- 626 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
kıvırcık batu(4.bölüm)son bölüm
Pınar olduğum zamanda ne kadar huzursuz olduğumu hatırlıyorum adet düzensizliği yüzünden ve onun ağlayan babasını yatıştırmak için ne çok zorlamıştşm kendimi yetişkin bir adamk kollarımda ağlıyordu.Şimdi önümde bir bardak çay ve kocaman odamda tembellik yaparak geçireceğim bir hafta sonu olsaydı ne kadar sevinirdim.
Acaba Pınar yaşamadığı bir gün hakkında düşünüyor mudur?Yada Batu hakkında kafa patlatıyormudur?Buluştuğumuzda gerçek Pınar olsaydı BAtuya karşı davranışı nasıl olurdu?Ounun hakkında ne kadar az şey biliyormuşum meğer!
Neden kardeşiniin intihar ettiğinden söz etmedi tam şu anda ben çayı dudaklarıma götürürken
-Üff,ağzım yhandı diyorum
-Sıcak kızım üflesene diyor Pınar’ın annesi.
Bir anlık bocalamadan sonra neler olduğunu anlıyuorum.MINECRAFT kahramanı ve huzurevi yok olmuş buyuk olasılıkla PS4’e geri dönmüştür.
Pınar’ın yatağına uzanmış kafamda kulaklıklarımla NR1 izliyorum.
Cep telefonum çalıyor arayan Deniz.
Şaşkınlığını dile getiriyor,Batuyla mı buluşacaksın?diyor.
Son buluşmanızın fiyasko olduğunu sanıyordum bu nedenle de onun senin umurunda olmadığını sanmıştım.
-Ben de öyle sanmıştım diyorum.
-Çıldırıyorum,Pınar.
-Delirme!
-Yaşadığım son gün hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum. O gün hafızamdan silinmiş sanki bu çok saçma değil mi?
Deniz birden susuyor ve hat kesiliyor.Deniz’in bedenine girdiğim için üzgünüm ama elimden gelen bir şey yok.Batuya konsantre olmam gerekya randevuya gelmezse ne olur?
Batu on beş dakıka gecıkıyor kot pantolon spor ayakkabı giymiş.İyice kayıtsız bir şekilde bir eli cebinde bana doğru ilerliyor.Sağ eli ile tempo tutuyor.Onu kızdırmak için ben de ilgisiz gibi gözükmeye çalışıyorum.
-dün neden benimle konuşmak istemedin diye soruyor.
Ağzımı açıyorum ama çok şaşkınım tek kelime edemiyorum.
-Sen benimle sohbet etmeye mi geldin?
Başını önüne eğiyor,bir suçlu gibi.
-Kusura bakma dün pek havamda değildim diyorum.Kadın doktorunun bana verdiği ilacı yutmak zorundayım adet düzenleyicisi bu ilacın yan etkisi de var elbette.Prospektüste sanrılardan bile söz ediyor.
-Sana inanmıyorum.
Bunlar nasıl laflar böyle?yine Batunun ağzından lafları cımbızla çekeceğimi düşünmüştüm.
-Haydi gidelim,Batu.
-Nereye?
Omuzlarımı silkip harekete geçiyorum.Suskunluk içinde yan yana yürüyoruz.
Aslında her şeyi şu anda halledebilirim.İyice odaklanıp sadece Batuyu düşünmeliyim böylece onun bedenine girerim.Onu merak ediyorum.Bu hareketimle onun yaşadığı bu gün hafızadan silinecek sanki hiç yaşamamış gibi…
Batu birden burnunu tutuyor bu cadde iğrenç bir koku var diyor ben evsizken üzerimdeki paçavraların kokusunu hatırlıyorum.
-Dun neden benımle konuşmadın ,Pınar?
-Çünkü sen tam bir angutsun diyorum.sınıfta otururken nasıl göründüğünün farkında mısın ?,Yenı bır saat almışsın başın önünde gözün devamlı saatinde sanki yetişmen gereken bir randevu varmış gibi,ilgilendiğin hiçbir şey yok.Senın hıçbır şeyden haberin yok,anladık nineni kaybettin etrafında yakınlarını kaybeden tek kişi sen değilsin.
Zavallı Batu nun rengi atmıştı.Hala sağ eli ile baldırına vuruyordu.Gözlerime bakıyordu yüzümde iki kat makyaj olduğu için kendime güvenim tamdı.
-Haydi birşeyler söyle!diye üstüne gittim.Bunlar son sözlerin olacak,sonra senin bedenine gireceğim ve seni oradan yollayacağım hiçliğe gidecekjsin sonsuz uzay boşluğunda bir toz bulutu olacaksın ,ben aslında senım anladın mı?
Aptal aptal sırıtyor.Deli olduğumu düşünüyor.
