- 1025 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SEN HİÇ SEVMEDİN Mİ ?
El bebek gül bebek büyüdüğünü biliyorum. Hatta senden az büyük, seninle oyuncak bebeğiyle oynar gibi oynayan bir ablanın olduğunu da. Senin de çok güzel oyuncaklarının, en çok da bebeklerinin olduğu şüphesiz. Bir kedin, köpeğin, kuşun ya da başka bir canlı hayvanın da var mıydı acaba ? Varsa eğer, sevmişsindir onları da mutlaka.
Hiç oyuncaklarının bozulduğu olmadı mi senin ? Örneğin ; bebeğinin kolu, bacağı çıkmadı mı ? Ne yaptın o zaman ? Savurup çöpe mi attın onları ? Annen, baban hemen yenisini mi aldılar ? Bir evcil hayvanın olduysa, hastalandığında hiç üzülmedin mi ? Kedin, hastalandığı için eve pislediğinde, ayağından tutup sokağa mı bırakırdın ? Köpeğin olsaydı ; tüyleri döküldüğünde hemen atar mıydın evden ? Kafesteki muhabbet kuşun , fazla ötmeye başladığında rahatsız olur muydun ? Balkonuna konmalarından zevk aldığın kumrulara her gün ekmek kırıntısı verirken, balkona pislediklerini gördüğünde ; vaz mı geçerdin onları beslemekten ?
Oysa ne kadar güzeldir, özellikle kız çocuklarının bebekleriyle oynamaları ? Kediler ne kadar da sevimlidir, insanının içine içine girip kendilerini sevdirmeleri ne kadr güzel ? Köpekler ne kadar da sadıktır sahiplerine ? Çok da koruyucudurlar biliyor musun ? İnternette özellikle bebeklerle oynayan, onları koruyan, sahip çıkan ve asla onlara zarar vermeyen köpek videolarına rastlamışsındır mutlaka .
Yere düşen kırıntı ya da yiyecekleri önemsedin mi sen ? Hiç ilgilenmeyip düştükleri yerde bıraktın mı , alıp çöpe mi attın, yoksa silip alnına koyduktan sonra tekrar mı yedin ?
Benim gönlümde yatan insanlık, çocukluk ; bozulan oyuncağa üzülmek, yeniden tamir edilmesi için herkese yalvarmaktır. Çöpe atılmasına asla razı olmayıp, bozuk olarak bile olsa saklamak gerekir. Sevilen kediler, kuşlar, köpekler ; her türlü hatalarıyla, zorluklarıyla birlikte, sadakatle, vefa ile sevilir. Hastalandıklarında üzülünür, iyi olmaları için Allah’a dua edilir, iyileştiklerinde şükredilir, bayram edilir. Öldüklerinde kahrolunur, hasta olunur.
Kuduran bir köpeğe öldürücü iğne vurulmasına, yaralı bir atın vurulmasına hangi çocuğu razı edebilirsiniz ? Kuduran köpeğe sarılmak ister çocuklar, ısırılacaklarını bilseler bile ! Yaralı atlarına sarılıp yatmak isterler, merhem olacaklarına inanırlar yaralarına !
Sen böyle bir çocuk değil miydin ey sevgili ?
Seni sevdiğimden emin olduğun günlerde ne kadar da mutluydun ? Seni ilk defa o günlerde çocukluğundan beri taktığın gözlüğünden kurtulmak isterken gördüm, gözlüksüz gördüm !
Daha güzel görünmek istiyordun, etrafına gülücükler saçıyordun. Oysa, önceleri ne kadar da ciddiydin ? Kim görmüştü senin öyle gülebildiğini daha önce ?
Oyuncağın gibi oynamaktan zevk alıyordun benimle. Ne kadar da mutluydun ?
İlk arızamda, ne kadar da kolay vazgeçtin benden ? Ne kadar da çabuk savurup attın ? Böyle mi yetiştirilmiştin yoksa ? Her oyuncağına böyle mi davranın sen ?
Sana hiç sitem etmemiştim ya sevgili ; müsadenle belki de ilk ve son defa edeyim :
Bir annenin gayri meşru çocuğu gibi, evdeki zararlı bir böcek gibi, elbisene dökülen saç gibi, çiçeklerin arasındaki zararlı ot gibi, kapındaki çöp gibi, etrafında vızıldayan sivrisinek gibi savurdun attın beni !
Hiç merak ettin mi ; sonum ne oldu diye ? Seni annenden, babandan, çocuklarından, en yakınlarından sonra en çok seven, sevgili diye en çok seven insanın sonu ; seni hiç ilgilendirdi mi ?
Çöplerin akibeti ile ilgilenmiş olsaydın eğer, beni zaten çöpe atmazdın ki sevgili !
Fikret T....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.