- 1241 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
UMUTLAR KARARMADAN ..BÖLÜM ..8..
Arkamdan duyduğum ses beni durdurdu.
Bu yaşlı bir amcaydı başında hasır bir şapka gece olmasına rağmen takılıydı elinde bir sepet omzunda bir çanta asılıydı. Yaşlı amca nereye gidiyorsun evladım diye sordu? Ben dilim tutulmuş gibi kekelemeye başladım sonra kendime gelip yaşlı adama her şeyi anlatmaya karar verdim. Hemen başımdan geçenleri bir,bir hızlıca anlattım.
Yaşlı adam babacan bir yüze sahipti,ona karşı bir güven hissi uyandı içimde adamın gözlerinde masum ifadeler vardı, ayın şavkıyla çok net olmasa bile yüzündeki merhameti fark ediyordum.
-Yaşlı amca gel yavrum dedi az ileride bir motorum var hemen uzaklaşalım buradan söz sana yardım edeceğim, biraz hızlıca yürüyelim o melun adamlar bize yetişmesin dedi.
Hızlıca yürümeye başladık kovalanan biri olmasaydım yapraklar arasından ateşböceklerinin kırmızı ışığını yakından görmek isterdim ama bu umutlarımın daha çok kararmasına neden olabilirdi o katillerden kurtulmam lazımdı ben yürüdükçe amca bana teselli edecek sözler söylüyordu.
Ahmet Bey Melek Hanım ile sabahı gözyaşlarıyla bekliyorlardı.
Yaşlı amca hızlı yürümekten nefes nefese kalıyordu az sonra karanlıkta parlayan beyazla kırmızı karışık küçük bir motor gördüm sevinçli bir sesle amca bu senin motorun mu yoksa diye sordum?
-Yaşlı amca evet hemen binip uzaklaşalım dedi ikimiz motora binip oradan uzaklaştık. Nereye gidiyorum dedim kendi kendime bu amca İyi birine benziyor hem kötü olsa balıkta ne işi vardı. Dere balığı yenir demişti Babam bir seferinde, çok lezzetli olur tatlı su balıkları demişti, bu amcaya güvenmekten başka çarem yoktu iki katil peşimdeyken bu benim için büyük bir şanstı.
Yarım saatlik bir yoldan sonra bir barakanın önüne geldik yaşlı amca içeri girdi ışığı yaktı sonra bana içeriden gel evladım diye seslendi içeri girdiğimde yaşlı amcanın çok gariban biri olduğunu anladım ben hemen telaşlı bir şekilde.
- Amca telefonun var mı diye sordum?
-Yaşlı amca suçluymuş gibi üzgün bir şekilde başını öne eğerek yok evladım dedi.Ben başımı sallayarak tamam önemli değil dedim.
Gaz lambası yeteri kadar içeriyi aydınlatıyordu ,burası tek odalı bir evdi, köşede bir mutfak tezgahı ve üzerinde küçük bir tüp vardı.
- Amca oturalım dedi ben önce etrafıma bakındım oturacak bir tabure iki sandalye ve amcanın bir kanepesi vardı. Ben amcanın durumuna çok üzülmüştüm lakin ben daha zor durumdaydım peşinde iki katil vardı.
- Amca dedim o adamlar burayı bulabilir mi diye sordum?
-Yaşlı amca eğilip kanepenin altında yatırdığı bir av tüfeği çıkardı işte gelirlerse görecekleri var yarın seni ailene götüreceğim merak etme evlat dedi.
Sonra sepetteki balıkları bir tabağa koyup temizledi dört tane balık vardı nereden baksan bir kiloya yakındı amca tavaya yağı koyup balıkları kızartmaya başlamıştı ben bu saatte hiç balık yemiştim ilk defa yiyecektim ve sofrayı kurduktan sonra yemeye başladık, gerçekten çok lezzetliydiler.
Doymuş ve halsizleşmiştim amca ellerine sağlık çok güzel olmuş çok lezzetliydi ler dedim.
- Yaşlı amca ellerini dışarıda yıkayabilirsin dışarıda çeşme var dur el fenerini tutayım dışarısı karanlık dedi. Yaşlı amca ayağa kalktı beraber dışarı çıktık ben ellerimi yıkarken gülümsüyordu.
Sonra ben feneri tutup onun ellerini yıkaması için ışık tuttum.
- Ben amca tuvalet nerede diye sordum?
- Yaşlı amca hadi gel evin arkasında dedi.
Bana ışık tutarak tuvalete girip çıkmamı bekledi sonra evin içine girdik amca kendine yere eski bir kilim serdi uzandı.
-Yaşlı amca sen de kanepede yat dedi.
-Ben amca olmaz ben yerde yatarım siz yatağınızda yatın lütfen dedim.
- Yaşlı amca olmaz çok yorgunum hadi yat yarın çok işimiz var dedi
Ben utanmıştım bu yaşlı adam yatağını bana vermiş kendi kilimin üzerinde yatıyordu.
O yorgunluk ve karnımın tokluluğuyla bende epey halsizleşmiş uyukluyordum.
Ahmet ve Melek gün ışıyınca daha çok sabırsız olmuştu,
Katil ne yapacağını şaşırmış elinden çocuğu kaçırmış ama o filmleri Ahmet’in elinden alamamıştı almam lazım diye düşündü.
sonra arkadaşına kızarak bir çocuğu tutamadın dedi
-Arkadaşı sanki sen tuttun da bana kızıyorsun dedi.
Katil Ahmet’i arar bir yer söyler. Melek ben de geleceğim der, Ahmet hayır orada bana ayak bağı olursun ben oğlumuzu alıp geleceğim dedi.
Ahmet evden ayrılır ayrılmaz Melek emniyete haber verir Ahmet’i takibe alırlar Ahmet şehir dışına gelmiş söylediği yerde beklemeye başlamıştı.
Katil arkadaşını beraberinde getirmişti
-Katil arkadaşına bak Hayri sen arkadan dolanıp şu odun parçasıyla adamın kafasına hızlıca vuracaksın sonra beraber üstünü arayıp filmi alacağız der.
Hayri tamamdır der.
Adamlar uzaktan polisin onları takip ettiklerinden habersizdir.
Hülyanna
YORUMLAR
Hikayenin 8 bölümünü okudum burada ki hikaye siz birilerinden kaçıyorsunuz ve issiz sessiz bir ormanın içindesiniz lakin tesadüf ya karşınızda bir orta yaşlı insan çıkıyor ve size yardım edeceğini söylüyor yaşlı adamın teklifi size cazip geldi ki kaçtığın insanlardan kurtulman için yaşlı adam beraber yolculuk yapmaya başladınız.
tabi bu yürüyüşte yaşlı adamla daha iyi tanışma fırsatınız oldu ve yola devam ettiniz gideceğiniz yer yaşlı adamın kulübesi menzil olarak hikaye olarak bu kadar ciddi olarak yazılmış gerektiği gibi hikayeye yakışır hiç bir şey unutulmamış yeri yerine yazılmış hikayenizi baştan sona kutluyorum Kardeşim
Abin...