Sennur Sezer'in 'Şiir Gündemi'nde Dolaşmak
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
---
YORUMLAR
........
“ Öyleliğinin yanında, bütün hayatı boyunca, hem politik düzlemdeki ödünsüz,/yan çizmez tutumuyla; hem de poetika (şiir felsefesi) alanına getirdiği dinamik açılımlarla, bende bambaşka, aşınmalardan uzak bir imgesi vardır onun. Diyesim: şiir(ler)iyle benzersiz ama kişiliğiyle kaypak, çözük, bükülgen şairleri sevmektense; Sennur Sezer’i sevmek, çok daha yeğ, çok daha yeğindir.”
Burdan alarak girmek istiyorum yazı değerlendirmeme. Bir şairi şair yapan, bir yazarı yazar yapan ve doyumsuzca peşinden sürükleyen nedir, diye sormadan geçemiyorum. Şair olan, hele ki sizin de bahsettiğiniz gibi
Sennur Sezer gibi düşüncelerinden ve yaşam duruşundan ödün vermeden,
Kendini daha çok şiirleriyle ifade etmişken, şiirlerinde bulmuşken ve buluşturmuşken
Ona dair izlenimleri, bunun yanında ve buna rağmen doyum alınamayacak cinsten
Bir sıkı şair olamaması’ teması beni düşündürdü açıkçası.
Düşünce olmadan şiirin yazılmayacağını, siz yazılarınızda anlatırken bir süredir okuduğum kadarıyla,
Ve Sennur Sezer’in de düşüncelerini şiirlerine yedirdiğini belirtirken,
Ardından gelen sezdirici olamama eleştirisi bence biraz çelişkide kalmış.
Yani yazı kendi savlarıyla ve eleştirdiği yanlarla tam anlamıyla çelişkiye düşmüş.
Elbette eleştirilecek yanlar vardır ki her ne kadar ben duygular kadar
Şiirlere de yorum yapılamayacağını savunsam da.
Hani her yazılan şiirin ya da yazının bir amacı olmalı, tezini savunduğumuzda hemfikir olduğumuzun farkındayım.
Bunun yanında toplumcu bir şairden beklenen nasıl bir şiir teması ya da sezdirme gücüydü acaba, diye düşünmeden geçemedim yazıyı okuyunca.
Tabi bu başta aldığım alıntının yanı sıra şiirde anlam üzerine gelişeceğini düşündüğüm yazı
Daha çok dil bilgisi üzerine geliştiği için tam olarak anlamda ve sezdirememe’ söyleminde
Ne demek istendiğini de tam anlayamadım.
Diyorum ama yine de bu tarz yazıların okunmasını ve gerçekten amacı şiir yazmak
Ve düşüncelerini şiir yoluyla aktarmaya çalışmak olanlar için
Elzem gördüğümü de belirtmek istiyorum.
Saygılarımla.
ahker
Kapsamlı yorumunuza teşekkür ederim öncelikle.
Gelelim, eleştirilerinize:
1) Analizin bütünlüğüne baktıkta, ortada hiçbir bir çelişki görmüyorum. Bir şairin (yazarın da) dürüstlüğü, tutarlılığı, nesnelliği; onun şiirine/yazısına tastamam yansımayabilir. Çok tanıdım böylelerini. Sözün burasında, bir yazımda "şairleri sevmem, şiirleri severim" dediğimi hatırladım. Atak, aşırı, sipsivri bir cümle gibi görünebilir bu dediğim. Enine-boyuna bakınca, tablo saydamlaşıyor ama. Hiçbir şairi sevmem, demek istemiyorum orada. Olur mu öyle saçmalık? Benim de şiirsel serüveninin yanında kişiliğini de sevdiğim nice şair var. O cümleyi kurmakla, aslolanın "estetik nesne" olduğunu belirliyorum. Şiir metnini esas almak gerektiğini işâretliyorum.
