- 945 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
PADİŞAHIM ÇOK YAŞA
• CUMHURİYETİN KURULDUĞUNDAN HABERSİZ İLKEL BİR TOPLULUK...
• BAŞLARINDA KENDİSİNİ PADİŞAH ZANNEDEN BİR GERİKAFALI...
• NE YÖNETMEKTEN HABERİ VAR, NE DE YÖNETİLMEKTEN...
• BİR GÜN ÖLÜM DÖŞEĞİNE DÜŞER O PADİŞAH...
• FAKAT ÖLMEKTEN ÇOK KORKMAKTADIR...
• KENDİSİNİ İYİLEŞTİRENE ÖDÜLLER VERECEĞİNİ AÇIKLAR...
• ONU İYİ EDEN ONU VE HALKINI GERÇEKLERLE YÜZLEŞTİRECEKTİR...
YAZAN-YÖNETEN: ETHEM ULUSU
TÜR: TARİHİ/KOMEDİ
YAPIM: T.S.O.B.
KARAKTERLER:
SULTAN CENABETTİN: Şakşakiye Devleti’nin Padişahı.
ALKIŞ BEY:Şakşakiye Devleti’nin Veziri. Cenabettin’in oğlu
BASİT: Sultan Cenabettin’in koruması. Padişah dalkavuğu.
KALKIŞ BEY: Şakşakiye Devleti’nin kadısı. Cenabettin’in küçük oğlu.
ZİLLİYE HATUN: Sultan Cenabettin’in karısı. Sultanı zehirleyen kadın.
ÇUH ÇUF EMİNE: Zilliye Hatun’un hizmetçisi.Sultan’ın aşçısı
FIŞKİYE: Sultan Cenabettin’in kızı. Tam bir gerizekalı. Basit’e yanık.
SAKSAFONCU REMZİ: Şakşakiye’nin tellalı. Aynı zamanda habercisi
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY:Şakşakiye’nin komutanı.Dakik,zeki,hırçın.
BORUSANA HAMZA:Şakşakiye Devleti’nin Baş Hekimi.
HAYRETTİN ÖZEBASAN: Doktor. Şakşakiye’yi Cumhuriyet ile tanıştıracak.
NURGÜL RASTGELSİN: Doktor Hayrettin’in asistanı.
PADİŞAHIM ÇOK YAŞA
ZİLLİYE HATUN: Çuh çuf. Çuh çuf buraya gel hemen.
ÇUH ÇUF EMİNE: Buyrun sultan hanımım.
ZİLLİYE HATUN: Çuh çuf bugün sultanımız seferden dönecekler.
ÇUH ÇUF EMİNE: Kazanmışlar mı seferi?
ZİLLİYE HATUN: Bilmiyorum çuh çuf. Sen boşver bunları da. Sultanımıza güzel bir sofra kur.
ÇUH ÇUF EMİNE: Emredersiniz hanımım. Ne yapmamı istersiniz sultanımıza.
ZİLLİYE HATUN: Immm. Sultanımıza seyhin pilavından yap yağlı olsun. Yanında Merkep’ül Kis yap tuzlu olsun. Fakat kararında koy. Biliyorsun sultanımız tansiyon hastası. Tatlı olarak gergedan boynu yap. Hadi çuh çuf. Saray odamızı da temizlemeyi unutma.
ÇUH ÇUF EMİNE: Ben gidip hazırlıklara başlayayım hanımım.
ZİLLİYE HATUN: Çekilebilirsin çuh çuf.
ÇUH ÇUF EMİNE: Arkadaş kendi ayrı bir dert, padişahı ayrı bir dert. Veziri ayrı bir dert, kadısı ayrı bir dert. Hepsi biter sultan’ın mankafalı kızıyla uğraşırsın. Yemek yapılacak çuh çuf, temizlik yapılacak çuh çuf, oraya çuh çuf, buraya çuh çuf. Alayınızı törpilesin çuh çuf. Yok bir de bunca hizmete rağmen bir şeye yarasalar.
