Gittim, Gezdim, Gördüm
GİTTİM GEZDİM GÖRDÜM
Roma İmparatoru Julius Sezar, Zile yakınlarında Pontus Kralı ll. Pharneke ile yaptığı çok kanlı bir savaşı kazandıktan sonra, Roma senatosuna yazdığı mektupta zaferini kısaca “Vene, vidi, vici” (geldim, gördüm, yendim) diye bildirmiş.
Benim de Avustralya’da üç ay kalıp, sonra da Kuzey İran, Kafkaslar, Türkistan, Urallar, Orta Asya ve Sibirya’da 72 gün süren gezimi, buna benzer bir kısaltma ile anlatmak gerekirse: “Gittim, gezdim, gördüm” şeklinde özetlenebilir diye düşünüyorum.
Sydney Limanı ve opera binası
Evet, gittim, gezdim, gördüm. Gördüm ki, hiçbir yer ve hiçbir şey Türkiye’den göründüğü gibi değil. Türkiye’de dışarıdan bakıldığında, içerden gördüğümüz gibi değil.
Gördüm ki 66 yıllık bilgilerimin yarıdan fazlası gerçek değil. Pek çok şeyi yanlış bildiğimi ve öğrencilerime yanlış öğrettiğimi ve hala aynı yanlışların sürüp gittiğini gördüm.
Evet, hiçbir şey Türkiye’den göründüğü gibi değil. Çünkü dünya yuvarlak, dünya düz değil. Çünkü yuvarlak cisimlerde belli bir mesafeden sonrasını görmek olanaklı değil. Ayrıca mesafeler kadar arada perdeler de var. Siyasi, kültürel ve etnik perdeler, devletlerarası çıkarlar mesafelere eklenince, sonuçta hiçbir şey gerçek değil, noktasına gelinmektedir.
Çeçenistan’ın başkenti Grozni’de Kadirov Caddesi
Nedir gerçek olmayan, Türkiye’den farklı görünen derseniz ve ana başlıklar halinde bunlardan birkaçını saymak gerekirse, Türkistan kum çölü ve sıcak cehennem değil. Sibirya buz çölü ve soğuk cehennem değil. Yani bize öğretilen coğrafya bilgileri doğru değil. Ya da en azından pek çok eksiklikler içermektedir.
Türk Cumhuriyetleri gerçek anlamda bir devlet değil. Kazaklar, Kırgızlar, Türkmenler, Özbekler Türk olduklarını kabul etmedikleri gibi Türklere sıcak da değil. Devletlerarası ilişkiler ve televizyonlarda izlediğiniz halklar arası canım-gülüm sahneler gerçek değil. Hatta halklar arasında düşmanca tavırlar sergilenmektedir. Bunlara sonraki yazılarımda kısaca değineceğim.
Orta Asya’da Baykal, Marmara denizinin üç katına yakın devasa bir göl
Ve maalesef bunları medyayı izleyerek fark etmek veya Tur gezilerinde görmek de mümkün değil. Çünkü insanların belki de en büyük zaafı, herkes görmek istediğini görmektedir. Herkes şartlandığı bilgileri doğrulayan haberlere itibar etmektedir.
Haberciler ve medya da bu beklentiler doğrultusunda haber yaparak, reytingini yükseltmek istemektedir. Sonuçta gerçekdışı saplantılara dayalı da olsa, kurulan mutluluk oyununun bozulmasını kimse istememektedir.
Kırgızistan’ın başkenti Bişkek orman içinde bir kent gibi.
Örneğin buraları gezip yazan veya belgesel yapan kimseler de okuyucu ve seyircinin ezberindeki beklentilere ters düşmek bir tarafa bunların beslenip geliştirilmesine hizmet etmektedir.
Tur operatörleri buralarda gezilecek yerlerin seçim ve anlaşmalarını buna göre yapmakta, rehberler de bu şartlanmaları doğrulayarak keskinleştirmeye çalışmaktadır.
Sibirya sular ve gür ormanlarla kaplı cennet gibi bir yer.
Zaten tur şirketlerinin düzenledikleri gezilerle, bir ülkeyi, bir bölgeyi gezerek tanımak, oradaki ekonomik, siyasi ve sosyal yapılanma hakkında gerçek bir fikir sahibi olmak ve bunun yansımalarını ülke insanı üzerinde gözlemek olanaksızdır.
Çünkü bunlar önceden düzenlenip hazırlanan noktalar arasında arabalarla gelip gitmek, alışveriş yapmak ve lüks otellerde yemek yemekten ibarettir dersem, fazla abartısız bir özetleme olur diye düşünüyorum.N.Öner
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.