- 666 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SOLİST
PLAYLİST:FEVER RAY-THE WOLF
Tanıdığım bir kız var
Benim karanlığımla yarışacak kadar karanlık
Gözleri donmuş bir denizi andırıyor
Cennet dünyaya inmiş gibi gülümsüyor
Bir genç kızın ruhu burada, yıkıntımda bir ölüm meleği gibi karşımda dikiliyor
Birileri onun elinden her şeyi almış
Aşk hariç
....
Kirpiklerine dokunan beyaz kar tanelerinin kadifemsi dokusunu hissediyordu. Kış göğü ürkütücü bir karanlığa bürünmüştü, günahların ve sevapların sadece karanlık bir akşamda hesaplaşmaya başlamasıyla kar tüm şiddetiyle yağmaya devam ediyordu. Sarı saçlarının arasına izinsizce giren taneler kendini kirlenmiş hissettirdi. Sokak lambasının güç bela aydınlattığı ara sokakta duyulan tek şey genç kızın onu ele veren sıklaşan nefesiydi. Soğuk ve uzun bir sessizlikle beraber kan kırmızı ceketinin kapşonunu kafasına geçirirken cılız bacaklarına hızlanmasını emretti. Sabırsızlıkla ,nereye gittiğini bilen adımlarla ilerliyordu birazdan istediği adrese varacaktı. Dar sokaktan çıkıp sağdan köşeye döndü tenha ve ıssız yerden kurtularak caddeye çıktı .Zaman sanki her şeyi hafızasına kazımak istercesine ağırdan işliyordu , varmak isteği yere ulaşmasına az kalmıştı. Azrail birinin ruhunu bedeninden koparırken çıkardığı kanat seslerini kimse duyamazdı, tıpkı nefretin kulağa sert aynı zamanda lirik gelen sesi gibi-Genç kızın gece mavisi irislerinin ardında biriktirdiği nefreti bir devrimdi, her şeyi temelden değiştirecek sadece onun için var olmakta olan bir şey...
Caddede yürürken yalnız olmadığını fark ettiğinde ışığını yitirmiş gece mavisi irisleriyle hızla etrafı taradı. Biraz ilerde genç bir çift el ele vermiş genç kıza göre sahte olan gülümsemeleriyle sohbet ediyor , daha geride yalnız bir adam elinde cep telefonuyla konuşuyordu. Asıl amacına odaklandı bulunduğu kaldırımdan karşı tarafa geçip biraz daha yürüdü. Anılar zihnine üşüştüğünde kalabalıktan oluşan bir duvarın önünden geçiyor, anonim nefretini boğuk sesiyle suratlarına haykırmak istiyordu. Sonunda hastane tabelasını görmesiyle adımlarını ağırlaştırıp durdu ve önündeki binaya bakışlarını dikti. Oysaki burada birazdan hafızalardan kolayca silinmeyecek bir vahşet yaşanacaktı. Ayaklarını asfalta sıkı sıkı bastırıp karşısındaki hastaneyi incelemeye koyuldu önce ,ardından ağaçların gölgesine sinerek hastanenin girişini gözetlemeye başladı. Işıklandırması yetersizdi, hastanenin bahçesindeki banklarda oturan birileri var mı diye baktı , bir köşede ağacın altında yanında teneke bira kutuları bulunan , sızmış bir adamdan başka etrafta kimse görünmüyordu. Her şey şimdilik planını gerçekleştirmek elverişliydi, bu gece bir adamın ruhunu tereyağından kıl çeker gibi sökecekti hiçbir tedirginlik olmaksızın . Soğuk yüreği kurşunlamaya başlamadan öne alması gereken bir intikam vardı; intikam ucunda bir ölümü çağrıştıran her sözcük gibi kalbinin kan dolu kovasına çoktan düşmüştü. Sonra görüntüler aniden karardı, geçmişin kanlı gölgesi beliriverdi kafasına hücum eden bu görüntüler yaşadığı kabusu tekrar canlandırırken sinirle elinde sıktığı bıçağa gözü kaydı. Bıçağın ucunu kolayca açtı, bir ölümün davetiyesi niteliğinde kesinlikle birine zarar verecek kadar keskin ve uzun duruyordu. Hırçın bir tavırla bıçağı kapayıp cebine attı, temiz olan bıçak kesinlikle kan ile kaplanacaktı.