Pazartesi senden çıktım ve matematik öğretmeni oldum şimdi de Pınar’ım her sabah dakıkalarca soğukta beklediğin Pıunar .iŞaşırdın değil mi?Büyük olasılıkla kullandığım ilaçların yan etkisi olduğunu düşünüyorsun.Bir kez daha düşün!Pınar neden senin gibi bir numune ile buluşsun ki!Neden sürekli kaçan gözlerini saatine diken ilgisizmiş havası veren biri ile ilgilensin,belki de sen de ondan hoşlanmıyorsun bir gün ona ailesini sordun mu yada kardeşleri ile nasıl geçindiğini senin için herşey fark etmez moruk.
Yakasına yakışıp onu tüm gücümle tutuyorum elleri bileklerimi kavrayıp onlardan kurtulmak istiyor ama ben daha güçlüyüm.Gözlerimi kapıyor ve ona yoğunlaşmaya çalışıyorum.Onun aklından neler geçiyor:saf panik.
Elbette Batu kendi bedeninden atılmak istemiyor,Pınar onun içini gördü hem de Pınar!Batu için hayatta önemi olan tek insan.
Batunun Pınardan korkmaması için yapması gereken tek şey var :Pınar’ı unutmak!Pınar’ı kalbinden söküp atması gerek.Zaten şu anda tam da bununla meşgul.
Şimdiye kadar Batu için hiç bu kadar üzülmemiştim.Yine de bana yer açıp sonsuzlukta yok olması gerek.
Gözlerimi açıyorum.Batuyu görüyorum ve birden çığlık atıyorum.
Çünkü Batu bana vurdu,gerizekalı bana vurup kaçtı.
İstiklal caddesi boyunca yürüyorum,kitapçılar,vizyona girenler,çiçek pasajı hepsini ağır ağır geçiyorum.İşler neden ters gitti?
Bir bedenden diğerine geçme konusunda yanılmadığıma neredeyse eminim.Bir insanı izliyorum ve onun içine girdiğimi düşünüyorum;sonra birdenbire o insan oluyorum.Son günlerde hep bu şekilde oldu,yaşlı PS4 karakteri hariç,o tam bir muamma ,ayrıca da neden yaşlıydım?
Huzurevinin kütüphanesinde gözlerimi kapamadan önce hep Batuyu düşündüm ama şimdi neden Pınar oldum ?Artık kendi bedenimde olmamaya Batu’nun bir itirazı olmazdı ,öyle olsa şu andaki gibi bitik bir halde olmazdı.Sakin sakin gitmesibeni şaşırtmazdı.Büyük ihtimalle şu anda oyun oynuyor.Pınar’dan duyduklarını olabildiğince çabuk unutmalı yada şunu demeli Pınarmı?fark etmez moruk.Eve döndüğümde kimseyi bulamıyorum cep telefonuma mesaj geliyor,bizimkiler amcamlara ziyarete gitmişler.Aç değilim iyi bir akşam geçirmeyi istiyorum ve de çok susadım.Buzdolabında babamın biralarından birini açıyorum ve mutfak masasına oturuyorum.biranın tadına varıyorum.Bu bedenimden ayrılmam için acaba kaç tane içmem gerekir?İlk kutudan sonra çakırkeyif oluyorum kızlar zaten hemen sarhoş olur değil mi?İyice sarhoş olup onlara herşeyi anlatsam mı acaba?Şu anda ailem yemektedir,annem sofraya zenginlikler katıp babama yaranmak için uğraşırken babam haberleri açıp izlerken diğer taraftan da karnını doyurmaya çalışıyordur.Eğer ben kendim olsaydım sevincimi annemle paylaşırdım .Kafamı sallayarak bir bira daha açıyorum.Hafifsallanarak mutfaktan çıkıyorum.Hayır sarhoş değilim ama çok ayık olduğum da söylenemez.Kapı çalıyor.
Koridor duvarına sürtünerek kapıyı açıyorum önümde Batu duruyor.Birden geğiriyorum.
-Ne kokusu bu?
-Rahatsız mı oldunuz beyefendi.
-Ben de seninle içebilir miyim ?seni rahatsız eder mi ?,
-Niçin beni rahatsız etsin ki?
Bu benim biram değil bu ev bu eşyalar da bana ait değil ve sonolarak bu beden de…
-buyrun deyip kapıyı daha çok açıyorum.
-Hiç şaşırmadın mı ?
-Neden.?
-Mesajıma cevap vermeden buraya geldim.
-Ne mesajı?
Gir hadi içeri!
-Tamam.
Pınar’ın odasında rahatça oturuyoruz elimizde birer kutu bira var ve müzik dinliyoruz.Batu yatakta oturuyor ben ondan birkaç karış ötede pencere kenarındayım.Bana yaklaşıp öpmeye kalkarsa pencereden atlarım,bir erkekle öpüşmek mi?İğrenç!