Padişahım çok yaşa, padişahım çok yaşa. Aman yaşasın!
SAKSAFONCU REMZİ: Ey ahali! Duyduk duymadık, gördük görmedik demeyin. Yalancının neyse... Bugün padişahımız, emir’ül sultanımız, efendimiz seferden payitahtlarına döneceklerdir. Sultanımızı karşılamak için meydanda hazır olsun herkes. Padişahım çok yaşa.
FIŞKİYE: Çuh çuf duyduklarım doğru mu?
ÇUH ÇUF EMİNE: Ne duydun fışkı gene.
FIŞKİYE: Bana bak padişah kızıyım.Benimle düzgün konuş. Hanım diyeceksin.
ÇUH ÇUF EMİNE:Hadi lan ne padişahı? Sen tüpçünün çocuğusun.
ÇUH ÇUF EMİNE:Soğuk, yağmurlu bir kış günüydü. Takvimler 30 Şubat’ı gösteriyordu.Anan olacak o zilliye babayın sefere çıkmasını fırsat bilmiş, ülkedeki tüm borucular, denizciler, marangozlar,tüpçüler ve hatta seyisleri üstüne çekiyordu. O yağmurlu 30 Şubat’ta sarayın tüpü bitmişti. Tüpçü tüpü taktı anana, aman saraya
Sonra sen oldun. Gazkız.
FIŞKİYE:Ya aman! Kimin çocığuysam çocuğuyum. Sen babam ile basit dönmüşler mi? Ondan haber ver.
ÇUH ÇUF EMİNE: Tüpçüyü merak etmiyor musun?
FIŞKİYE: Ne tüpçüsü be. Tüpçü facklasın seni. Çekil git şurdan
ÇUH ÇUF EMİNE: Sus lan. Ne bağırıyon tüpçünün çocuğu. Hala aklın başına gelmedi. Menenjit. Millet veziri,kadıyı,komutanı sorar. Sen padişahın dalkavuğunu soruyorsun.
FIŞKİYE: Ay sen sanki kraliyet ailesindensin. Annemin süpürgecisi, babamın kaşıkçısı. Ekmek düşmanı ne olacak!
ÇUH ÇUF EMİNE: Hadi kızım hadi. İşim gücüm var. Tüpçünün çocuğu.
SAKSAFONCU REMZİ:Duyduk, duymadık demeyin. Bir kere söyleyeceğim ey ahali ardınızla değil, ağzınızla dinleyin. Sultanımız birazdan meydan yerinde olacaklardır. Ordunun muzafferiyeti ve sultanın galibiyetini kutlamak amacı ile bütün halk orada olacaktır olmayanın ağzına sı... biber sürülecektir.
KALKIŞ BEY: Evet. Ağzına sağlık saksafoncu. Şimdi çekilebilrsin. Ben sultan babamı ve vezir ağabeyimi bekleyeceğim.
SAKSAFONCU REMZİ:Emredersiniz.
ALKIŞ BEY:Cündüplü n’olacak la bizim halimiz? La bu kaçıncı mağlubiyet? Daha kaç kez yalan söyleyeceğiz halka o ülkeyi de fethettik diye...
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Merak etmeyin kıymetli vezirim. Bir gün biz de kazanacağız. Buna inanın, şahsen ben inanıyorum.
ALKIŞ BEY: La ne zaman?
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Vezirim ülkeye girdik. Lütfen. Basit hadi oğlum.
BASİT: O ki: Sultanların şahı, meydanların aslanı. O ki: Krallara tac giydiren. O ki: gül üstünde diken, düşmanının ecdadını si... seven.
Gönüllere rahmet, küffara zahmet. Adı gibi kendisine melanet.
Sultan Cenabettin. Padişahım çok yaşa.
HALK HEP BİR AĞIZDAN:Padişahım çok yaşa.
