- 2166 Okunma
- 19 Yorum
- 8 Beğeni
Paul'u Anlamak
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Amacım rakamlarla dolu bir otobiyografi yazmak değil, aksine anlamak ve irdelemektir. Yaşadığı koşulların derinliğini şiirleştiren ilk şair kimdir diye soracak olursanız Paul Celan derim size. Bir parçalanmışlığın hikâyesidir bendeki. Paul’un şiirlerini okuduğumda sesini işitebildim.
Sevdiklerini ve ailesini Nazi kamplarında kaybetmiş ‘’ hiç durmadan yürüyen bir vehimdi. Tek sığındığı mağarası dili ve vicdanıdır’’ derler onun için. Çünkü herkes ölmüş ve onun hayatta kalmış olmasına sevinmesi mümkün değildir. Bu noktada başlamıştır yaraları. Yaşıyor olması yaraların en büyüğüdür ona göre. Bu yaraları en anlaşılmaz bir dilde şiire dökmek, bir ırmağın gözümüzün önünde yavaşça süzülüp büyük bir şelaleden aşağıya dökülecek olan intiharın başlangıcıdır. O ırmağın altında kaynayan bir ölüm fügü vardır.
Yaşanmış ve belki de yüzyılın en önemli şiirlerinden birisidir ölüm fügü. İnsan bir yerde durup düşünmeden edemiyor. Böyle bir acı dünya üzerinde yaşanmasaydı keşke. Yazılmasaydı böylesi bir şiir. Ama ne yazık ki, Nazi faşizmi ve toplu katliamlarda kaybetmenin kederi yazarı ölüm ile iç içe kenetlemiştir. Aynı zamanda anne ve babasının katledilmesi onda kırılmanın ilk başlangıcı olmuştur. Bu anlamda pek çok şiirlerinde anne figürü vardır. Bunu mezarlara yakınlık şiirinden anlayabiliyoruz.
Acı çekiyorum değil mi anne,
Ah tıpkı evdeki gibi
Kısık söylenmiş şu almanca
Sızı veren mısralardan.
Ve yine başka bir şiirinde hiçbir zaman sönmeyecek içindeki ateşi anlatır. Geçmiş bir günün gençlik tutkusudur sarı çiçekler ve bir o kadar yeşildir kendi karanlığı akçakavak ağacından bakarken. Ve yine bir o kadar acıdır ölecek olanın damgalanması. Ölüm bir işarettir artık kadın, çocuk ve adamların kollarına bağlanmış bir bez parçasında…
Ak düşmemişti hiç annemin saçlarına.
Kara hindiba, Ukrayna ne kadar yeşil.
Sarışın annemse dönmedi yuvasına.
Yağmur bulutu, kaynağın kurudu mu?
Benim sessiz annem ağlar tüm insanlara.
Çember- yıldız, bağlıyorsun o altın kurdeleyi
Bir kurşunla annem kalbinden aldı yara
Meşe Akçakavak, yaprağınla ak-pak bakarsın ya karanlığa
kapı, kim çıkardı rezelerinden seni
Benim tatlı annem gelmeyecek bir daha.
…
Şüphesiz Paul’u anlamak için yazmış olduğu en derin şiirlerinden biri olan ölüm fügünü irdelemek lazım. Periyodik bir zincir gibi insanlara kendi mezarlarını kazdırır Nazi Faşistleri, sonra da kafalarından vurup kazdıkları yerlere bırakırlar. Böylece herkes kendi mezarını kazmış olur. Şiir sanki ölüler tarafından bir koro halinde söyleniyor. Bu yüzden gerçeklik güçlü bir bağ olarak sunulmuştur okura; Anlamak ve yaşamak, bir şiirin amacını iyi hissedebilmenin önemi vurgulu, tıpkı Pablo Picasso’nun Guernica tablosundaki savaşın insanların yaşamlarını nasıl tuz buz etmesi gibi.
