrimiz Erzurum’da iken bugün de doğduğumuz şehir olan Hatay’ dayız. Bir haftada hiçbir şey değişmemiş gibi görülse de şöyle beş dakika bir düşün bakalım neler değişti neler oldu.Zaman böyle işte; seni,başkasını, hiç kimseyi beklemez alır götürür. Aydınlığı karanlık örter, karanlığı da aydınlık açar.
Hep aydınlıklarda kalmanız niyeti ile…
Zaman durmadan geçer gülüm,
Yeter ki sonunda olmasın ölüm,
Bir hafta daha geçti ömürden,
Hayatta geride kaldı bir bölüm…
04.08.2017
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-Yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.