SULTAN CENABETTİN: Selam olsun Şakşakiye’ye. Selam olsun hanedanıma,selam olsun fethettiğimiz topraklarda yaşayan tüm reayamıza
KALKIŞ BEY: Sevgili ağabeyim sultan babamıza ne içirdiniz de böyle saçmalıyorlar fetih falan.
ALKIŞ BEY: Ben nereden bileyim sevgili kardeşim. Her halde basit’in dalkavukluğundan sonra kaptırdı kendini.
KALKIŞ BEY: Var ya ağabey bir gün tüm bu yalanları öğrendiklerinde şu karşı da hayranlıkla bizi alkışlayan halk da kaptıracak bize haberiniz olsun.
ALKIŞ BEY: Kaptıracaklarsa sultan babamıza kaptıracaklar. Bizene kardeşim.
KALKIŞ BEY: Sultanın yanında veziri de kaşıklamazlar mı? Vezir ağabeyim.
ALKIŞ BEY: Ona kalırsa sen de ülkenin kadısısın. Seni de tiftiflerler kardeşim.
KALKIŞ BEY: O vakit bir tek kız kardeşimiz fışkıye yırtar.
ALKIŞ BEY: O nedenmiş?
KALKIŞ BEY: E onun resmi bir ünvanı yok. Tamam padişahın kızı da ona sıra gelene kadar halk önce bizi postalar. Sonra kalırsa belki onu da şekerlerler.
SULTAN CENABETTİN:Basit buraya gel hemen.
BASİT: Emredin sultanım.
SULTAN CENABETTİN: Acilen hanedan üyelerine haber ver. Sarayda toplansınlar akşama. Has bir de akşama kadar kimse rahatsız etmesin beni.
BASİT: Emredersiniz sultanım.
ZİLLİYE HATUN: Çuh çuf hazır mı her şey?
ÇUH ÇUF EMİNE: Hazır hanımım
ZİLLİYE HATUN: O da temizlendi mi?
ÇUH ÇUF EMİNE: Temizlendi.
ZİLLİYE HATUN: Yemekler pişirildi mi?
ÇUH ÇUF EMİNE: Pişirildi.
ZİLLİYE HATUN: O vakit sarayı boşaltın.Sabaha kadar da hiç kimse saraya alınmasın.
ÇUH ÇUF EMİNE: Tüpçü’nün çocuğu buraya gel.
FIŞKIYE: Bana tüpçü’nün çocuğu deme. Deme bana tüpçü’nün çocuğu.
ÇUH ÇUF EMİNE: İyi seni Basit’e götürecektim. Keyfin bilir Fışkıye Hanım
FIŞKIYE: Tamam tamam. Götür beni Basit’e.
ÇUH ÇUF EMİNE: Seni gidi seni. Basit’i duyunca ağzın nasıl da kulaklarına vardı.
FIŞKIYE: Seviyorum onu. Ne yani delilerin sevmeye hakkı yok mu? Hep siz akıllılar m sever, aşık olursunuz? Bizler sevemez miyiz?
ÇUH ÇUF EMİNE: Sus be tüpçü’nün çocuğu.Vicdanıma oynama
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Alın bunları da. Padişahımız emretti sokağa çıkma yasağı var bu akşam. Duymadınız mı?
ÇUH ÇUF EMİNE: Öyle bir duyuru yapılmadı komutanım. Hem öyle olsa bile siz bizi tutuklayamazsınız.
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Ben Şakşakiye’nin komutanıyım. İstediğimi tutuklarım.
ÇUH ÇUF EMİNE: Padişahın kızınıda mı?
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Ne padişahın kızı mı?
ÇUH ÇUF EMİNE: Padişahın kızı ya. Fışkıye Hanım. Hemen bizi bırak yoksa...
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Yoksa ne? Alın ikisini de. Sen sultan Cenabettin’in kızı mısın?
FIŞKIYE: Yok ben tüpçü’nün çocuğuyum.
