Kuşhane
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Gözlerimi sıkıca kapıyorum. Su beni yavaş yavaş yutuyor. Yanımdan küçük balıklar geçiyor. Yaralarımdan ufak ısırıklar alarak. Doymak istiyorlar . Sen kendini hiç hissettiğinde minik balıklar devleşiyor.
Güneş zorla göz kapaklarımı aralıyor çok sonra. Bir kıyıya vurmuşum. İçine not iliştirilmiş şişeler gibi. Şanslıyım. İçimden onca söz. Dışımda bir cam set. Öylece duruyorum.
İçim için dışımın telefi şart. Ömrümün kuzeyinde fırtınalar var, güneyi güllük gülüstanlık . Hadi kırın beni bir dost sofrasında. Kalbimi tanıyın. Kalbimde mürekkep izidir dünüm.
İki şehirden geçtim işte . Vinçler devrildi, duvarlar yıkıldı, yolları sel bastı. Emrivakinin tam göbeğinde , duman duman. İki şehirden geçtim başka bir şehre varmak için. Onca yırtığına rağmen bırakıp gidemediğim rüyalarım. Bir geçmiş zamandan pimi çekilmiş hayallerim.
Kalbimi görün. Kalbim hüngür hüngür. Buyum işte kabul edin öyle az öyle yok öyle yoksul . İki şehirde harcadım canımı. Bir ah ömür bu. İki şehirden geçtim .Sis çöktü, dallar kırıldı. Örgütlenip kalbime hücum etti gökkuşağı altı hurafem. Hatrıma düştü yine geçmiş zamanda kaybolmuş, uçuşan bulutum.
Kalbimi gömün.
Koşuyorum. Dar bir sokakta ensemde nefesler. Falıma bakmak çabasında bir adam. Falım bir intihar başında , bilmiyor. Tutuyor avuçlarımı . Ömrümü sığdıramadığım avuçlarımı. Azıcığım ben diyorum. Bırakın. Bırakın ellerimi.
“kalbim, eksik rüyalardan ıssız kuşhane
canımdan yoksullar kadar uzak düşmüşüm meğer
dokunamam ağzımdaki yarayla incitilmiş bir güle”
Diyor adam. Acınız acımla tanışır mıydı eskiden yoksa diyorum. Ardını ardında bırakıp da gidiyor. Sesleniyorum ;" Hey söz doktoru söyleyin ölecek mi sözcüklerim? Bari bunu söyleyin". Sözcüklerden köprüler kuruyorum. Ama olmuyor .
Cevapsız gidiyor. Uzun uzun gidiyor. Yalın ayak koşuyorum yine. Caddeler boyu gözyaşı içinde.
Sinem / Ağustos
YORUMLAR
O qué
Efendibabanız çok doğru diyor manevi kalkan şart :)
o dua paketini bilirim.
Okumasına okuyorum da .
Ben rüya görmüyorum abi rüya beni görüyor felam diye ironik felsefik az buçuk da imgemsi bişeyler deyip konunun üzerini örteyim :)
Hörmetler :))
Okudukca, teşevvüş halleri geldi gözüme. Duru dupduru bir okyanus, insanin kendi içindeki okyanusu seyredip, hiclige ulasip, icindeki zenginlikleri fark edeceği ani sabırla beklemek, tıpkı kozasından çıkacak kelebek gibi.
Ve adamın dediği" kalbim eksik rüyalardan issiz kuşhane canımdan yoksullar kadar uzak dusmusum meğer"....
Bu arada basliginiz çok naif ve zarif. Gecmis teki hatıralarıma dokunuverdi birden. Babaannemin, sergende duran Koyu mavi ve beyaz kushaneleri, birde yaprak seklindeki uç beş guzel kusun yemeğini yediği biblo.
Emeğinize sağlık çok güzeldi yazınız. Hayırlı cumalar.
LutfiyeCanacik2050 tarafından 8/4/2017 12:53:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
O qué
hayırlı cumalar.
Dilimin ucunda kırlangıç sürüsü gibi sözcükler, itişip kakışıyorlar buna rağmen buraya ne yazacağımı bilemiyorum...
Çok etkileyiciydi yazı ve ben sadece yürekten tebrik etmek istiyorum sevgili ILGIN...
''mazının el değmemiş körpe kızı
hadi gel
ay buluta gizlenirken
puslu ayaz bir gecede
gökyüzünde hayal meyal görünen
yıldıza tırmanalım birlikte
ve oradan haykıralım evrene''
Bir filmden bahseden arkadaşıma "O film bir romandan uyarlanmış,sen o romanı oku,film ile alakası yok" dediğimde bana itiraz ederek "Madem romandan alınmış neden alakasız olsun ki?" diye sormuştu.
Kitapta yazılan ile filmde seyrettiğin aynı değil.tadı,anlatımı,sözleri,ruhu farklı oluyor.
Hani bir derviş " Ben bir kuşum ,kanatları kırılmış.Dağ başında ötem dedim ;halim yok" demiş ya
Bir rüyadan geçiş yapan bulut kümeleri gibiydi yazınız.
Tebrik ederim.