Ölüm Fügü
Akşam vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü
Ve öğlenlerle sabahlarda bir de geceleri
Hiç durmaksızın içmekteyiz
Bir mezar kazıyoruz havada rahat yatılıyor
Bir adam oturuyor evde yılanlarla oynayıp yazı yazan
Hava karardığında Almanya’ya senin altın saçlarını yazıyor Margarete
Bunu yazıp evin önüne çıkıyor ve yıldızlar parlıyor
Köpeklerini çağırıyor ıslıkla
Sonra Yahudilerini çağırıyor ıslıkla toprakta bir mezar kazdırıyor
Bize buyruk veriyor haydi bakalım şimdi dansa
Gece vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü
Ve sabahlarla öğlenlerde bir de akşamları
Hiç durmaksızın içmekteyiz
Bir adam oturuyor evde yılanlarla oynayıp yazı yazan
Hava karardığında Almanya’ya senin altın saçlarını yazıyor Margarete
Senin kül olmuş saçlarını Sulamith bir mezar kazıyoruz
Havada rahat yatılıyor
Adam bağırıyor daha derin kazın toprağı siz ötekiler
Şarkılar söyleyip dans edin
Tutup palaskasındaki demiri savuruyor havada gözlerinin
Rengi mavi
Sizler daha derine sokun kürekleri ötekiler devam edin
Çalmaya ve dansa
Gece vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü
Ve sabahlarla öğlenlerde bir de akşamları
Hiç durmaksızın içmekteyiz
Bir adam oturuyor evde senin altın saçların Margarete
Senin kül saçların Sulamith adam yılanlarla oynuyor
Sesleniyor daha tatlı çalın ölümü çünkü o Almanya’dan
Gelen bir ustadır
Sesleniyor daha boğuk çalın kemanları sonra sizler
Duman olup yükseliyorsunuz göğe
Sonra bir mezarınız oluyor bulutlarda rahat yatılıyor
Gece vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü
Sonra öğlen vakitlerinde ölüm Almanya’dan gelen bir ustadır
Akşamları ve sabahları içmekteyiz hiç durmadan
Ölüm bir ustadır Almanya’dan gelen gözleri mavi
Bir kurşunla geliyor sana tam göğsünden vurarak
Bir adam oturuyor evde senin altın saçların Margarete
Köpeklerini salıyor üstümüze havada bir mezar
Armağan ediyor
Yılanlarla oynuyor ve dalın düşlere ölüm Almanya’dan
Gelen bir ustadır
Senin altın saçların Margarete
Senin kül olmuş saçların Sulamith.
Ölüm bir emirdir Alman faşizminin elinde. Ve sabahın siyah sütü bir keşfin şifresidir. Ölüm havası, bacalardan tüten insan ruhları, yakılmış bedenlerin çığlığı ve bir ahit gibi, sizi başka parçalanmışlıklara sürüklüyor. Tıpkı bütün savaşların insan onurunu ve yaşamını yok etmesi gibi, ölüm bir sanat ve ustalıktır Alman faşizminde. Bir tarafta çalışan tutsak kölelere mezarlar kazdırılırken diğer yanda kemanla müzik çaldırılıp dans etmeyi emrediyorlar. Ölüm mavi gözlü bir adamdır Margarete ve Sulamith’in saçlarında.
…
Her şey yaralanır. İnsan ve eşya, zorla birbirinin içine girer. Yaşantılar derine nüfus eder. Hatırlamak, cerahatli bir yara olur. Bir yazısında der, Nietzsche.
1969 sonu/ 1970 baharında her gün uçurumlarımdan aşağıya doğru bir gidiş vardır Paul’un ruh dünyasında. Hiçbir yere ait olamamanın atmosferinde yalnızlığa gömülmüş bir kavak ağacıdır kendi göğüne bakan ve bütün yaşanmışlığında dallarının birer birer kırıldığını görür. Bir daha asla içindeki kırıklıkları toparlayamayacak ağır depresyonlar, sıkıntı halleri, derin travmalar yaratır Paul’un iç dünyasında. Aynı zamanda intihal suçlamaları onun kişiliğinde kuruntulu bir hava bırakmıştır. Sanki herkes onun aleyhine yazıp çiziyormuşçasına her gün basını ve yazılanları izlemesi, Ingeborg Bachman ve diğer dostlarına yazdığı mektuplardan anlarız ruh dünyasını. Dikkatli bir okur kalp zamanı kitabında görebilir Paul’un yavaş yavaş ölüme gidişini. Yalnızlığı ve anlaşılmaz kılınmanın haykırışını Max Frisch’ e yazdığı bir mektupta okuruz.
