- 889 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
TARAF OLMAK İNSAN OLMAKTIR
Bu aralar çok sevdiğim bir karınca öyküsünü aktarayım.
Hazreti İbrahim geçmişte Kral Nemrud’un putlarını baltayla parçalamış. Bunun üzerine putlara tapanlar, ’putlarımızın intikamını almak istiyorsanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin’ demişler. Kral Nemrud’da Hazreti İbrahim’in ateşte yakılmasını emretmiş. Sonra da herkesin ateşe odun taşıması emrini vermiş. Herkes bir ay boyunca ateşe odun taşımış. Odunlar dağlar gibi yığılmış. Odunların tutuşturulması bile yedi gün yedi gece sürmüş. Alevler göklere yükselmiş. Ateşin şiddetinden vahşi hayvanlar bile kaçmış. Sıra hazreti İbrahim’i ateşe atmaya gelince, kimse ateşe yaklaşamamış. Bunun üzerine bir mancınık yapmışlar. Hazreti İbrahim’i bu mancınıkla ateşe atmayı planlamışlar.
Bu arada minicik bir karınca, küçücük ağzına bir damla su alıp gökyüzüne ulaşan alevli ateşe doğru koşmaya başlamış. Bir başka karınca merak etmiş. ’Böyle koştura koştura nereye gidiyorsun?’ diye sormuş. Ağzında su damlasıyla koşan karınca da yanıt vermiş: ’Duydum ki Nemrud, Hzreti İbrahim’i yakmak için büyük bir ateş yakmış. O ateşi söndürmeye gidiyorum.’
Diğer karınca acı acı gülmüş ve ’Yahu o cehennemi andıran ateşe karşı senin bir damla suyun ne yapabilir ki; gitsen varamazsın, varsan ateşi söndüremezsin’ demiş.
’Olsun’ demiş karınca, ’Hiç olmazsa taraf olduğumu gösteriyorum, safımı belli ediyorum.’
Rivayet odur ki, kertenkele de bu arada bir görev üstlenmiş, güya daha harlı yansın diye ateşi üflüyormuş.
Ona da, ’Yahu, zaten ateş gökyüzüne ulaşmış, sen daha ne yapıyorsun?’ diye takılmışlar.
Kertenle de, ’Olsun, düşmanlığımı belli ediyorum, safımı gösteriyorum’ demiş.
Taraflı olmak önemli. Ancak karınca mı olacaksınız, kertenkele mi?
Bugünkü sömürü ve zulüm düzenini veri kabul ederseniz, ya ateşe odun taşıyanlardan, ya da ateşi harlatmaya çalışanlardansınız. Bu da bir ’taraf’ olmaktır.
Ancak mevcut sömürü ve zulmü görüp buna karşı koymak karınca olmaktır, insan olmaktır, adam olmaktır.
Zulme ve sömürüye karşı susan, insanlığını yitirir.
Zulme ve sömürüye karşı sessiz kalan, zulme ve sömürüye ortak olur.
Şahsi çıkar gözetmeden ve büyük özverileri göze alarak samimiyetle mücadele eden bir komünist, bir Kemalist, bir ülkücü, İslami görüşü benimsemiş bir kişi için de aynı değerlendirme yapılabilir.
Bu insanların hepsi taraf olma cesaretini ve onurunu gösteren insanlardır.
Zulme ve sömürüye karşı tavır alınmadan insan olunmaz; hele bugün olduğu gibi, Nemrud’ların saldırganlığının iyice arttığı dönemlerde.
Binlerce yıllık insanlık tarihinde küçük karıncanın tavrını gösterebilenlerin sayısı da az değil. Bugün Nemrud’un ateşi hala yanıyor. Ancak bir gün gelecek, o küçücük karıncanın suyu, o göklere ulaşan alevleri söndürecek. Rivayette de öyle olmadı mı? Bugün Şanlıurfa’daki Balıklı Göl böyle oluşmadı mı?
YORUMLAR
Beğendiğim karınca öykülerinden biriydi seçtiğiniz öykü. İzninizle ben de paylasayim.
Karınca' ya Mardin' de rastlamışlar ve sormuşlar.Nereye diye.Hicaz' a gidiyorum nasip olursa hac ve tavaf edeceğim.Bu bacaklarla varabilirmisin ki demişler karıncaya, Varamazsam yolunda ölürüm demiş.Sabir ve gayret, ulasamamayi umursamadan cesaretle. İçimizdeki halis insani bulmak ne güzel. Zulüm ün, savaşın olduğu yere Sevgi ve şefkat goturelim birlikte.İyi aksamlar, saygilarimla