KORKUDAN KORKMAK...
Korkudan korkmak, öğrenmekten kaçınmakla ve yanlışta ısrar etmekle aynıdır. Bilgilerle mücehhez kılınmış beyinler iyiye, doğruya ve güzele kavuşmakta başarılı olurlar. Böylelikle çeşitli saplantılardan, komplekslerden ve korkulardan arınabilirler...
Genellikle çocukluk yıllarında yaşananların etkisiyle ortaya çıkan ve çoğu Grekçe ve Latince olarak adlandırılmış bulunan, bir kısmı toplumda daha sık bilinen yüzlerce FOBİ ‘~KORKU’, literatürdeki adıyla bilinmese de, insanlar tarafından yaşanıyor ve bunlar hayatı olumsuz etkiliyor.
Çağımız insanı, sürekli artan doz ve çeşitlilik arz eden, her nevi olumsuz dış etkenlerce tehdit altında bulunmaktadır. Fobilerden uzak, fobisiz ve esenlikli yaşamak herkesin en doğal hakkı olup, fobileri yenmenin tek yolu, doğrudan onların üzerine gitmektir...
En yaygın psikiyatrik rahatsızlıklar olarak kabul edilen ’korkular’, toplumdaki ±%10 yaygınlık oranıyla insanları huzursuz ve mutsuz kılmaktadır. Bu bağlamda seyredilen bir korku filminin insanlarda korkuyu tetikleyebildiği ve film senaristlerinin de bu korkulardan hareket ettikleri düşünülmektedir.
Başlıca fobileri sıralamadan önce, medikal verileriyle, iki kelimenin etimolojik yapısına kısaca göz atalım:
Literatürde FOBİ, menşei Grekçe ’phobos’ olup, bir sonek işleviyle ’-phobia’: Aşırı korku, ürküntü, tiksinti anlamına gelir. Fobi, belirli bir nesne ya da durum karşısında, mantıksal bir neden olmaksızın gelişen ve engellenemeyen güçlü korku bunaltısı, yılgı.
Literatürde NEVROZ, menşei Grekçe ’neur-o-’: Sinir anlamına önek ile oluşturulan ’neurosis’: Sinir sisteminde organik bir bozukluk olmaksızın çevresel stresler ve şuuraltındaki çözüme kavuşmamış his, dürtü ve düşüncelerin yarattığı, psikoza oranla daha hafif, ruhsal bozukluk.
Dış etkene bağlı olarak gelişen ve pek çok çeşidi bulunan ’nevroz’ psikolojide şöyle tanımlanır: Genellikle bunalım ve beden görevleri üzerinde yakınmalarla beliren, kişiliğin ve uyumun bütününü etkilemeyen, ruhî kaynaklı sinir hastalığı.
Nevroz türünden hafif bir ruhsal bozukluk olarak kabul edilen fobilerin öğrenilmiş duygusal cevaplar olduğu, gerçek bir tehlikeden kaynaklanan korkunun zamanla başka nesne ve durumlara aktarılmasıyla ortaya çıktığı düşünülmektedir. Meselâ, mantıksız ve aşırı bir su korkusu, sonradan unutulmuş olsa da çocuklukta geçirilmiş bir boğulma tehlikesine bağlı olabilir.
Fobilerin yenilmesinde çeşitli davranış tedavisi yöntemleriyle genellikle olumlu sonuçlar alınmaktadır. Böyle bir tedavide hasta, korkusunun kaynağı olan nesne ya da durumla hiçbir tehlike yaratmayacak koşullarda sürekli karşı karşıya getirilir ve tedavi, öğrenilmiş olan bu tepkisel davranış tümüyle silininceye değin sürdürülür.
Psikiyatrlar bütün fobileri tek bir nevroz tipi olarak tanımlarlarsa da, korku yaratan nesne ya da durumun Yunanca adına ‘-fobi’ sözcüğü eklenerek yüzlerce sözcük türetilmiştir. Bu terminolojinin en yaygın örnekleri akrofobi ‘yükseklik korkusu’, klostrofobi ‘kapalı yer korkusu’, niktofobi ‘karanlık korkusu’, oklofobi ‘kalabalık korkusu’ ve zoofobi ‘hayvan korkusu’.
