- 1117 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
TELEVİZYON ÖLDÜREN EĞLENCE
Gündüz-gece yayın yapan televizyon kanalları, yaşamımızın vazgeçilmezlerinden biri oldu. Artık alışkanlıklarımızı, ilişkilerimizi, kısaca her şeyimizi ona göre şekillendiriyoruz. Oturmuş yemeğimizi yerken,bir yandan da naklen verilen savaş yayınlarını izleyebiliyoruz.Gülüşürken Suriye’deki iç savaşın acımasız insan manzaraları geçiyor gözümüzün önünden. Biz gülmeye devam ediyoruz. Televizyon duygularımızı, duyarlılıklarımızı törpüleyip duruyor. Tepkisiz bir toplum oluyoruz giderek.
Televizyon bununla da kalmıyor tüm anlama süreçlerini şova döndürüyor. Gerçek görüntüye yenik düşüyor. Bir yandan yaşamın her yanını pisliğe bulayan savaş, öte yandan bu savaşı bize yok saydırmak için her türlü yolu deneyen, bu pisliğe razı olmamız için, gerçekleri yalanlara dönüştüren bir kutu.
Cahilleştirme ve belleksizleştirme operasyonları uygulanıyor bu yayınlarda. Görüntünün öne çıkması, düşünceyi, dili ve başka şeyleri öldürüyor. Toplumsal belleğimiz yok oluyor.
Çok kanallı görsel medya, yaşamı tam bir ustalıkla bir görüntüye ve gösteriye dönüştürüyor. Işıkların ve renklerin içindeki stüdyolarda eğlence programları seyredip mutlu oluyoruz. Bu sırada çürümenin pis kokuları parfüm kokularına karışıyor.
Bir iletişim kuramcısı olan Neil Partman; yaşama ait her bir şeyin eğlence biçiminde sunularak içinin boşaltıldığı, belleğin yok olduğu, ve muhakeme yeteneğinin giderek azaldığı, özünde tekeller ve tröstler düzeninin bu tepkisizlik çağını anlattığı;Televizyon:Öldüren Eğlence adlı kitabında şöyle diyor:
’Bir halk saçma sapan şeylerle eğlendiği zaman,kültürel yaşam aralıksız eğlence turları şeklinde yeniden tanımlandığı zaman, ciddi kamusal konuşmalar bebeklerin çıkardığı seslere benzediği zaman ve kısacası halkın kendisi bir izleyici kitlesi, halkın kamusal işleri de bir vodvil temsiline döndüğü zaman, artık ulus riskle yüzyüze gelmiş ve kültürün ölümü açık bir hale gelmiş demektir’
Yanıbaşımızda bir ulus yok olurken biz, aslında bir trajedi seyircisiyiz ve gösteri hepimizi öldürüyor. Bizi ehlileştiren gösterinin üstüne düşünme zamanı geldi de geçiyor bile. Bu nedenle düşünelim ve değiştirelim yaşadıklarımızı artık. Şimdi gösteriye son verme zamanıdır.