Sevgili Max Frisch,
Ingeborg’la sizden bir görüşme talep ediyorum, içtenlikle. Bütün bu provokasyonların¬- intihal suçlaması- Schroers pek çoğundan sadece biri- nereden geldiğini görmemenize inanamıyorum. Bunda nelerin, kimin parmağı olduğunu ve neden olduğunu görmemenize inanamıyorum.
Benim hakkımda yazılanları ve dedikoduları okumanın, duymanın bir yazar için ne anlama geleceğini bilirsiniz. ( Buna tanıklık etmeye kimler hazır) diye devam eder mektubunda.
Burada insanın aklına Edip Cansever’in Çağrılmayan Yakup şiiri geliyor. Kendisi, öteki, anlatıcı ve ben duygusu arasında gidip gelen Yakup’un parçalanmışlık hissi geliyor. Bu anlamda şiirlerin evrensel bir ruha sahip olduğunda hemfikir oluyoruz.
Bir okur olarak Paul Celan’ ı incelediğimizde intihal suçlamasının bir iftira ve çekememezlik olduğunu çok kolayca görebiliriz. Çünkü bana göre her şairin kendi imgeleri vardır. O imgeler sizi ele verir. Onun imgelerinde Ben’in nasıl dağıldığını, parçalandığını, yanıp kül olan anlamların küllerinden bahsettiğini hemen hemen bütün şiirlerinde bulabiliriz.
‘’ Göç’’ dedi Paul Celan..
‘’ Bugün içimden çırılçıplak satırlar geçiyor Franz; Her Allahın günü, uçurumlardan aşağıya doğru.. Bugünden yarına yaşıyorum, daha doğrusu bugünden bugüne..’’
1920 yılında Romanya’nın Çernovitz kasabasında Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğan, ve 1970 Nisanı’nda kendini Paris’te Sen Nehri’ ne atarak parçalanmışlığına son verir Paul Celan.
Sesleniyorlar; günah işliyorsunuz!
Bunu çoktandır biliyoruz.
Çoktandır biliyoruz da, ne yapıyoruz?
Sizler, ölümün değirmenlerinde
Müjdelerin beyaz ununu öğütüp
Kardeşlerimizin önüne koymaktasınız
Bizler, zamanın aklaşmış saçlarını sallıyoruz.
Kaynak: Wolfgang Emmerich, Paul Celan kitabı
Kalp zamanı-
Ellerin zamanlarla dolu- Paul Celan.
YORUMLAR
BENİM YAZILARIMI ANLAMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ VE BEĞENMEK DE NASIL Kİ BEN DE ANLAMADIĞIM YAZILARI YERDEN YERE VURMUYORSAM.
SİZİ SAYGIYA DAVET EDİYORUM VE İNSANLIĞA.
İNSAN SEVGİSİ ÜÇ BEŞ KİŞİYİ SEVMEKTEN İBARET DEĞİLDİR KEŞKE ADINIZ VE SOYADINIZLA PAYLAŞIM YAPACAK KADAR CESARET SAHİBİ OLSANIZ VE BİR O KADAR ÖZ- GÜVEN SAHİBİ.
lacivertiğnedenlik
Adım soyadım kimliğim nerden olduğum seni zerre kadar ilgilendirmez..durmadan zırt pırt engel koyuyorsun bana. Usteliik yalan da soyluyorsun. Ne kadar meraklısın şakşaklanmaya..en ufak bir eleştiriye gelemiyorsun. Sana hakaret veya yazılarına tek bir cumlemi bul bakalım..yok çunku..