Bira içermiş gibi yapmaya karar veriyorum.Beni sarhoş edip üstüme atlamayacağı ne malum,bu çocuğun gözü ne zaman açıldı yahu?sohbet etmeye çalışıyor almanca öğretmeninin kendisine katlanamadığını anlatıyor ve son okuduğu almanca romandaki Tyrone ile Catherine arasındaki aşkı..
-Catherine almanca değil ki…
-elbette değil , aptal,orijinal roman İngilizce yani ben çeviriyi okuyorum.
-Roxette grubunu neden bu kadar çok seviyorsun,yeni gruplara da şans versene
-Şarkıları çok romantik,dressed for success , joyride,it must have been love…
,O yıllarda bir delikanlı olmak isterdim şimdiki gruplar bana çok yapay geliyor.
Herhangi bir yorumda BULUNMAK YERİNE KUTUYU ağzıma götürüyorum.Merakla odamı inceliyor.
-söylesene Deniz neden en iyi arkadaşın ?
-Bu seni rahatsız mı ediyor?
-Aslına bakarsan orkide sana daha uygun
-İzin verirsen buna ben karar vereyim diyorum.
Biliyormusun orkide Hristiyan olmaya karar vermiş,İslamı çok kaba bulduğunu söylüyor.Böylece domuz eti de yiyebilecekmiş.Bense hamburgerden asla vazgeçmem.Sen hiç domuz eti yedin mi?,
-Delirdin mi sen?Elbette yemedim.
Batu birasından bir yudum alıyor.Pencere kenarından çekiliyorum ve elimdeki bira kutusunu çalışma masama koyuyorum.
-Özür dilerim ama artık gitmelisin,ailem gelmek üzere.
-Kötü bir şey yapmıyoruz ki…
Annem için oldukça kötü şeyler yapıyoruz ve ben şu halde onu çekecek durumda değilim.
-O zaman dışarı çıkalım mı?
Bu çocuk needn bireden bire cesur oldu böyle,iki kutu bira mı ona bu cesareti veriyor acaba?
Aşağı inerken tek laf etmiyoruz.Dengemi kaybetmemek için sık sık merdiven korkuluğuna tutunuyoırum.
Vedalaşırken beni öpüyor ben de onu.Fark etmez.
Her şey yolunda mı?
Ses bana tam olarak ulaşmıyor,bu beni kuşatan sis yüzünden bir gemideyim ben fırtınalı denizde tek başına sallanan bir gemideyim.Kafama birileri koca bir tokmak ile devamlı vuruyor.
-Beni duydun mu?Konuşsana.
Dilimi oynatmayı deniyorum ama nafile,içki ile birlikte babamın iki miligramlık Risperdal isimli ilacını almamalıydım.
Pınar’ın yatağındayım,başım zonkluyor.
_Aç kapıyı diye bağırıyor bay Bahattin.
-Her şey yolunda ..
-Gerçekten mi?
-Evet.
Üç saat sonra üzerimde pijamalarımla tuvalette oturmuş İngilizce çalışıyorum.Baş ağrısından pek bir şey kalmadı geriye.Ilık bir duş çok iyi geldi.Yarın sınavımız var ve Pınar’ın iyi bir not alması gerekiyor.Oturarak çiş yapmak biraz tuhaf geliyor bana hele sonlara doğru penisi sağa sola sallamak derd i yok onun yerine kıçımı sallıyorum son damlanın külot yerine klozete düşmesi için.Az sonra aynanın karşısında çıplağım beyaz bir bedenim var ve göğüslerim küçük ama bedenimin alt kısmı yaşıma rağmen olgun bir kadının kıvrımlık derecesine ulaşmış durumda parmağımı klitorisime götürüp oynamaya başlıyorum.Sonunda olan oldu,çıldırdım!Günlerdi,r bunu bekliyordum.Sonuçta hayatımın en çılgın haftasını yaşadım.
-Neyin var?
Bay Bahattin her zaman ki gibi takım elbisesini giymiş seçim bürosuna gitmek içişn hazır.Elinde bir sürü gazete var.
-Hiçbir şeyim yok.
-O yüzden mi öğlen olunca ancak uyanabildin?Dün birlikte içtiğin o kirpi kafalı ile birsey oldu mu ?
-Bu soruyu cevaplamaya gerek duymuyorum, baba.
-Annen gitti diyor , Allahım gene ağlamaya başlayacak ve ben hiç çekecek durumda değilim.arkasına dönüyor evden çıkıp kapıyı çarpıyor.Mutfağa gidip buzdolabını açıyorum.Cep telefonum çalıyor .ekranda Deniz yazıyor.
-Salih bu sefer saçma sapan bir mektup yazmış diyor.
