- 1313 Okunma
- 6 Yorum
- 2 Beğeni
Episode
Kafamdaki çanlar bir türlü susmuyordu..
Öyle durup baktım;
Bir kızılağaç kabuğu soyuluyordu geceden
Sanki gözleri su yeşili
Sanki, bir ressamın elinde bakır oymalı kaması var
Vurdukça çizgisini tanrıya sığınıp bağırıyordu kadın,
Dalımı kesme ey insan.
Su çıkmaz bir nehirdir dedim O’na ;
Kuyulara bak, damlayan ateş,
Bir mum ışığı, semazen, aşkı pervane, aşk yağmur gibi,
Belki alıp gider seni
Belki bir kaderdi soyuluşun, belki..
O anda durup bağırdı soyulan kabuk;
Şu kafamdaki çanlar,büyülü çanlar
Gümüş bir kılıcın kenarındayım
Bir düş değil, sürgündeki filiz
Soyulan tenimle sabaha başlarım ben
Ve o çanlar, saatlerimi delirtiyor, traş bıçakları bölüyor gecelerimi
Şimdi kanlar içinde,sunağın boylu boyunca uzandığı bir mevsimde
Günah işledim
Ve Nietzsche ağladı. Bütün tanrılarım da ölmüştü o anda..
YORUMLAR
Bir yerde yazmıştım forumlardan birinde ama neyse unuttum. Okuduğum bir haberin ardından bu sözler döküldü beynime :
Kendi varsıl, söylemi yoksul... ''Tüm değersiz değerlerinizi ve bir illüzyon gibi gözümüze soktuğunuz toplumsal duyarlı,yanlı,inanç içinde boğulmuş ama zerrece inanmamış tüm kokuşmuş hiyerarşik zırvalıklarınızı alın g..tünüze sokun'' demek üzereyken kendime geldim.
Tam da bu gece gibi bir geceydi ... Efkarın deminden içtikçe kabuklarım soyuluyordu. Kabuklarım soyuldukça dökülen onlarca böcek sağa sola kaçışıyordu. Onları izlerken kendi böceklerim den tiksinip ayaklarımın altında ezmeye başladım. Canımın yanması bile umurumda değildi. Onları ezerken çektiğim acıdan zevk almak gibi saçma bir ruh haline bürünmüştüm. Bir müzik aletinden gelen şu ezgi olmasa idi belki de tüm ruhumu o gece ezebilirdim...
Nietzsche anlaşılmak üzere yazmıyordu ve de konuşmuyordu... Bazıları sadece anlaşılmak için harcar tüm enerjisini...
Deli olmak güzeldir.... Delirmek iyi değil...
Sevgilerimle...
kızılağa. kabuğu kim ? senin metaforun mu ,bunlar ucu açık sorular, şair kendine yabancılaştığı gibi bizi de kendinden uzak tutmak da,
dalını kıran insanın tepkisi kabuğun saldırısı mı ?
bunlar muallakta sorular, sallanan çanların saatlerini çıldırtması güzel bir imgelem, fakat yazıyı kurtarıyor mu ?
fuco'nun deliliğe övgüsünü beklerken, alçaktan niçeye neden selam çakılır
kim anladı?
lacivertiğnedenlik
Niçeye neden selam çakılır..işte tersinden bakıp deliliğe ovgu vardır burada..çunku sığındığı tanrısı ölmuştur kafasında..
Kabuğun saldırısıdır evet beynindeki saatlerin çıldırışı..
Eyvallah..
lacivertiğnedenlik
Cliff Burton
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik
insanın bazen uzun uzun anlatamadığını, böyle kısa cümlelerle de gayet güzel anlatılabileceğinin çarpıcı bir örneğiydi bu yazı...senden alışık olduğumuz daha çılgın bir yazı beklerken bu anlam derinliğinde yüzmek...bir gölde ya da nehirde sandalda yalnız düşün kendini...boşa küreği çekiyorsun, çekiyorsun ama kıyıya yanaşmıyorsun bi türlü...yüreğin yorgun...suyun kaldırma kuvveti dibe batmış, seni yüzeye çekecek kollarının dermanı yok...balıklar senin bir yere gitmeni istemiyor naze...daha önce sende hiç görülmemiş, vãkıf olunmayan tuhaf duygularını o suya yansıtıyorsun ve suyun kazandığı ivmeyle boğuşuyorsun aklınla...belki bu çalkalanma yerini sessizliğe bırakacak...bu sefer de duygusunun ötesinde bir susuş sergileyecek dudakların...oysa dudaklarının rengi bir tuvalin en güzel resmi olurdu ve en güzel sen söylerdin lili marlen türküsünü...yalnız bunu sana söyleseydim inanmazdın belki bana...söylemiyorum çünkü bazı güzellikleri insan kendine saklamak istiyor...pandora'nın kutusunda gözünden sakındığı sırrını dışarıya vermek istemiyor çünkü yoksa kendini avutacağı sayılı şeylerden mahrum kalacak...hüzünleri toplayıp bana verseler yanağına iki gamze çizerdim hemen...biri senin, biri de benim...hiç değilse acılıyken de gülerdi yüzümüzün bi tarafı...
yosun kokulu saçların öykünmüş bulanık suya...benim de elimde delikli bir kova...sandaldaki yağmur suyunu boşaltmaya geldim...
merhaba naze...
sevgiler o güzel yüreğine....