Gereksiz ve haksız yere gelip hem şiirimin altında hem de bu yazının altında bağırma..yemin ederim dilini kopatırım senin iftiracı seni. Beni engelleyip gelip burdan iftira atıyorsun.
Yemişim senin adını soyadını..senin ozguvenden anladığın şeyi ben aşalı yıllar olmuş..
Gülüm Çamlısoy
En gurur duyduğum yanımdır yalandan haz etmemem.
Aile terbiyem ve kimliğim itibariyle sizin seviyenize inmeyeceğim.
Ben asla yalan da söylemem iftira da atmam.
Çekememezliğiniz ve belli ettiğiniz seviyesizliğiniz ile kendime duyduğum saygı katlandı.
Demek dilimi kopartacaksınız. Size acıyorum.
lacivertiğnedenlik
Gülüm Çamlısoy
Çook teşekkür ederim bana tuttuğunuz aydınlık için.
lacivertiğnedenlik
Gülüm Çamlısoy
Sıkıldım.
İşim gücüm var.
Yeteri kadar zaman kaybettim.
Bence bu kadar nefret fazla bir insan için ve çok da gereksiz sonuç itibariyle derdimiz yaşamak ve yazmak olmalı.
Sevecek nedenler arayın ve bulun bir an evvel.
lacivertiğnedenlik
.
Gülüm Çamlısoy
Üstelik her şey göreceli ve o kadar da emin olmayın sahip olduğunuzu sandığınız şeylere ne de olsa ölümlü dünya bir bakmışsın ki yok olmuş her şey.
İyi günler dilerim.
Kaç yaşındasın bilmiyorum zira profil resminden hiç bir şey anlaşılmıyor.
Gülüm Çamlısoy
Her şey gönlünüzce olsun kalem dostum-evet, dostum diyorum zira hayat düşman edinmek ya da düşmen olmak için çok kısa.
Sevgiler.
lacivertiğnedenlik
İyi bakın kendinize
Gülüm Çamlısoy
Teşekkür ederim.
Siz de kendinize iyi bakın lütfen.
Yazıya kısa bir süre sonra uzun uzzun döneceğim fakat sormak istiyorum
bir portresini yaptın mı bu hikayenin?..
Portrelerinle ayrıca ilgileniyorum, bunu kaçırmak istemem..
lacivertiğnedenlik
belki çizerim bir gün.
teşekkürler doğan.
lacivertiğnedenlik
Canım.❤
aklımdan geçiyordu ve sormaya hazırlanıyorum; "Paul Celan çoktandır bi şey demiyor, hayırdır?" diye. ( bakınız, lacivertiğnedenlik adı altında, Paul Celan der ki, Rollo May der ki, Lord Byron der ki gibi bazı forum paylaşımları, şiir yorumları vb.)
tabi, dünya yukarıdaki şakanın uzağında oldukça aşağılarda çoğunlukla iğrenç bi yer. bi tarafta yaşadıkları yüzünden yaşamına kendi elleriyle son verecek duruma gelenler, bi tarafta öldürülenler ve milyonlarca yaşayan ölü... daha bi sürü falan filan...
Sen de konuş
son olarak sen konuş,
söyle sözünü.
Konuş-
Ama ayırma hayırı evetten.
Anlamı da kat sözüne:
Ona, gölgeyi ver.
Ona yeterince ver gölgeyi,
sence ne kadar paylaştırılmışsa
gece yarısıyla öğlen ve gece yarısı
arasında, o kadarını ver.
Bakın etrafına:
Gör, nasıl da canlı, çepeçevre-
Ölüm aşkına! Canlı!
Hakikattir gölgeden söz edenin söylediği.
Ama bak, küçülmekte şimdi durduğun yer:
Peki şimdi nereye, ey gölge çıplağı, nereye?
Tırman. Yokla etrafını.
İncelmektesin gittikçe!