2) Kişi (burada, Sennur Sezer özelinde olduğu gibi); diyelim, hem şiir, hem nesir (düzyazı) yazıyordur. Yaratıcı özne; iki alanda birden başarılı olabileceği gibi, tersi biçimde ikisinde de başarısız olabilir. Üçüncü bir olasılıksa, birinde başarılı olabileceği/olduğudur. Sezer'i, harfiyen değil ama büyük ölçüde burada değerlendiriyorum. Onun, şiir üzerine ileri sürdüğü görüşler, yaklaşımlar, "genelde" doğru ve gerçekçi nitelikler taşırken; iş, şiir yazmaya geldiğinde gene "genelde", belirgin bir düzey düşmesiyle karşılaşıyoruz. Düzyazılarında savunageldiği ileri ve çağcıl tezleri; şiirinin kumaşında dokuyamıyor. Öyle olunca, ortalamanın duygularını okşamaya dönük ve vasat siyâsal bildirilerde, birtakım hukuk metinlerinde, gündelik gazete yazılarında gördüğümüz imgesiz, renksiz, kokusuz önerme kalıplarına benziyor yazdıkları. Modern şiirimizin kurucularından Ahmed Haşim, "Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden" diyerek, şiirsel bir atmosfer yakalamasını bilmiştir. "Bu merdivenlerden ağır ağır çıkacaksın" dememiştir, çünkü bunun zerrece sanatsal enerji taşımayan, kupkuru bir düzyazı cümlesi olduğunun ayırdındaydı. Sezer'in sezemediği/sezinleyemediği tam da bu noktadır.
3) Duygulara da, şiirlere yorum getirilmeyeceğini savunuyormuşsunuz. Görüşünüzdür, bir şey diyemem. Ben sizin gibi düşünmüyorum. Duygulara, şiirlere neden yorum getirilmesin? Öznel oldukları için mi? Doğrudur, özneldirler. Kişiden kişiye farklıllaşırlar. Hattâ aynı kişide bile sayısız değişkenliklerle yüklüdürler. Ama öyledirler diye neden yorumlanamasınlar? Kaldı ki, şiir kavramının salt duygu kavramıyla anılması da çoktan aşılması gereken bir "yanlış anlayış"tır. Şiir, en azından günümüzde, duygularla değil, sözcüklerle yazılıyor. Sözcüklere döküldüğünde de "duygu yükleri" değil, içinde bilinç biçimlerinin de yer aldığı "duyarlık yükleri" şekilleniyor, kıvamlaşıyor.
Beri yandan, şiire yorum getirilemez demek; bir bakıma, bütün bir şiir eleştirisi târihini, yüzyıllardır yazılagelen poetikaları da yadsımak anlamına gelmez mi?
---
Esenlikler dilerim.
Irmak Yosunkent
Bu sohbeti başka bir zamana ertelemek zorundayım.
Sanırım tam olarak ifade edemedim demek istediklerimi.
Başka yazılarda belki ve kendim açısından daha uygun zamanlarda
Daha iyi anlatabileceğimı düşünüyorum.
Sadece bir düzeltme; duygulara yorum yapılmaz değil, eleştiri
Olmamalı diye duzeltme gereği gördüm. ..
Teşekkür ederim. Saygı ve sevgiyle.
Önümüzdeki ayın, alınacak kitaplar listesine ekledim Şiir Gündemi'ni.
Şiir işçilerinin kılavuzu niteliğinde dopdolu bir yazı okudum. Yazınızın tuttuğu ışık sayesinde kendimi acımasızca eleştirme fırsatı buldum. Aynı ışık sayesinde nelere dikkat etmem, nelerden vazgeçmem gerekiyor yazarken, bunları gördüm. Öğretici ve yol gösterici bu kıymetli çalışmanız için kendi adıma çok çok teşekkür ediyorum size.
Saygılar...
ahker
Şiir, sâhiden de "en ince işçilik" gerektiren uğraşlardan, hadi başlıcası demeyelim, biri.
Bunu, bir kez daha hatırlattığınız için teşekkür ederim.
İyi akşamlar.
ahker
Aziz Nesin; ironik bir üslupla, bizde her üç kişiden ikisinin şiir yazdığını söyler dururdu. Ne var ki, şiirlerle/şairlerle ilgili kuramsal-poetik yazılara ilgi ise, deyiş yerindeyse, yerlerde sürünüyor. Böylesi bir atmosferde, analizime yorum getirmenize sevinerek teşekkür ediyorum.
glenay
Okunması gerek bir yazı.
Ben teşekkür ederim.
Aziz Nesin doğru söylemiş..
Ne yazık ki her şiir yazdığını sanan şair,
her şiir de şiir olmuyor.
Bunların içinde ben de varım.
Şiir daha çok uğraş gerektiriyor..
Sanıldığı gibi kolay değil..
ahker
İnsanların 140 karakterlik çırpıştırmaları bile okumadığı bir çağda, siz benim bu uzun ve çetrefilli çalışmamı okumak zahmetine katlanmışsınız. Teşekkür ederim.