ÇUH ÇUF EMİNE: Ne tüpçüsü lan.
FIŞKIYE: Ya sen demedin mi? Sen tüpçü’nün çocuğusun diye.
ÇUH ÇUF EMİNE: Hay sana da tüpçüne de...
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Aman be! Yeter bu kadar maskaralık. Basit bile sizden daha az maskaralık yapıyor be.
ÇUH ÇUF EMİNE: Şuradan bir çıkalım soracağım sana. Tüpçü’nün çocuğu.
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Bunları içeri atın. Bu gece burada kalsınlar. Yarın icaplarına bakarız.
ÇUH ÇUF EMİNE: Hata yaptın komutan. Sultan Cenabettin’i azıcık tanıyorsan seni idam ettireceğini bilirsin.
ZİLLİYE HATUN: Gene bir boku beceremeden geri geldiniz değil mi?
SULTAN CENABETTİN: La karı bak. Benim asabımı bozma. Seni üfelerim
ZİLLİYE HATUN: Karı ha! Puh. Karşında bir fistlady var be.
SULTAN CENABETTİN: Hastir lan. Böyle fistlady mi olur?
ZİLLİYE HATUN: Ben padişahın karısıyım. Benimle düzgün konuşacaksın.
SULTAN CENABETTİN: Kaz kıçı kadar beyninle bana nasihat etme. Sen padişahın karısıysan, ben bizzat padişahın kendisiyim. Habeş Maymunu.
ZİLLİYE HATUN: Aman padişahım çok yaşa. Ülke fethedemeyen, halkını ninni söyler gibi yalanlarla uyutan padişahımız. Sen git de bu palavraları cahil halkına anlat. Beni kandıramazsın pezevenk.
SULTAN CENABETTİN: Ne dedin sen.
ZİLLİYE HATUN: Pezevenk dedim. Hem de Tescilli Pezevenk
SULTAN CENABETTİN: Ulan senin ben. (Gırtlağına yapışır. Boğmaya başlar)
BASİT: (Odaya girer bir anda) Padişahım çok yaşa da. Fantaziye bak be!
SULTAN CENABETTİN: (Basit’i görünce karısını bırakır) S. Git. Hesabını sonra sorarım sana
ZİLLİYE HATUN: Kim kime hesap soracak göreceğiz.Geri bas ılık
BASİT: Padişahım bana ılık dedi. Sultan hanımımızın kanı kaynıyor galiba artık bana.
SULTAN CENABETTİN: Kanını seviyim senin. Sen niye kapıyı çalmadan giriyorsun lan içeri.
BASİT: Sultanım emir buyurmuştunuz ya. Akşama hanedan üyelerini toplayın diye. Geldiler de onu haber vermeye gelmiştim.
SULTAN CENABETTİN: Tamam, Tamam yürü.
BASİT: Padişahım çok yaşa.
SULTAN CENABETTİN: Evet var mı bir vukuat.
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Her zaman ki rutin meseleler sultanım. Bugün iki tane kız yakaladık. Utanmadan bir de ben padişahın kızıyım diyorlar.
SULTAN CENABETTİN: Kimmiş o ahlaksızlar?
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY:Fiskiye midir? Fişkıye midir? Her ne haltsa artık.
KALKIŞ BEY: Fışkıye olmasın o.
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Sanırım Fışkıyeydi evet.
ALKIŞ BEY: Sen Fışkıye’yi mi tutukladın?
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Evet kıymetli vezirim.
ALKIŞ BEY: Bu sefer seni ben bile kurtaramam. Hadi ruhun şad olsun
SULTAN CENABETTİN: Sen benim kızımı kaçırdın öyle mi?
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Padişahım çok yaşa.
SULTAN CENABETTİN: Kes. Soytarı. Sen hangi hakla kızımı alırsın?
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Sultanım inanın kızınız olduğunu bilmiyorudum. Almadan önce de sordum. Ben tüpçü’nün çocuğuyum dedi.
