- 991 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
MİNA'YA MEKTUPLAR (1)
Fotoğraf çekimi : Vecdi Murat SOYDAN
Öyle diyorlar, ’ yaşadığın anın tadını çıkar.’ Öyle olmuyor ama. Dün ölmüşken, bu gün can çekişiyorken, yarın henüz doğmamışken tat filan kursağımızda kalıyor. Hayat yoruyor Mina. Geçim derdi, milletin derdi, yaşam mücadelesi derken kendimize ayıracak zaman tükeniyor. Sağlıklıysak, namerde muhtaç değilsek ve her yapılan kötülüklere, riyakarlıklara direniyorsak, nefes dahi almanın imkansızlaştığı bu sahte, bu yalancı dünyada bir nebze mutlu olabiliyorsak, ’ şükür ’ diyoruz. Eksiliyoruz Mina. Zaman bizlerden çok şeyler alıp götürüyor, düşününce anlıyor ki insan, bunda zamanın suçu yok, tek suçlu, karakterleri zayıf olan, genlerine kötülükler bulaşmış zavallı insanlar. Herkese güvenmek istiyorum, onlara zararım dokunmamış ki. Ama onlar ne yapıyor? Küçücük mutluluğumu dahi çekemiyorlar. Tırnaklarımla geldiğim bu mevkide, düşmanlar her bir yerden sarmış etrafımı. Tek başımayım Mina. Güçlü görünmekten yoruldum.
Rüzgarın sesi, dallardaki kuşların şarkılar söylemesi, uzaklardan bir kuzunun meleyişi, ritmik melodilere çıngırak seslerinin karışması, gökyüzünün uçsuz bucaksız saltanatı, güneşin ıpılık tene dokunması, gök gürleyip ardından yağmur çiselemesi,yağan yağmurun toprağa dokunuşundaki o muhteşem mis gibi toprak kokusu. Rengarenk çiçeklere eşlik eden arılar, kelebekler. Bu güzellikler içinde gezinirken, anı yaşarken o sırada ayağıma bir dikenin batması. Ayakkabımın ayağımı vurması. Kan ter içinde saatlerce doğada yürüyüşüm. Tüm bunlar beni yolumdan çeviremiyor. Ben bir tek güzelliği tabiatta gördüm.Doğa sahipsiz değil. Bir gözeteni, kollayanı var. Sanırım yaratana sığınmak kadar huzur veren bir şey yok. Dünyada kalabalık insanlar içinde bizlere huzur yok Mina. Anı yaşamak, doğada tek başıma kaldığımda mutluluk veriyor, şimdilik bu da bana yetiyor. Diyorum ki, ya ayaklarım olmasaydı, ya gözlerim olmasaydı. Duyamasaydım mesela, kulaklarım sağır olsaydı. Halim ne olurdu? Şükür diyorum Mina. Her şeye rağmen şükür.
Bir kelebek düşün Mina.Rengarenk kanatları var ve havada uçuyor, uçarken adeta dans ediyor çiçeklerle. Bir bal arısı eşlik ediyor kelebeğe. Arının ömrü kelebekten uzun Mina. Sonuçta her ikisi de zamanı gelince, kendilerine verilen kısa ömrü tüketecekler. Öleceklerini onlar bilmiyor, biz biliyoruz, en azından insan ömründen çok kısa onların ömürleri. İnsan öleceğini bile bile anı yaşarken nasıl mutlu olur ki Mina. Oluyor ama. Öleceğimizi bile bile tebessümlerimize devam ediyoruz. Çok da kalp kırıyoruz insanlar olarak. Neden insanlar öleceklerini bile bile insanlara kötülükler yapmaya devam ederler ki? Boş işte hayat. Her şeyin bir sonu var. Hiç bir canlı bu dünyadan sağ kurtulamayacak Mina. Anı yaşamak bu olsa gerek. Sayılı nefeslerimiz var, kalp atışlarımız bile sayılı. Ahhh Mina, anı yaşamak sonuçta bir aldatmaca değil midir? Kendimizi kandırıyoruz, tek bu olsun suçumuz, bizler diğer insanları kandırmadık ki. İnsan kaderini yaşıyor Mina. Gücümüz bir yere kadar. Nefes almak da anı yaşamak olduğuna göre, bu anlamda şanslıyız.
Vecdi Murat SOYDAN
(Mina’ya Mektuplar)
29/07/2017, Isparta
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.