- 1195 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
YOL YÜRÜMEKLE ADALET SAĞLANIR MI?
Bektaşi babasının camiden çıktığını gören bir softa sormuş.
-Namaz kıldığını gördüm ama abdest almış mıydın sen?
Baba erenler cevap vermiş.
-Yooo, abdest filan almadım.
Softa köpürmüş.
-Bre zındık ! Abdestsiz namaz olur mu?
Baba erenler yapıştırmış:
-Valla ben kıldım, oldu. Demek ki oluyormuş.
İşte ’ Yollarda yürümekle adalet aranır mı?’ Sorusunun cevabı aslında budur. Vatandaşa göre oluyorsa ister yolda arar, ister dağda, ister denizde, ister gök yüzünde.
Peki canı nerede isterse orada adalet arar da aradığı o adaleti bulabilir mi?
İşte asıl soru bu?
Öncelikle istenen ve beklenen nasıl bir adalettir?
Neyse...Oraya fazla girmeyelim. Oldukça netameli bir konudur çünkü.
Çünkü bu ülkede herkesin kendine göre bir adalet anlayışı vardır ve en doğru adalet anlayışı da kendisininkidir. Yani insanlarımız tarafından benimsenmiş ve kabul görmüş ortak bir adalet anlayışı yoktur. Hukuk denen mefhum ise zaten asla sahip olmadığımız, olamadığımız bir kavramdır.
Eee neye dokunalım o halde?
9 Temmuz’da sona erecek bu yürüyüşten, yürüyenler nasıl bir sonuç elde edebilirler?
Yani bu insanlar yürüdü diye hükumet açlık grevinde ölme noktasına gelmiş olan iki öğretmen için ’Ay yazık yaaa. Bak bu güne kadar hiç farkında değildik bu insanların ölmek üzere olduğunun. Sağolasınız. Siz yürüdünüz de farkına vardık. Hemen görevlerine iade ediyoruz’ mu diyecek?
Hapisteki milletvekili için ’ Ulan kim tıktı o adamı içeri? Hay Allah razı olsun sizden. Yürüdünüz de sayenizde öğrenmiş olduk. Hemen çıkartıyoruz’ mu diyecek?
Veyahut da ’ Ya arkadaşlar ! 16 Nisandan beri vicdan azabından uyuyamıyorduk. Referandumda hile yapmıştık aslında. Siz yürüyünce ne büyük bir hata yaptığımızı gördük. Haydi şimdi biz istifa edelim. Sonra size destek verelim ve parlamenter sisteme tekrar geri dönelim’ mi diyecek?
Suriyelilere ’ Sektirin gidin lan gavatlar. Benim vatandaşlarım sokaklarda aç biilaç dolaşırken siz sahillerde g.t büyütüyorsunuz. Ebenizin damına kadar yolunuz var. Geberin mına godumun evlatları. Defolun ülkemden’ mi diyecek? Ki artık bunu demelerine de gerek kalmıyor.Hamiyyetperver vatandaşlarımız hallediyor o işleri. Sakarya-Kaynarca’da yedi aylık hamile bir Suriyeli kadına on on aylık çocuğunun gözleri önünde tecavüz eden iki kahraman vatan evladımız (!) daha sonra hem hamile anneyi hem de on aylık çocuğunu başını taşla ezmek suretiyle bu musibetten(!) kurtulmamızın en önemli adımlarını atmış bulunuyorlar
Asgari ücret 1400 Tl den 4400 Tl ye mi yükselecek? Kişi başı milli gelirimiz 100 Bin Euro mu olacak?
’ Biz terörü bitiremiyoruz. Gelin siz bitirin’ mi diyecekler?
Fetöcü olmakla suçlanan her kim varsa serbest mi bırakacak?
’ Bir sürü köprü yaptırdık ama üzerinden yeterince geçen olmadığı için her gün devlet kasasından on binlerce dolar uçup gidiyor. Bu köprüleri size devredelim, siz de tamamen beleş hale getirip vatandaşı rahatlatın’ mı diyecekler?
’Arkadaşlar ! Biz bu adalet işlerinden anlamıyoruz. Bunu size bıraksak da siz dizayn etseniz nasıl olur acaba?’ mı diyecekler?
’Gelin oturup konuşalım. Sorun neyse birlikte çözelim’ Mi diyecekler?
Yani gerçekten de ciddi ciddi merak ediyorum. 9 Temmuz 2017 Tarihinde bu ülkede ne değişecek?
Ancak...
Bu ülkenin ana muhalefetinin başındaki insan ve ona inanan, gönül veren bu kadar insanın ’Maksat spor olsun.’ diye yürümedikleri de kesindir. Yani neticede bunlar yaşını başını almış, belirli bir hayat ve siyasi tecrübeye sahip insanlardır. Elinde olta, bir otelin yüzme havuzunda ıstavrit avına çıkmış budalalalar değillerdir. Mutlaka bir beklentileri olmalı değil mi? Yani 420 Km yol az buz bir yol değil. İşte o beklenti ne onu merak ediyorum.
Merak ediyorum etmesine ama öte taraftan bir durum da gözümden kaçmıyor tabii ki
Mesela muhalefetin anası içinde 16 Nisan 2017 den hemen sonra başlayan ’ Başkan İstifa ’Sesleri bu yürüyüşle bıçak gibi kesilmiştir.