SULTAN CENABETTİN: Tüpçü kim lan? Kalkış, kızımı çıkarın. O tüpçüyü bulun. Şu Cündüplüyü de zindana atın. Yarın cezasını vereceğim.
KALKIŞ BEY: Emredersiniz padişahım. Padişahım çok yaşa.
SULTAN CENABETTİN: Tellal. Halka haber sal. Yarın öğle vakti meydan yerinde bu eşeğin suratına tükürecekler. Hadi git.
SAKSAFONCU REMZİ: Duyduk duymadık demeyin, yağlı ekmek yemeyin. Kilo yapar mazallah. Neyse... Yarın öğle vakti kıymetli sultanımız Cenabettin’in buyruğu ile komutan Cündüplü Sakin’in yüzüne tükürülecektir.
Tükürmeyenin ağzı mühürlenecektir. Kimse duymadım filan demesin ha. Hayda.
BASİT: Sultanım uzun zamandır kimsenin yüzüne tükürmemiştim. Sağalun
SULTAN CENABETTİN:Dalgamı geçiyon la benimle. Gereksiz
BASİT: Yok sultanım niye dalga geçiyim. Maşallah eşek gibi adamsın.
SULTAN CENABETTİN: Ulan Basit. Bu lafı bana senden başka birisi söylecekti. Onun kafasını yüzerdim. Defol git Kalkış’a haber et. Mahkemeyi kursun
BASİT: Emredersin Padişahım. Çok yaşa Sultanım.
ALKIŞ BEY: Basit. Mahkeme hazır. Sultanımızı çağır.
BASİT: O ki adalet timsali, merhametli mi? Merhametli. Halkın gururu, Devletin kanunu, Ülkenin huzuru. Sultan Cenebettin geliyor. Padişahım çok yaşa.
KALKIŞ BEY: Karar.
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Daha mahkeme başlamadan karar veriyorsunuz.
KALKIŞ BEY: Kes sesini. Senin cezan zaten verildi. Bu mahkeme adet yerini bulsun diye. Sen kendini savun diye değil.
ALKIŞ BEY: Bekleme kadı. Açıkla cezasını şu komutanın
KALKIŞ BEY: Şakşakiye Sultanı Cenabettin’in kızını zorla alıkoymak suçundan komutan Cündüplü Sakin Bey idam cezasına çarptırılmıştır.
ÇUH ÇUF EMİNE: Ulan ben de o kadar yattım. Hiç adımız bile geçmedi ha. Varsa yoksa padişahın kızı. Ne padişahı be. Bu Tüpçü’nün kızı.
KALKIŞ BEY: Dar ağacına götürün.
BASİT: Son bir isteğin var mı komutan?
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Allah beterinden saklasın Basit.
BASİT: Ulan Sakin! Kalemin kırılmış, ilmek boynuna geçmiş ve birazdan şu altındaki sehpaya vuracağım ve çırpınarak gebereceksin. Daha beteri ne olabilir?
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Beterin de beteri vardır Basit. Beterin de beteri vardır.
BASİT: Sus ulan osuruktan teyyare. Son duanı ey.
SAKSAFONCU REMZİ: Dur Basit. Sakın vurma o sehpaya.
BASİT: Ne oluyor?
SAKSAFONCU REMZİ: Sultanımızın yasasıdır. İdam cezası kaldırıldı
BASİT: İdam cezası kaldırıldı ha. Yırttın lan Cündüplü
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY:Çok şükür kurtuldum.
BASİT: Tamam. Salıyım mı bunu?
SAKSAFONCU REMZİ: Hayır hayır. Padişahımızın buyruğudur. İdam cezası kaldıralan mahkumları kazığa oturtacağız.
BASİT: Harbiden beterinde beteri varmış ha.
CÜNDÜPLÜ SAKİN BEY: Şimdi oturduk eşeğin kazığına.
