- 780 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
'CUMHURİYET KADINI' GÖZALTINDA
Tiyatro ve sinema oyuncusu-sanatçı Nurseli iDİZ Ergenekon Soruşturması kapsamında gözaltına alındı.
Nurseli İDİZ’in söz konusu örgütle herhangi bir bağlantısı açıklanmadı. Son dönemlerde hazırlandığı ’Cumhuriyet Kadını’ projesi ile ’halkı hükümete karşı isyana teşvik’ suçlaması nedeniyle sorgulandığı belirtildi.
Gözaltına alma emrini veren kişinin adının ne olduğu hiç önemli değil ama sıfatı: CUMHURİYET SAVCISI.
Demokratik, laik, sosyal ve hukuk devletinin belkemiği ve sonsuz koruyucusu olarak görevlendirilen CUMHURİYET SAVCISI.
Ülkenin aydınlık geleceğini göremez oldum. Artık içinde ’CUMHURİYET, LAİKLİK’ geçen her şey sakıncalı!
’ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ’ni daha sık okur oldum bu aralar...
Ülkemde yükselen siyasal islam, önemi azalmaktan öte suç haline gelen laiklik...
Bir yanda DENİZ FENERİ ve daha adını bilmediğimiz bir çok örgüt ile toplanan paralar ile ekonomik güç haline gelen YEŞİL KALE, öbür yanda bütün bu yolsuzluklara göz kapatan yargı...
ABD ve AB desteği ile BOP’a yaraşır bir Türkiye inşaa edilmeye devam ediyor.
Son zamanlarda yaşanan her şeyin temelinde bu var... Ülkenin ’derin devlet’i çökertilirken yerine ’derin yeşil devlet’ kurulmayacağının garantisini kim verecek?
Ufuk BAYRAKTAR
21.09.2008
Bitlis
YORUMLAR
Sorduğunuz sorunun cevabı gerçek demokrasi elbette:)
Cumhuriyetin savcısına ,"Cumhuriyet kadınlığını" kendisine maskeleyen çeteciler, şantajcılar kadar değer verdiğimizde büyük bir mesafeyi aşmış olacağız zaten.
Ergenekon kapsamında gözaltına alınanların sayısı 100 ü geçmiyor şimdiye kadar, tutuklananlar ise 60-70 civarında.Yani Cumhuriyet Savcıları rasgele, kurra çekerek zanlıları tespit etmiyorlar.Gözaltına alınanlar için ise boşu boşuna şüpheli denilmiyor.Tutuklanacak kadar ciddi deliller olduğunda Cumhuriyet Mahkemeleri de savcının talebiyle tutuklayabiliyor.
Nurseli İdizi, SİSİ ortaklığı vs. pürüzleri netleştikten sonra CUmhuriyet Kadını olarak sembolleştirseydiniz keşke..
Bu haliyle, Cumhuriyete de, Cumhuriyetin Kadınına da hakeret edilmiş gibi bir sakillik var ortada.
erolbasci tarafından 9/21/2008 3:46:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
erol bey; sadece bahsettiğim kısımla ilgili yorum yapsanız...
burada yer almayan bir çok şeyi de gözlemleyecek kapasitedeyim. ''SİSİ'' den bahsetmememin sebebi elbette ''masum olmayabileceği'' ihtimali...
''SİSİ''nin bağlantılarından haberdar olmayan biri onunla ortak bir projeye imza attıysa elbette görüşüne başvurulur. ama bu proje yüzünden ''halkı hükümete karşı isyana teşvik'' ile suçlanıp günlerce sorgulanmaz!
birileri bir taşla iki kuş vurmaya çalışırken bana ''çekin ellerinizi artık'' diye haykırmanız anlamsız...
sadece yazımı okuyun ve sorduğum soruya cevap verin lütfen: DERİN YEŞİL DEVLET KURULMAYACAĞININ GARANTİSİNİ KİM VERECEK?
Diğerini atlamışsınız. Diğeri de kendisine "Cumhuriyet Kadını" diyordu. Seyhan Soylu, nam-ı diğer SİSİ..
Cumhuriyetin, Atatürkün Milli Değerlerin hiç bu kadar suistimal edildiğini bugüne kadar görmemiştik.
Zanlılar yakalanıp mahkemeye götürülürken, "Suçum Atatürkçü olmak", hakkında çetelere hizmet etme iddiaları olanlar ise "Ben cumhuriyet kadınıyım" der oldu artık..
"Sisi" nin, "İdiz"in temsil ettiği bir Cumhuriyet, ve Cumhuriyet kadını???
Neyse ki hala Cumhuriyet savcıları var...
Nurseli İdiz için SİSİ nam travesti ile birlikte hazırladıkları Cumnhuriyet Kadınları porjesi değil, SİSİ nin daha önceleri Fadime Şahin, Ali Kalkancı-Emire Kalkancı organizasyomlarına benzer organizasyon hazırlığında olmaları iddiaları belirtiliyor daha çok.
28 Şubat döneminde hatırlarsanız Fadime Şahini bulup, Ali Kalkancıları hazırlayıp skandallar patlatan ve bu yolla 28 şubat döneminin "İrtica Geliyor" senaryolarına destek sağlayan, "hah işte bakın, böyle ahlaksızlıklar yaşanması tehlikesi var" diye kamuoyu oluşturan, günlerce tvlerinden gazetelerinden (Kartel medyası tabii ki, günümüz tartışmalarını da yeniden hatırlayın) döne döne yayın yapan olayların hazırlayıcısı SİSİ..O dönemde bu kampanyaları, haber programları,açık oturumları düzenleyerek sürece destek veren "Ançormen"leri de bir hatırlayalım, şimdi nerelerde ne yapıyorlar gözden geçirelim..
Böylesi bir yapının, ve böylesi bir yapının militanlarının kullandıkları maskenin korkunçluğuna bakar mısınız?
"Atatürk Kadınları"
"Suçum Atatürkçü olmak"
"Suçum Atatürkü Sevmek"...
Bu güne kadar "Atatürk, Cumhuriyet, Vatan" kavram ve isimlerinin uğradığı en vahşi, en acımasız, en ahlaksız zulüm...
Çekin ellerinizi artık..!