Açık alanlarda ya da genel yerlerde bulunma korkusu olan ’agorafobi’, çoğu kez hastanın evden çıkmasını bile engelleyerek yaşamını kısıtlayabilir. Okul fobisi ‘skholēphobos’ ise ilkokula yeni başlayan çocuklarda, anne babadan ayrılışın yarattığı, geçici korkudur.
Bazıları oldukça ilginç fobileri şöyle sıralayabiliriz:
Agirofobi: caddelerden korkma
Agorafobi: açık alanlarda ya da genel yerlerde bulunma korkusu
Ailurofobi: kedilerden korkma
Akrofobi: yükseklik korkusu
Antropofobi: insanlardan korkma
Arakibutirofobi: yerfıstığı ezmesini yerken damağa yapışmasından korkma
Araknofobi: örümceklerden korkma
Aviofobi: uçuş korkusu
Batofobi: derinlik ya da yüksek binaların yanından geçmekten korkma
Eisoptrofobi: aynalardan korkma
Erotofobi: cinsellikten korkma
Filofobi: aşık olmaktan korkma
Fobofobi: korkmaktan korkma
Gametofobi: evlenmekten korkma
Klostrofobi: kapalı yer korkusu
Ksenofobi: yabancıdan korkma
Musofobi: farelerden korkma
Nekrofobi: cesetten korkma
Niktofobi: karanlık korkusu
Ofidiyofobi: yılanlardan korkma
Oklofobi: kalabalık korkusu
Okofobi: taşıtlardan korkma
Peladofobi: kel insanlardan ya da kelleşmekten korkma
Politikofobi: politikacılardan korkma
Rantofobi: her şeyden korkma
Skholēfobi: okul korkusu
Tokofobi: gebe kalmaktan ya da çocuk doğurmaktan korkma
Tripanofobi: iğne olmaktan korkma
Triskaidekefobi: 13 sayısından korkma
Venüstrafobi: güzel kadınlardan korkma
Zoofobi: hayvan korkusu
,...
Korku için söylenmiş bazı güzel sözleri beraber okuyalım:
-“Korkacağımız tek şey korku olmalıdır.” F. D. ROOSEVELT
-“Kimse, korktuğu adamı sevmez.” ARİSTO
-“Korkak bir köpeğin ısırması, havlaması yanında hiç kalır.” QUINTUS CURTUS RUFUS
-“Korku, bilgisizlikten doğar.” EMERSON
-“Korkak, tehlikede olmadığı zamanlarda yumruğunu sallar.” GOETHE
-“Kimseden korkmayan kişi, herkesi korkutan kişi kadar güçlüdür.” SCHİLLER
-“Bir şeyin haklı olduğunu bildiğin halde, o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir.” KONFÜÇYÜS
Korkunun ecele faydası yoktur, dense de korkularla yaşamak ve onlarla yaşlanmak zorunda değiliz. Bu anlayışla doğrudan onların üzerine gitmeliyiz... Herkesin, fobilerden uzak ve fobisiz, esenlikli ve mutlu yaşamak istemek en doğal hakkıdır...
Saygılarımla.
YORUMLAR
Korkudan korkmak....
Bu cümleniz bana Oğuz Atay'ın Korkuyu Beklerken romanını çağrıştırdı her nedense...
İnsanlar her daim korkmuşlar kafalarında yarattıkları,oluşturdukları kendi korkularından....
Bir bakıma kendi kendilerinden korkmuşlar,siz de buna kısmi bir nazariyeyle de olsa temas etmişsiniz ve korkudan uzak bir hayt temennisiyle bitirmişsiniz,bu değerli paylaşımınıza teşekkür eder ve sadece ve sadece Hak'tan korkanın diğer şeylerden bir korkusu olmayacağı,olamayacağı konusuna dikkat çekerek sözlerimi noktalarım.