Bu kadar basi mi? Yıllarca hizmet et. Karşılığında yağlı kazığa oturtsunlar.
ZİLLİYE HATUN: Padişahım geçen günkü davranışımdan ötürü özrümü kabul edin lütfen. Bu demirhindi şerbetini sizin için hazırladım.
SULTAN CENABETTİN:Sen işini biliyorsun Zilliye kadın. Demirhindi şerbetine bayıldığımı bildin, özür için onu hazırladın değil mi?
ZİLLİYE HATUN: Evet Sultanım.
SULTAN CENABETTİN: E doldur da içelim o zaman.
ZİLLİYE HATUN: Buyrun sultanım. Afiyet olsun (İçinden zıkkım olsun)
SULTAN CENABETTİN: ( Başı döner bir anda) Başım dönüyor.
ZİLLİYE HATUN: Güle güle padişahım. Attaya gidiyorsunuz.
ÇUH ÇUF EMİNE: (Odayı temizlemek maksadı ile içeri girer) Pa pa padişahım
ZİLLİYE HATUN: Pa pa padişahım ne kız? Papadan padişah mı olur hiç?
ÇUH ÇUF EMİNE: Tü tü tü.
ZİLLİYE HATUN: Tü tü tü maşallah. Bana bak padişah zehirlendi çabuk git hekimbaşına haber ver.
ALKIŞ BEY: Yavaş be. Nereye bu acele?
ÇUH ÇUF EMİNE:Tabakhane’ye.
ALKIŞ BEY: Bu senin hizmetçi böyle koşa koşa nereye gidiyor yenge
ZİLLİYE HATUN: Tuzlu erikten çok mu yemiş ne? Yalağa gitti.
ALKIŞ BEY: Sultanımız neredeler?
ZİLLİYE HATUN: Çaba çapaladı da yorgun içeride yatıyor.
ALKIŞ BEY: Ne çabası yenge? Sen sultanımı bahçede gördün bahçıvan mı zannettin? O bir padişah, o bir emir, o bir sultan, o bir aklıma gelmiyor şimdi.
ZİLLİYE HATUN: Ömrümde senin kadar salak bir vezir görmedim. Sultanın...
BASİT: Hekimbaşı Borusuna Hamza geldiler hanımım.
ALKIŞ BEY: Borusana’nın ne işi var burada?
ZİLLİYE HATUN: Al içeri. Sultan zehirlendi.
BORUSANA HAMZA: Padişahım çok yaşa. Nerede sultanımız?
FIŞKIYE: Babam. Babam nerede?
ÇUH ÇUF EMİNE: Dur tüpçü’nün çocuğu dur.
SULTAN CENABETTİN: Vaziyetim nanay Hamza. İyileştirebilecek misin beni?
BORUSANA HAMZA:Vaziyetin cidden nanay sultanım. Bakacağız artık.
SULTAN CENABETTİN:Hamza ipsiz sapsız ortada dolanırken, seni kurtardım.
İş istedin borusana soktum, okuttum doktor yaptım.
BORUSANA HAMZA: Doğru söylersin de sultanım. Bu zehir çok tesirli. Bu zehirin panzehiri de bir tek doktor Hayrettin Özebasan’da var.
SULTAN CENABETTİN: Başka çaremiz yok mu Borusana?
BORUSANA HAMZA: Maalesef sultanım. Biliyorsunuz onlar daha gelişmiş olduklarından tıp alanında bizden epey ilerideler.
SULTAN CENABETTİN: Demek öyle ha. Basit götürün şu herifi. İğneli fıçıya atın.
BASİT: Emredersiniz sultanım.
BORUSANA HAMZA: Madem boru benden çıkacak, borusana girsin sultanım.
SAKSAFONCU REMZİ: İyi günler. Hayrettin Özebasan’ı çağırır mısınız?
NURGÜL RASTGELSİN: Kim geldi deyim?
