- 1009 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DEVRİMCİ LİDERLERİN ASKER ÇOCUKLARI
Dünya devrim tarihinin üç önemli lideri, kendi evlatlarını savaşa göndermekten kaçınmadı: Atatürk, Stalin, Mao.
Atatürk manevi kızı Sabiha Gökçen’i Dersim isyanında görevlendirdi. Ona kendi silahını verdi ve ’’esir düşersen kafana sık! dedi. Stalin’in oğlu Yakov, İkinci Dünya Savaşı’nda Almanlar tarafından esir alınarak öldürüldü. Mao’nun oğlu Anjin’ de üç yıl süren Kore savaşında ABD uçaklarının bombardımanı sırasında hayatını kaybetti.
Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen, Eskişehir Hava Komutanlığı’nda askeri pilot olarak görev yaparken, 1937 yılında Dersim isyanı çıkar. Gökçen, isyanı bastırmak için düzenlenecek operasyona katılmak için gönüllü olur. Komutanları Atatürk’ün iznini isterler, Atatürk tereddütsüz kabul eder. Gökçen Dersim’e uçmadan önce, kızıyla şu konuşmayı yapar:
’’Alacağın görev oldukça çetin! Aldatılmış bir eşkıya çetesi ile karşı karşıya kalacaksın. Onlarında ellerinde bir takım silahlar var. Uçağın arıza yapacak olursa mecburi inişe geçecek ve sonunda onlara teslim olacaksın. ’’Bu sırada kendi silahını çıkarıp Gökçen’e uzatır ve şöyle der: ’’Ya karşındakini vuracak ya da kafana sıkacaksın! Teslim olmak yok!’’
Gökçen görevini başarıyla tamamlayıp Dersim’den döner. Madalya alır. Dünyanın ilk kadın savaş pilotu olarak tarihe geçer.
İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya Rusya’ya saldırdığında milyonlar cepheye koşar. Gönüllüler arasında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği lideri Stalin’in oğlu Yakov’da vardır.
Yakov, 1941 yılında onbaşı olarak Rus cephesine gider. Bir süre sonra Almanlara esir düşer. Almanlar bir ’’ganimet’’ ele geçirdiklerini düşünerek hemen Stalin’e haber gönderirler:’’Yakov’un karşılığında, esir düşen Alman generalleri geri istiyoruz’’ derler.
Stalin şu yanıtı verir: ’’Benim oğlum onbaşı rütbesindedir. karşılığında size ancak bir onbaşı gönderirim’’
Almanlar kabul etmez, tekliflerinde ısrarcı davranınca Stalin bu kez şu yanıtı verir: ’’Benim oğlum bir general etmez!
Daha sonraki yazışmalarda sonuç vermez. Almanlar Yakov’u kurşuna dizerler. Yakov tarihe, İkinci Dünya Savaşı’nda ölen 20 milyon Sovyet vatandaşından sadece birisi olarak geçer.
Çin devriminin önderi Mao’da, 1950 de başlayan Kore savaşı’nda büyük oğlu Anjing’i kaybeder.
Moskova’da eğitim aldıktan sonra Pekin’e dönen Anjing, halkını tanımak için köylerde ve fabrikalarda çalışır. ÇKP yöneticisidir. Kore savaşı başladığında gönüllü yazılır. Daha 23 yaşındadır.
Anjing, General Peng Dehuay’ın piyade birliğine gönderilir. Rusça bildiği için irtibat subayı olarak burada görev yapar. Çin birlikleri, Kore sınırını sessizce geçer; bundan sonraki saldırılarda ABD uçakları Anjing’in karargahını bombalar. 24 Kasım 1950’deki bombardımanda Anjing’in birliği bir tünelin içine sığınır. O ise, açık alanda bulunan bir barakada mahsur kalır. Bombardımanda ölür...Anjing arkadaşlarının yanına defnedilir.
Mao’ya acı haberi veremezler. Üç ay sonra Generak Deng Duhuay, Mao’yla bir görüşmesinde Anjing’in ölümünü ağzından kaçırır ve oğlunu koruyamadığı için utanç içinde olduğunu söyler. Mao haberi aldığında derin üzüntü içinde bir süre susar. Sonra kendisini toplar ve şu sözleri söyler:
’’Devrimci bir savaşta daima bedel ödenir. Anjing binlerce kişiden biriydi. Söz konusu benim oğlum olduğu için bunu özel bir olay olarak görmemelisiniz.’’
YORUMLAR
Keşke kendini kahraman ilan eden liderlerde, savaşı bırakın, çocuklarına vatani görevini yaptıracak kadar onurlu olabilselerdi.
Dünya mücadele ruhu taşıyanları el üstünde tutarken,
Şahsi çıkarlarını ülkesinin üstünde görenleri de siyaset tarihine kara bir leke olarak yazmıştır..
Teşekkürler bu anlamlı ,kıssadan hisse yazınız için..