Her türlü kendini riske atıp ilk intikam hamlesine kalkışarak hastaneye girdi. Geniş lobide kendini bulduğunda hastanenin pis kokusu onu rahatsız etmişti. Lobinin karşısındaki resepsiyon masasında sırtı dönük bir kaç dosyayla uğraşan danışman kız vardı, sol tarafta da yan yana iki asansör bulunuyordu. Beklenmedik biriyle karşı karşıya gelme olasılığı onu bir an ürküttü, asansöre binmeden sağdaki merdivenlerden çıkmaya karar verdi. Her şey , kusursuz olmalıydı . Merdivenlerden çıkarken elinde su kovasıyla inen orta yaşlı hademeyi fark etmesiyle göz göze gelmemek için kafasını eğdi. Kadın şüpheli bakışlarla ona döndüğünde sertçe yutkunup hademenin bakışlarına karşılık vermeksizin çabuk bir şekilde yanından geçti. Sonra büyük bir salon göründü, içinde anlamlandıramadığı tırnaklarını kemirecek kadar heyecan ve korku hissederken tırnaklarını avcuna bastırdı ve koridora dönüş yaptı. Zihnini kurcalayan korkuya sert bakışlar atarken kasvetli koridoru ufak , telaşlı ve ürkek adımlarla aşıyor, nabzı kulaklarında atıyordu. Koridor boyunca yürürken gözlerindeki boşlukla koridorun diğer ucundaki odaya baktı, önünde koruma ya da başka birinin olmaması işine gelmişti , peki ya içerde...? birden fışkıran bu soru ifadesinin katılaşmasına ve dudaklarının gerilmesine sebep oldu. Keskin bakışları etrafı tararken kapının kulpunu tereddütle tutup aşağıya doğru indirdi , biraz ittirdiğinde kapı kendiliğinden açıldı. İçerden ses ya da bir kıpırtı gelmemesiyle kimsenin olmadığını anlamıştı. Odaya hemencecik girip temkinle kapıyı kapattı.
Hedefini bulmuş gözler birden donuklaştı. Karanlığın vücut bulmuş hali olan genç adam oradaydı. Ay ışığı ve sokak lambasının silik ışığının yeterince aydınlatmadığı loş bir odada genç adam yatakta sırtüstü yatıyordu .Ve genç kız kabuğuna hapsedeceği adamı ilk defa bu kadar yakından gördü. Kolunda serumu uzun boylu adamın gözleri kapalıydı .Genç kız genç adama doğru ilerlerken kimse onu durdurmadı ve bir adım gerilemedi. İşte önündeydi , genç kızın kanının her damlasıyla çizdiği suret, yatakta uzanırken ihtişamlı bedeni öylece karşısındaydı - lakin o kadar savunmasızdı ki. Karnında kandan ötürü beyaz rengi kaybedip kırmızılaşmış sarılan sargılar vardı, bu kadar güçlü görünen bedene zarar veren şey ise namlunun ucundan çıkmış rotası belli etine giren bir kurşundu. Delici bakışlar yavaşça parlak geniş göğsüne çarparak yukarıya yüzüne doğru tırmandı , hep uzaktan seyrettiği yüzü kızgın harelerle incelemeye koyuldu. Durgun ve yumuşak çehresiyle cennetten atılmış bir melek gibi duruyordu.
Hafif kirli sakalını süsleyen köşeli olmayan çenesi vardı, düz ve pürüzsüz bir burnu beraberinde keskin kenarlı dudaklara sahipti . Uzun kirpiklerinin gölgesi elmacık kemiklerine kadar yansıyordu .Gözleri sanki hiç açılmayacak gibi çukura kaçmıştı. Siyah bir melek kanatlarını çırpmaya başladı bir serçe gibi , genç adamın bitmekte olan ömrünün son kanat çırpınışlarıydı bunlar. Terli alnına dökülen bir tutam saçı her soluk alışında kımıldıyordu , solukları korkutacak kadar yavaştı.
Genç kız, eline cebini atıp bıçağını çıkardığında artık umut yoktu. Ucunu iki elini kullanarak açtı , dümdüz gözler bıçağı saplayacak bir hedef arıyordu .Biraz genç adama doğru eğilerek sımsıkı bıçağını kavradı ,bu kez hareleri genç adamın saplayacağı kalbindeydi .Onu gözünü yummadan kalbinden bıçaklayabilirdi, yapabilirdi .
Ama o gözünü yumdu!
Genç adamın kaşları birden kabus görüyormuş çatıldı, kirpikleri huzurca titreşmeye başladı. Kız ,bıçağı hızla saplamak için yukarıya kaldırmışken adamın sert yüz ifadesi kaybolup acıyla kasılmış yüzünü görmesiyle ensesine doğru doğru tırmanan ürpertiyi görmezden geldi.