Daha ince-iplik,
yıldızın aşağı inmek için kullandığı;
o yıldız ki, aşağıda, kendi yansımalarını
gördüğü yerde, gezginci sözcüklerin
dalgalı sularında yüzmek istemekte.
lacivertiğnedenlik
''Bir defasında ölüm gözümde çok kalabalıklaştığında
Sen,benim içimde saklanmıştın.''
lacivertiğnedenlik
şimdi daha bir dolu çiçeklenmekte,
kar, güneşte yüzen
bu denizi de yazdığı için''
teşekkürler. selamlar.
Hicran Aydın Akçakaya
renklerin en asili...
dünyayı daha kötü bir yer haline getirmek isteyenleri sırtlarında taşıyıp, herhangi bir ırktan, dinden, mezhepten insanın ölümüne kayıtsız kalarak veya oh olsun diyerek yapanlara zemin hazırlayanlar olduğu müddetçe Paul ve onun gibi milyonlarcası acı çekecek. işin trajikomik yanıysa edebiyatın insanların acılarıyla parlak çağını yaşıyor olduğu gerçeğidir. Paul milyonlarca insandan sadece biri... onun gibilere ufacık bir empati bile yapılmadığı sürece Paul'ü anlamak mümkün olmayacak ve dünya da daha iyi bir yer olmayacak.
lacivertiğnedenlik
zamanın tesellisi gibi''
teşekkürler.
Paul adını okuduğumda aklıma gelen ilk şey: ''Paul haklıydı, a. olan bir yüzü sevemezsin'' sözü oldu! O Paul bu Paul mu bilemiyorum. Bir Fransız ''sanat filmi''nde geçiyordu. Şiirler iyi imiş. Ama çeviri şiirler ile ilgili de şöyle bir diyalog vardı: ''Ne okuyorsun? Çeviri mi?''
''Evet!''
''At gitsin, şiirin çevirisi olmaz!'' Buna rağmen çeviri şiirleri seviyorum.
ccelayir tarafından 7/14/2017 10:01:32 AM zamanında düzenlenmiştir.
lacivertiğnedenlik
Teşekkurler.
lacivertiğnedenlik
Al yıldızları pencereye
O'nu yaz. Kahve içeni..
Kocaman optum.
Gülüm Çamlısoy tarafından 7/14/2017 10:26:58 PM zamanında düzenlenmiştir.
lacivertiğnedenlik
Sevgiler
Gülüm Çamlısoy
Ben diğer insanların yerine de seviyorum zira en büyük açığımız sevgisizlik zaten sevgiyi şiar bilmeseydim an itibariyle hayatta ve aranızda olmazdım ve tek geri çevirmeyen yine İlahi Güç. O'nun sayesinde direniyorum hayata...
Teşekkürler sevgili Laci ve bilin ki tüm içtenliğimle aranızdayım ve hayattayım gerçi kırlmadık parçam kalmadı ama yoksa neden hala yazıyorum sanıyorsunuz?
Sevgimle.
Sadelikle anlatılmalıydı ve başarmışsın. Yaşanan tüm acılarıyla sade-ce gerçeklerdi gördükleri. Havada ki mezarları dumanlarından tanıyordu. Sadece havaya karışmak kadarız sonunda.
En ironik tarafı ise yazdıklarıyla Alman edebiyatına yaptığı katkılardı diyebilirim.
Güzeldi laci...
Sevgilerimle...
lacivertiğnedenlik
Ah corona..corona
lacivertiğnedenlik
Senin Paul Celan'a olan ilgini eskiden beri biliyorum. Çok iyi bir yazı çıkartmışsın. Paul'ün acıları ve aşkı onun yüreğinde yıkılmış bir kimliğin-kimliksizliğin yansımalarıdır. Ölüm ve mezarı getirip yatağına yastık yapmıştır. Nazi faşizminin kurbanı olan başka bir çok yazar ve şair vardır. Öldürülen veya ülkesini terkeden, anne babasını, çocuklarını yitiren...
Paul'ü anlamak çok zor olmasa gerek. Çünkü faşizm dünyada hiç yerini kaybetmedi. Her yerde faşizm kılık değiştirerek karşımıza çıkmakta. Ölüm Fügü devam ediyor.