Acaba neden saçmaladı hiçbir fikrim yok belki ben o yazarken huzurevinin kütüphanesinde son nefesini veren yaşlının cenazesını taşıyordum.
-boşver diyorum , ciddiye alma.Bu arada Su bağırıyor, anne!Deniz ablam gene telefonla konuşuyor.
-İspiyoncu diyor Deniz,özür dilerim Pınar kaapatmam gerek.
Kahvaltı çok huzurlu geçiyor,bana çok iyi davranıyorlar ve tiyatro elemelerinde bol şans diliyorlar.Annem mısır gevreğimi getiriyor.
-Bu günkü İngilizce sınavı nasıl geçecek?
-Kızımızın okul durumu ile ilgileniyorsun demek diyor Bahattin bey.
Pınar’ın annesi cevap vermek yerine benden tereyağını istiyor.Bahattin bey tereyağını alıp duvara fırlatıyor.Seçimlere dua et diyor,orospu,orospusun sen ,ben bunu yanına koymam !
-Devam et , tehdit et beni,masadaki herşeyi fırlat,beni her zaman bir aksesuar olarak gördün necip Türk milletinin bir milletvekili adayının aile hayatı düzenli olmalıdır değil mi?Karısı ona her zaman eşlik eder.Örnek bir aile!Hiç bir zaman ilgilenmedin benimle.
Bahattin bey ayağa kalkıyor masaya bir tekme savurup elini kaldırıyor ve öfkeli bir tokat savuruyor.Bir kaç saniye sonra kapının kapanış sesi geliyor.
-Pınar,işte senin ailen,örnek bir aile.
İlk kez Pınar olmak bana büyük bir cezaymış gibi geliyor ve kendi ailemi ne kadar özlediğimi fark ediyorum.Gözlerimi kapatıp ailemihayal ediyorum.
*
-Aç değilmisin Batu?
-Açım.
-O zaman neden bir şey yemiyorsun?
-Çünkü öyle mutluyum ki yemek yiyecek dermanım yok.Kahvaltımızı seviyorum masamızı,kızarmış ekmeğimizi,babamın aldığı kötü kokan ucuz sucukları da seviyorum.
-Aşık mısın?
-Bu kadar mutlu olduğuna göre kesin aşık diyor annem.dış görünümüm dışında eski Batu ile hiçbir ilgim olmadığını göstermem gerek.Bedenlerine girdiğim insanları yeteri kadar tanıdım mı acaba yoksa hala bana yabancılar mı buna karar veremedim.
Cep telefonum çalıyor.
-Selam ben Pınar.Rahatsız etmiyorum di mi?
Pınar mı?Birden boğazım kuruyor ve ellerim titremeye başlıyor.
-Teşekkürler,Batu.
-Ne için?
Sıcacık gülüşü sırtımdan aşağı dalgalar yayılmasına neden oluyor.
-Doğrusu bunu senden beklemezdim.
_Neyi,?,
-Şiirler yazıyor olmanı
-Hımm.
Ne demem gerek bilmiyorum.Pınar beni biri ile karıştırıyor sanırım.Şiirdeki o tip kadar kendini kaybolmuş hissetmenin ne demek olduğunu biliyorum.Hem de çok iyi biliyorum bunu.Bazen kendimi bazı günleri kaybetmiş gibi hissediyorum.hayatta her şeyin boş olduğunu düşünüyordum ama bana yazdığın o şiirler her şeyi değiştirdi.
Tasavvur edemediğim bir şey verdin bana
seninle geçen her dakikanın ve her saniyenin
sensiz geçen saatlerden daha uzun olduğunu
gözlerinin
yeni bir dünya olduğunu öğrettın
birgun yorgun ayaklarını uzatıp;ağarmış saçlarını savururken
hatırlayacak mısın ?
Mümkün olacağını hayal bile edemeyeceğim gibi sevdim seni
İlk bahara nasıl girilirse ölmüş toprak nasıl dirilirse
öyle girdin kalbime ani ve tutarsızca
En sevdiğim şiirin bu diyor Pınar.Önümüzdeki Hafta sonu ne yapıyorsun,bir partiye gelmek istermisin?
On dakika sonra balkonda oturmuş Batunun neler yaptığını kavramaya çalışıyorum.Ben hep onun Pınar’ı unutmaya çalışacağını sanmıştım.Onun yerine şiirler yazmış.Gökyüzüne bakıyorum.Bir zaman sonra gene ölüm ve uzay hakkında kafa patlatacağım.
Yüksek sesli biri gıcırtı ile balkon kapısı açılıyor.
-İçeri gel,reklam arası bitmek üzere
-Ok,mummy diyorum.
BAtunun sonsuzluğa gitmesi çok kötü oldu,ilerde büyük bir şair olabilirdi.
-SON-
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.