"Lütfen", genç adamın dudaklarından çıkan yüksek sesli hırıltılı inleyişle kızın bedeni kaskatı kesildi. Bıçak tuttuğu eli titremeye başladı. İri elinin uzun parmakları ile yorganı kavramış sıkıyordu, parlak göğsü hiddetle inip kalkıyordu .Vazgeçemezdi içinde etkisini sürdüren hırsa kapılıp bıçağı adama yöneltecekken kulaklarına gelen bir inleyişle daha dişlerini sıktı.
"Hayır" diye boğuk bir ses çıkarırken bu kez inleme sesi daha güçsüz çıkmıştı. Kabus gören genç adamın boncuk boncuk terli saçları ve anlı dikkatini çekerken ne yapacağını bilemeyerek ,
"Lanet olsun" dedi içinden kız. Sert kabuğunu bir şeyin sarstığını hissetti, sessiz bir dehşet onu pençesine alırken bıçağını geri çekti. Planında böyle bir şey dahil değildi, çenesi kasıldı. Aslında onu öldürüp gördüğü bu kabustan kurtarabilirdi; lakin o kendisi gibi yaşadığı kabusun bir tene batan iğne gibi acısını hissetmesini ve o acıda boğulmasını istiyordu.
"Şimdi değil , yakında" diye iç sesi mırıldanırken bıçağını kapatıp tekrar cebine attı. Genç kız bütün gücünü toplarcasına yüzü ifadesizleştirdi arkasını dönüp genç adama bakmaksızın oradan uzaklaşacaktı kapının önünde kısa bir an durdu ,usul minik bir duraksamaydı bu. Odadan çıkarken daha dimdik yürüdü, hiç acelesi olmadan . Karanlık ufkuna sisler içinde olsa bile silik bir ışık sızdı zihninin köşesine. Kafasındaki ceketin kapşonunu aşağı çekelerken aklına cereyan eden düşüncelerle yüzünde yalancı bir gülümseme oluştu, daha çok sırıtışta denilebilir. Adamın acı çeken yüzüne karşı ölümle yaşam arasında kalmış o çizgi kadar alaycı boş bir sırıtış...
....
Zamanın gitgide azaldığını duyuyordum. Zihnimde zehirli bir tik tak sesi vardı: saatin her vuruşu acının alaycı bir hatırlatmasıydı. Sonra zihnimin kapısının altından sızan ışıkla karşılaştığım benliğime birisi seslenmeye başladı ve kelimeler kıvamlı bal gibi döküldü .
"Pandora"
"Sen bir cehennemsin ama senin cehennemin benim giremeyeceğim tek cennet"
"Tenin sanki ayı bir bütün olarak yutmuş gibi parlıyor"
"Ruh ateşim"
"Bir kadın erkeğin kokusunu ancak isterse taşıyabilir"
"Kırılgan güzellik"
"Vahiye gerek yok öleceğimi görebilmek için"
Ses kilitlediğim kalbimin kapı tokmaklarına vurdu ,avuçlarımda kadife hissi yaratan sesin sahibini düşünürken gece mavisi irislerim şöminedeydi. Gözlerimi ateşe dikip odunların arasından dans eden alevleri izliyordum. Alevlerin rastgeleliği kayboldu şimdi belli bir amaçla hareket ediyor ,bir sahne gösterisi sergiliyormuş gibi birbirlerinden ayrılıp farklı şekiller oluşturuyorlardı. Alevler normale dönecek yerde görüşümü kapatarak büyüdüler ve odayı tamamen doldurdular. Kulağımda fokurdayan kanın sesi çınlarken sırtımdan aşağı terler akıyordu .Acı derimin her noktasına hücum etti. Parlak renkli desenler gözlerime battı. Gözkapaklarımı indirmeme rağmen görüntü karşımdaydı, endişeyle ürperdim.
Kıskıvrak yakalanmış halde ateş benim şeklimi aldı. Ateşten suretimle yerde yüzün koyun yatan bir cesedin üzerine eğiliyordum. Ateşten kanlar döküldü. Gözlerimi alan katliamın dehşeti içinde kan beni enkazıyla yıktı. Cesetten ruh yükseldi, yükseldi.
Ceset bir adamın figürüydü.
Ceset cehenneme sığınan bir melekti.
.
Ceset kendi ölümünün kurbanıydı
[DEVAM EDECEK]
[YORUM YAPARSANIZ ÇOK MUTLU OLURUM]
(BU BENİM İLK HİKAYEM BÖLÜMLER 13-14 GÜN ARALIKLARLA GELECEK)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.