Sevgiler...
lacivertiğnedenlik
Yakındayız Tanrı'm
Elle tutulacak kadar yakında der Paul..
Şimdi de oyle değil mi kapitalizmin ve faşizmin..tekellerin insan yaşamını yok sayması..
Teşekkurler..
lacivertiğnedenlik
Yakındayız Tanrı'm
Elle tutulacak kadar yakında der Paul..
Şimdi de oyle değil mi kapitalizmin ve faşizmin..tekellerin insan yaşamını yok sayması..
Teşekkurler..
Maria Puder 14.07.2017 18:49:45
Teşekkürler.
ZorDem 14.07.2017 18:45:14
("Kelimelerin kötü yanı kendimizi başkalarına anlatabileceğimiz hissini uyandırmalarıdır. Fakat dönüp kaderimizle yüzleştiğimizde yetmediklerini görürüz" P.Coelho)
Yeni yazınızı okudum, fakat yorum yapamadım, yorgun ve gözlerimin rahatsızlığı devam ediyor.
Yolunuz açık olsun; tabi ki yazmaya devam :)
Maria Puder 14.07.2017 18:37:39
Yazının bir kısmını sildim,ama kıymet verdiğim ve değer bulduğum yorumlar için yazıyı silmedim. Sadece göstermelik bir kısım yazıyı silmiştim. Sonra tamamen silindiğini gördüm. Eğer siliniyorsa güne gelmesi tuhaf. Her şeye rağmen buradayım ve bir sonraki yazı yayında.
ZorDem 14.07.2017 18:30:35
("Kelimelerin kötü yanı kendimizi başkalarına anlatabileceğimiz hissini uyandırmalarıdır. Fakat dönüp kaderimizle yüzleştiğimizde yetmediklerini görürüz" P.Coelho)
Merhaba
sanırım dünkü "yasak edebiyat... " yazınız silinmiş, yönetim mi sildi? yoksa siz mi?
Merak ettim. umarım yaramazlık bir şey yoktur.
Maria Puder 11.07.2017 14:48:28
Teşekkürler.
ZorDem 11.07.2017 14:46:38
("Kelimelerin kötü yanı kendimizi başkalarına anlatabileceğimiz hissini uyandırmalarıdır. Fakat dönüp kaderimizle yüzleştiğimizde yetmediklerini görürüz" P.Coelho)
Bu arada yorumlarınızı da okuyorum; cesur ve dik duruşunuzu selamlıyorum
Sizin yazılarınızı okurken bilgilenip bir şeyler öğreniyor insan bu da beni bu tür yazarları okumaya teşvik ediyor.
Hayatınızdan ve edebiyat yolunda başarılar diliyorum
sevgiyle kalın efendim
......................................
lacivertiğnedenlik 13.07.2017 19:31:11
(''Gelin, kazın yeraltı yollarınızı '')
afferim :))
Maria Puder 13.07.2017 19:26:24
Başardım,teşekkürler 😁. Gece yazıyla birlikte yayında.
lacivertiğnedenlik 13.07.2017 19:21:27
(''Gelin, kazın yeraltı yollarınızı '')
http://www.edebiyatdefteri.com/forum/oku/6750/timarhane.html
sayfanın sonuna git.
Maria Puder 13.07.2017 19:16:46
Nerde ki bu görsel sayfası? Linki yok mu ?
lacivertiğnedenlik 13.07.2017 18:55:50
(''Gelin, kazın yeraltı yollarınızı '')
ekledim.
Maria Puder 13.07.2017 18:46:07
Tamam
lacivertiğnedenlik 13.07.2017 18:35:19
(''Gelin, kazın yeraltı yollarınızı '')
sana bir görsel göndereceğim tımarhane sayfamda. oradan al bu görseli..arzu edersen.
lacivertiğnedenlik 13.07.2017 18:32:09
(''Gelin, kazın yeraltı yollarınızı '')
hadi bakayım:) bekleyeceğim.
