- 982 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ACI SON
ACI SON
Elif daha küçük bir çocukken kader ağlarını örmüştü. Sanki elifle yarış ediyordu çilesi ...
Henüz bir buçuk yaşlarındayken yakaandığı amansız bir hastalık sonucu uzun süren bir tedaviyle biraz olsun toparlnamya başlamıştıki, üç yaşlarına geldiğinde annesi aniden geçirdiği kalp kırizi sonucu hayatını kaybetmişti. Elifcik hastaydı birde üstüne öksüz kaldı. Annesizlik zorda olsa babası, küçük Elif’i hiçbir şeye muhtaç etmeden bakmaya çalışıyordu. Ama ne kadar bakabilirdiki? Çalışması ve kızına daha güzel bir gelecek hazırlaması için işe gitmesi gerekliydi. Elif’i güvendiği bir komşusuna bırakarak işe gidiyor ve akşam olmasını iple çekiyordu. Eve döndüğünde kızını öpüyor, kokluyor’ sarılıyor hasret gideriyordu.
Ama olmuyordu Elif’e bir anne lazımdı. Uygun gördüğü bir bayanla evlenerek Elif’i ve kendini biraz olsun rahatlamış hissediyordu.
Üvey anne Naciye Hanım Elif’i çok seviyordu. Gayet güzel bakıyor,ilgileniyor, sevgisini eksik etmiyordu. Elif altı yaşlarına geldiğinde üvey annesinin de bir kızı olmuştu. Artık sevgisi ikiye bölünmüş, hem Elif’i hem de Emeli birlikte seviyor birlikte ilgileniyordu. Bu arada Elif okula başlamıştı. Okul bitişini iple çekiyor, kardeşine bir an önce kavuşmak istiyordu. Bir hafta sonuydu Elif babası annesi ve kardeşi gezmek için arabaya binip çıktılar. Birlikte güzel vakit geçiren aile eve dönüşlerinde geçirdikleri feci bir kaza sonucu anne’ baba ve küçük kız hayatını kaybederken Elif ağır yaralı hastaneye kaldırılmıştı. Aylar süren tedavi sonucu komayı atlatan Elif gözlerini açar açmaz anne, baba ve kardeşlerini sormuştu. Doktorlarında piskolojik desteğiyle oiayı anlatmaları sonucu Elif şok geçirmişti. Ama hekim gözetiminde olması nedeniyle kolay atlatan Elif artık taburcu edilecekti. Fakat ailesi yoktu. Artık üvey amcası onu yanına almayı kabul eti ve Elif amcaya teslim edildi. Gel görki başına neler geleceğini bilmeden amcada yaşamaya başlayan Elif içine kapanık sessiz bir kız oldu. Üvey yenge Elif’e eziyet ediyor, ev işerini küçük kıza yaptırıyor, ahır temizleme, koyun gütme v.s gibi zor işlerde çalıştırıyordu, Elif bunlardan arta kalmayan zamanlarda ders çalışamıyor, okulana devam edemiyordu.
Günler böyle sıkıntılı geçedursun,bu arada büyüp serpilmeye başlayan Elif’e üvey amcası göz koymuştu. Köy hayatı bu gelen taliplerini geri çeviriyor kız henüz küçük evlenecek yaşta değil diye yolluyordu. Ama kendisi de sık sık taciz etmekten geri durmuyordu. Elif korkudan kimseye söyleyemiyor, her geçen gün biraz daha ürkek oluyordu. Artık
bir gün üvey amaca Elif’e saldırırken üvey yenge olaya şahit olmuştu. Elif’i kolundan tuttuğu gibi sokağa fırlatan yenge kapıyı kapattı. Elif büsbütün sokakata kalmıştı. Komşulardan olaya şahit olanlar Elif’in suçsuz olduğunu biliyorlardı. Ama amca variyetli ve köye hakim bir ağa olduğu için kimse bir şey diyemiyordu. Elif’in Ankara’da yaşayan garip fakir bir teyzesi vardı. Komşuları Ahmet Ağa ertesi sabah Elifi alarak Ankara’daki teyzesine teslim etti. Teyze ve enişte son derece merhametli ve o kadarda fakirlerdi. Üç çocukla zar zor geçinen teyzeye Elif de eklenince beş nufuslu bir aile oldular. Ama bıkmadılar, yılmadılar, Elif’e de kendi çocukları gibi davranıyorlardı. Fakat Elif eziliyor, üzülüyor kendisi yüzünden teyze çocuklarının sıkıntı çektiklerini düşünüyordu. Bu arada büyük bir alış veriş merkezi olan markette işe başladı. hem çalışıyor hem’de okulunu dışardan bitirmeye gayret ediyordu. Önce orta okul ve lise diplomasını aldıktan sonnra öss ye hazırlanıyordu. Fakat maddi durum yüzünden okuyamayacağını da biliyordu. Aldığı maaşını teyzesine veriyor, ev masraflarına destek oluyordu.
