- 440 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Krizi fırsata dönüştürmeye mecburuz
Emperyalizmin globalizm veya küreselleşme adı altında üç koldan uygulamaya koyduğu (siyasi, ekonomik ve askeri) projenin ekonomik ayağı çökmüş görünüyor.
Amerika’da patlak veren ve tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz, dünyayı topyekûn köleleştirmeye soyunan emperyalizmin başarısız olacağına dair önemli ipuçları vermektedir. Bu durumu sürpriz bir gelişme olarak görmemek gerekir.
Zaten son yıllarda şuursuzca dünyayı kana bulayan hâkim güçlerin saldırganlıklarındaki şiddetin artması, gelinen noktanın habercisi değil miydi?
Yaralı ejderha gibi tarafa ateş püskürmelerinin altında yatan gerçek, en üst seviyeye ulaşmış tatminin gidebileceği başka bir üst noktanın kalmamış olmasından kaynaklanmıyor muydu?
Doruğa ulaşan her tatminin bir patlamayla sona ermesi kaçınılmazdır!
Her patlama büyüklüğüne göre bir basınç, her batış hacmine göre bir girdap oluşturur. Bizim durumumuzda olan ülkeler için maharet; böylesi durumlarda izlenmesi gereken en akılcı politikaları önceden hazırlayabilmiş ya da hızlı çözüm bulma kıvraklığına, yeteneğine sahip kadrolarla yönetiliyor olmaktır. Aksi halde, ya ani basıncın şiddetiyle sağa sola savrularak dağılmak ya da oluşacak girdaba kapılıp derinlere çekilerek yok olmak kaçınılmaz olur.
Emperyalizmin böylesine derin bir çıkmaza girmiş olması bizim gibi bağımsızlığını kendi elleriyle birilerine teslim eden ülkeler için farklı boyutlarda risk anlamına gelmektedir.
“Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal” deyiminde olduğu gibi; başarılı olsalardı zaten ilk yutulacak lokma olarak önlerinde biz vardık. Başarısız olmaları durumunda da takipçileri olmamız münasebetiyle aynı akıbeti paylaşma tehlikesi ile karşı karşıyayız.
Olumlu veya olumsuz her gelişme yeni bir uyanışın ya da fırsatın da habercisidir!
Türkiye; yaşanmakta olan bu krizi fırsat olarak görmeli ve izlemekte olduğu politikalarda köklü değişikliklere gitmelidir. Safını yeniden belirlemeli ve kendi bölgesindeki dinamiklerle işbirliğini geliştirecek yollar aramalıdır.
Şayet ülkeyi yönetmekte olan hükümet bu adımları atmayacaksa, güçler ayrılığı ilkesi ile en azından yasalarla bağımsız olduğu sabit olan cumhuriyetin bazı temel kurumları, hükümeti bu yönde ikna etmenin bir yolunu mutlaka bulmalıdır.
Buna şiddetle mecburdur!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.