Maria Puder 13.07.2017 18:30:56
Evet bu gece yayında. Ressamı siz,figürleri renkler,ben sadece aracıyım 😊
lacivertiğnedenlik 13.07.2017 18:22:41
(''Gelin, kazın yeraltı yollarınızı '')
süper olur.. ben renkleri karıştırıyorum birbirlerine çok güzel öyküler çıkıyor tuvalin üstünde.. neden bir yazıda olmasın ki.
Maria Puder 13.07.2017 18:06:55
😁 evet öyle,bir sonraki yazı "pis renklerin hikâyesi" olsun,belki renklerin günahkar olduğunu anlarlar.
lacivertiğnedenlik 13.07.2017 17:59:16
(''Gelin, kazın yeraltı yollarınızı '')
anladım. olsun.
yaratma cesareti der rollo may..
yazmaya devam.
Maria Puder 13.07.2017 17:39:08
Yazıyı ben kaldırmadım. Bir kısmını sildim,sonra tamamen kaldırılmış gördüm.
lacivertiğnedenlik 13.07.2017 17:33:38
(''Gelin, kazın yeraltı yollarınızı '')
Selamlar..yazınızı kaldırmasaydınız..aldırmayın buralara yazmanıza bakın..birbirlerini anlayan insanlar burada çok az. Bu anlamda uzulmeyin..kırılmayın kendinize..
...............................
Maria Puder 14.07.2017 16:58:22
Bunu yeni üye olan benim değil,bunları bilenler dile getirmeli. Yazı güne gelmiş,kurulun onayını almış,ama site yönetimi kaldırmış. Yapacak bir şey yok.En azından yazmaya devam ediyoruz. Asıl desteğin yorumlarla olabileceğini düşünüyorum. Oralarda da dile getirilebilir.
Amacım sadece yazmak.
Uyumsuz_PenGuen 14.07.2017 16:54:36
(iç görünüş önemli bacanak..)
yönetim senin yazını kaldırdı ve sen buna birşey demedin mi yani, bana bir kere yaptılar iki yıl kan kusdurdum bunlara..
böyle yapma, dokundurtma bişeylerine.. kim ki bunlar ? senden fazla bildikleri ne olabilir ?
Maria Puder 14.07.2017 16:47:35
Yazı yönetim tarafından kaldırılmış sanırım. Bilmiyorum. Önemli değil,yenisi yayında. Onu okuyabilirsiniz.
Uyumsuz_PenGuen 13.07.2017 12:34:59
(iç görünüş önemli bacanak..)
sen bir yazı mı sildin buradan ?
bana uyarı geldi okuyamamıştım, şimdi bakıyorum yazı yok sanki. nedir durum ?
?.......................
İste ortalığı birbirine verdın diye suçladığım mesajlar. Kimseye ben yazımı sildilr demedim. Sordular cevap verdim.
Kim sahtekar, kim yalancı ortada. Habib bey kendisini tatmin ediyor, bu da açık burada
Bütün gelen mesajlar bunlar, kime yazım silindi diye yazım ? Kime yalan konustum, ya da hakeret ettim? Hickimseye benim yazım silindi diye bir şey yazmadım. Bunu site sahibinin kanıtlaması gerekmiyor mu? Üstelik konusma hakkı sunmadan. Yazık, bu kafayla , bu iğrencliklerle sitede üye kalmayacak. Gülsün eğlensinler , ama birgün ne kadar haksınlik ettiklerini anlayacaklar
KIMSEYE SIKAYET BILE ETMEDIM YAZİM SILINDI DIYE. AMA INSANLARIN KUSEREK BURADAN GITMESI BU ADAMA KEYIF VERIYOR SANIRIM.
VARSA YAZIM SILIND MESAJI ISPATLASIN BU ADAM. YA DA ORTALIGI BIRBIRINE KATTIGIMA DAIR TEK BIR SIKAYET MESAJIM.
Maria Puder tarafından 7/14/2017 10:17:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
lacivertiğnedenlik
Federico García Lorcayıda şöyle bir incelemeni isterdim böyle şeyler çok yazılmıyor. İyi olunca istemeli