Günler günleri kovalayadursun eniştenin köyünden münasıp bir kısmeti vardı. Elif’in baktılar , beğendiler ve yine köy usulu bir evlilk uygun görüldü. Artık Elif’in de bir yuvası olacaktı. Kimseye bağımlı kalmayacaktı. Düğün dernek elif güzel ama çok güzel bir gelin olmuştu görenler onu gıpta ediyor kıskanıyorlardı elif eşinide çok seviyordu
Kardelen Kircicegi
Mutlu ve güzel bir yuvası vardı. Bir de ikiz kızları olmuştu. Elif kendini çocuklarına adamış, onlarlarla zaman geçiriyordu. Fakat kayın valide öyle cahil bir kadındı ki gün geçmeye Elif’in eşini dolduruyor ve kavga etmelerine sebeb oluyordu. Bu arada tabi Elif’e göz koyan üvey amca da Elif’in peşini bırakmıyor sürekli rahatsız ediyordu. Yine günlerden bir Pazar Elif’in eşi traktörle tarlaya gitmişti. Elif çocuklarıyla meşgulken üvey amca kapıya dayandı. Kıyametler kopuyor dışarda. Elif içerde hıçkırıklara boğulmuştu. Ekmek bıçağını alarak amcasının üzerine yürüdü. Amca bağırıp çağırıyor "nankör sana yıllarca baktım. Üstünde o kadar emeğim varken evine misafir bile etmiyorsun " derken kayanana giriyor devreye. Vay seni sinsi yılan demek üvey amcanla kırıştırıydun da benim oğluma ne diye yamandın? Sanki kıyamet kopuyordu. Bu arada tarladan dönen talihsiz koca olayı görünce şoke olmuştu. Tutunca Elif’ i sokağa fırlatti. Elif ne kadar yalvardıysada suçum yok masumum "yavrularımı verin bana beni çocuklarımdan ayırmayın " diye yalvarsa da nafile. Eve alınmayan Elif yine teyzesinin evinin yolunu tutar. Ağlayarak kapıyı çalar. Kapıyı açan teyze ah kuzum, talihsiz bahtı kara kuzum, yine mi bi hal geldi başına. Gel yavrum, bir çare buluruz elbet günler geçiyor. Görüşmeler yapılıyor. Elif çocuklarını almak için dava açar. Mahkemeye fakat kanıt yok. İspat yok. Mahkeme çocukları babaya uygun görür. Elif yine gözü yaşlı, kalbi kırık, boynu bükük teyze evine döner. Eski işine tekrar başlar. Çalışmaya devam eder. Üvey amca sinsi hain hala rahatsız ediyor, yoluna çıkıyor, takılıyor, taciz ediyor. "Senden vaz geçmeyeceğim, nikahıma alacağım seni" Diye Elif her defasında polise baş vurmasına rağmen bir müddet korumaya alındıktan sonra koruma süresi bitiyor. Yine olay baştan devam ediyor.
Böyle çile dolu kaç yıl geçti bilemeyiz... Arada bir çocuklarını görmeye giden Elif onlara güzel giysiler ve yiycek türü hediyeler alıp yavrularını öpüyor, kokluyor, ağlayarak vedalaşıyor. Yine bir Pazar çocuklarını gördükten, sonra evine dönen Elif ertesi sabah işine giderken, teyzesiyle vedalasıp, hellalik alıyor," teyze bu gün içimde bir sıkıntı var, sanki dünya üzerime üzerime geliyor, hoş ya zaten dünya hep üstüme binmiş, merkep gibi ben taşıdıkça o biniyor, sıkılıyorum, ruhum daralıyor, sebebini bilmediğim bir korku var, içimde ölmek var, gidip gelmemek var, hakkını helal et teyzem. Diye sıkı sıkı sarılıyor" teyzsine. Evden ayrılıp o gün akşma kadar iş yerinde de sıkıntılı bir halde çalışan Elif’e patronu seslendi. "Elif Hanım bugün neyiniz var hasta mısınız? Hiç verimli olmadınız. " Hayır Hakan bey hasta değilim, ama nedensiz bir sıkıntı var üzerimde. Beni mazur görün bu gün, idare edin, toparlarım, sabaha yorgunum, der. Hakan Bey " Biraz anladım Elif Hanım dün çocukları görmeye gittin, bu gün onun sersemliği var. Haydi işine bak " der. O gün akşam işten çıkınca etraf sanki zifiri karanlıktı. Yada Elif görmüyordu. Gözlerimi kararmıştı, o da ne karşıdan bir karartı hışımla Elif’e doğru ilerliyordu. "Kaltak öldüreceğim seni, elimden kurtuluşun yok," diyordu. O da ne amcasıydı bu. Evet evet üvey amacası...Elif daha kendini toparlamadan, aldığı bıçak darbeleriyle kıvranırken, başından aşağı boşaltılan benzin bidonu ve arkasından yakılan bir çakmak alevler içnde kalmıştı. Yaralıydı. Kaçamıyordu. Etraftan görenler yangını söndürmeye çalışıyor, bir yandan ambulans, bir yandan itfaiye ve sivil vatandaşın yardımları.
.. Ambulans gelene kadar etraftan gelenler çabalayıp çırpınıyor lardı.elifin teyzesinede haber ulaşmıştı olay yerine gelen teyze feryadu figan yalvarıyordu kurtarın ne olur yavrumu kurtarın diye bağırıyor kırizler geçiriyordu. yapılan yardımlar çabalar sonuç vermemiişti,. Elif yanarak, acılar içinde feci bir şekilde can vermişti. Sokak ortasında, ambulans geldiğinde... Çokk geç olmuştu. Hastaneye bir avuç kemik ve küllerini götürürlerken cani amacada tutuklanarak adliyeye sevk edilmişti. Ama neye yarar, Elif hayatının baharında dünyadan bir murad almadan hayata veda etmişti. Mekanın cennet olsun Elif mekanın cennet olsun..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.