GENÇ ADAM-1-
Yalnız Ya da Yanlış yaşanmışlıklardan mı bilmem ama bildiğim tek şey şu ki keşke demeden yoluna devam ettiği genç adamın. Pişmanlıklar halkalansada yüreğinin semasında o sevinçlerine hüzünlerini tram ederek devam ediyor kalabalıklar içerisindeki yalnızlığına, zaman zaman kızsada insanlık hali deyip kendi ipini çekme telaşındaki aldanmışlığına kızıyor...
Rıhtımında kalmış hayat denizinin, hancı olmuş hep yaralı yüreklere tıpkı bir kürek mahkumu gibi kendini mecbur kılmış, başkalarını selamete çıkarmayı kendine vazife bilmiş, mutluluğu başkalarının mutlu olmasına endekslemiş, memnuniyetler onun için mesruriyet kaynağı olmuş, çok mahir olmasına rağmen kendini mahir bilmiş beceriksizlerin oltasına hep kendini yem olarak takmış. Yaşamın kıyısında hayat denizine böyle akmış, seven hali böyle olur demiş ve kendinide buna inandırmış, terkedilmişliklerden kaynaklanan gönlündeki izler görünmezse de gözbebeklerindeki ışıltının sönmüşlüğü ve gözlerinin altındaki morluklar ve halkalanan çizgiler hayatta ne badirelerden geçtiğinin ve payına hep vefasızların yazılmış olduğunun göstergesi olsa gerek.. kendi kendine hep içinden gelmiyorsa gülme diyorsada yinede kaslarına zarar verme ve mimik çizgilerini yıpratma pahasına müdarrada bulunuyor karşısındaki tüm muhataplarına ....
Yakıtı kendisinden menkul olacak ki doğru bildiğini bağıra bağıra ve anlamak istemeyen kafalara vura vura anlatmaktan asla vaz geçmezdi, onu tanımayanlar belki “patavatsızlıkla”Ya da “ukalalıkla” niteleyecekti, taki onu tanıyıncaya kadar ve niyeti anlaşılıncaya kadar bu böyle devam ederdi, anlaşıldıktan sonrada anlayanlar onun yoluna gönüllerini sererdi....
Deli dolu biriydi, hayatı hep kısa gördüğü için yola plan yapmadan çıkardı, yol alırken planlardı herşeyi, pire için yorgan yakan cinstendi genç adam, değil namerde merte dahi eyvallahı olmayan biriydi, ömrünün evvelinde hep köprü olup başkalarının basamak yapmasına Müsaade etmişti, bu sefer çok incitmişti birileri onu ve kendi kendine ben bu sefer bencil kesileceğim dediysede bu düşüncesi pek uzun sürmedi...
geçmiş canını çok yakmıştı ve öldürmeyen darbeler ona bu sefer çok şeyler katmıştı, geçmişinden ders alarak ve geçmiş gemisini hayat denizinde sulara gömerek ve enkazından Hiçbir şey almayarak ve ardına bakmayarak son bir sefer gözyaşlarıyla tevbe silahının mermileriyle pişmanlık hedeflerini on ikiden vurup geleceğe yediği kazıklardan oluşan tecrübeleriyle uzanmıştı genç adam....
Ömrünün yazını kışa çevirmeyecekti, bir seferliğinede olsa yüreği kendi için atacaktı, sonra kendi için yaşamanın ne kadar anlamsız olduğunu idrak ederek ve semaya gözlerini dikip ellerini açarak ya Rab yaşam benim için olacaksa çek beni yaşamdan ve eğer sevdiğim kişileri kendim için seveceksem al onlar benden, ya da uzak tut onları benim şerimden deyip, gerçek sevmenin kendi için sevme olmadığını maşuk için olması gerektiğini ve gerçek yaşamında başkalarının yaşamına renk ve ahenk katmak olduğunu fehm ederek ruhunun labirentlerine çekildi.......
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.