SAKSAFONCU REMZİ: Remzi de. Saksafoncu Remzi.
NURGÜL RASTGELSİN: Doktor Bey Saksafoncu Remzi adında birisi sizinle görüşmek istiyorlar.
HAYRETTİN ÖZEBASAN: Ağzına mı alacakmış? Şaka şaka gelsin.
NURGÜL RASTGELSİN: Sizi bekliyorlar ağız, aman Remzi Bey.
HAYRETTİN ÖZEBASAN: Hayrola Remzi? Sen hani yeminliydin demokrasi’nin yaşadığı topraklarda nefes almamaya. Kaç nefes aldın bu şehirde?
SAKSAFONCU REMZİ: Padişahımız çok hasta. Senden başka gidecek kapımızda yok. Adam ölümden acayip korkuyor. Bir iyi et sevabına
HAYRETTİN ÖZEBASAN:E o kadar ah aldı. O korkmayacakta ben mi korkacağım? Tamam gidelim.
BASİT: Hoş geldiniz geçin iyi edin sultanımı.
HAYRETTİN ÖZEBASAN: E sultanım. Pamuğu hazırlandın mı?
SULTAN CENABETTİN: Beni iyi et.Ne istersen veririm sana.
HAYRETTİN ÖZEBASAN: Ülkeni.
SULTAN CENABETTİN: Ne yapacan la koca ülkeyi?
HAYRETTİN ÖZEBASAN: Sen ne yapıyorsan ben de onu yaparım.
SULTAN CENABETTİN: La ben ha bire kandırıyorum bu sefilleri. Yok şurayı fethetmişiz de, yok şu kaleyi zapt etmişiz de. Nereyi alyon be!
HAYRETTİN ÖZEBASAN: Bu kadar evcilik oynağın yeter padişah bozuntusu. Dinle Bak. Ses kayıt cihazı. Tüm pisliğin ayyuka çıktı sonunda.
SULTAN CENABETTİN: Tüh be. Ne güzel birilerinin sırtından ülke yönetiyorduk. O da gitti elimizden iyi mi? Neyse ben de çeker giderim Os...
HAYRETTİN ÖZEBASAN: Sakın. Kendini onlarla bir tutma. Sen halkını ezmek için vardın. Onlar halkı refaha kavuşturmak için. Sahte Sultan oyun bitti.
FIŞKIYE: Şey ben Tüpçü Hayri’yi arıyorum. Bana bulabilir misin Doktor Bey?
HAYRETTİN ÖZEBASAN: Tüpçü Hayri benim kızım buyur.
SULTAN CENABETTİN: Bizim kızın asıl babası. Bakalım artık Şakşakiye’nin durumu ne olacak? Banane ya ben nasılsa öleceğim. Oğullarım düşünsün.
Haydi elveda boynu altında kalasıcalar. Şaka lan Teşekkürler.(DEVAM EDECEK...)‘’ BU ARADA ARTIK CUMHURİYET İLE YÖNETİLİYORUZ. SANIRIM...’’
YORUMLAR
Zaten gerikafalı bir millet olmasak bunca yıldır söylenen yalanlara kanmazdık.Yavaş yavaş Afganistan,Pakistan ve İran gibi oluyoruz. Onlar 1 gecede rejim değiştirdiler bunlar akıllı çıktı yavaş yavaş insanları kandırdı.Salak bir toplumdan daha iyisini beklemek zaten gereksiz. Ama herkes ettiğini bulur derler ya hani bu söze pek inanmasam dahi görünen köy kılavuz istemiyor.Kendi kazdığı çukura düşecek dangalaklar var.Sade insanlar biraz daha cesur olsun yeter...
Özgür ÖZDEMİR
Gençler buhrandan çıksa her sorun hallolur ama malesef kötü olan daha kötüye gidiyor...Sistemleri iyi inşa edersek yarınlara merhem olacaktır.Radikal cümleler sadece idealler konusunda faydalıdır.