Muhalefetin anası, kimlerin yanında olduğunu görmüştür ki bu oldukça önemlidir zira 2019 da Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Ancak bu noktada eskiden ’Hedef Turan, rehber Kur’an’ şimdilerde ise sadece ’Hedef Turan’ diyenlerle ’ Biji Kurdistan’ Diyenlerin aynı yürüyüşe destek vermeleri oldukça ilginçtir.
Muhalefetin anası Türkiye’de iktidar olanlara değil ama gerek yurt içinde gerek yurt dışında pek çok mahfillere sesini duyurmuş, Türkiye’de adaletin olmadığı konusunda onlarda zaten var olan kanaati daha da perçinlemiştir.Yani bu gün iktidar istediği kadar AB ye ve ABD ye ’ Bizim ülkemiz en adil ülkedir. Siz kendinize bakın ’ desin bunun bir kıymet-i harbiyesi kalmamıştır zira o ülkelerin cevabı hazırdır: ’ Ulan oğlum sizde adaletin olmadığını biz değil, sizin ana muhalefetiniz söylüyor. Daha ne laga luga yapıyorsun?’ Dediklerinde söylenecek söz de kalmamıştır.
Efendim bu yürüyüş bir Gezi eylemine dönüşür mü?
Hiç sanmam. Öyle bir niyet olsaydı daha yola çıkıldığı gün Türkiye’nin her tarafında eylemler başlardı. Ama yine de bazı provakasyonlar sonucunda ’ Hiç olmaz ’ demek de mümkün değildir. Yalnız, Allah korusun yeni bir Gezi eylemi yaşatılmaya kalkışılırsa o zaman çok kötü olur. Zira şu anda demokrasi nöbetleri de başlatılmış durumda. Yani Gezi Ruhu ne kadar sokaklarda olacaksa, Yenikapı Ruhu da aynı ölçüde sokaklarda olacak. Bu çok ama çok tehlikeli olur. Lakin ben bunu oldukça zayıf bir ihtimal olarak görüyorum.
E o zaman 420 Km yol boşuna mı yürünüyor?
Pek de boşuna değil.
AB ve ABD nin - istedikleri zaman kullanmak üzere- ellerinde bir kozu var artık: ’ Türkiye’de adalet yok o halde aynen Mısır’a, Irak’a, Afganistan’a , Suriye’ye getirdiğimiz gibi Türkiye’ye de adalet getirelim’ Diyebileceklerdir rahatlıkla.
Allah sonumuzu hayr eylesin.
YORUMLAR
onu bilemem
tek bildiğim şey ise bu yurtta anormal ötesi şeyler oluyor!!!!
"""
Eskişehir'de aralarında üniversite ve lise öğrencilerinin de bulunduğu 100 kişilik bir grup, 19 Mayıs 2017 tarihinde Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutlamak için Adalar mevkiinde toplandı. Güvenlik güçleri, toplanan gruba izinsiz gösteri yapmanın suç olduğunu söyleyerek kutlama yapmamaları konusunda uyarıda bulundu. Eskişehirli vatandaşların da yoğun ilgi gösterdiği etkinliği sürdüren öğrenciler; İstiklal Marşı, Andımız ve İzmir Marşı'nı okuduktan sonra olaysız bir şekilde dağıldı.
BURSLARI KESİLDİ, YURTTAN ATILDILARAtatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutlayan üniversite öğrencileri, etkinliğin yapıldığı tarihten yaklaşık 2 ay sonra büyük bir şokla karşılaştı. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, etkinliğe katılan bazı üniversite öğrencileri hakkında soruşturma başlatırken, Kredi Yurtlar Kurumu da (KYK) gönderdiği tebligat ile öğrencilerin burslarının kesildiğini ve yurttan uzaklaştırıldıklarını bildirdi.
TEBLİGAT DİLEKÇESİNDE DİKKAT ÇEKEN AYRINTI
KYK'dan gönderilen tebligat dilekçesinde yer alan "Münferiden veya topluca her ne şekilde olursa ise olsun anarşi ve terör olaylarına karışan, öğrenim özgürlüğünü ihlal edici (direniş, boykot, işgal, yazı yazma, resim yapma, slogan atma vs.) davranışlarda bulunan bu fiillere eksik veya tam teşebbüste bulunan öğrencilere verilemez hükmünde olduğundan krediniz Temmuz 2017 ayından itibaren kesilmiştir" ifadesi dikkat çekti.
"BURSUN PEŞİNDE DEĞİLİZ, TERÖRİST YAFTASINDAN ŞİKAYETÇİYİZ"Gazetemize konuşan hakkında soruşturma açılan bir öğrenci, "Biz terörist değiliz. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'ün bize armağan ettiği 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutladık. Taşkınlık yapmadık, kamu mallarına zarar vermedik ve kimseyi rahatsız etmeden anmamızı gerçekleştirdik. Eskişehir halkı da etkinliğimize büyük ilgi gösterdi. İstiklal Marşı, Andımız ve İzmir Marşı'nı okuduktan sonra olaysız bir şekilde dağıldık. Etkinlikten aylar sonra hakkımızda soruşturma başlatıldı ve burslarımız kesildi, kaldığımız yurtlardan atıldık. Bir Türk evladı için en büyük hakaret 'terörist' olarak anılmak, bunun üzerine yargılanmaktır. Biz bursun peşinde değiliz, terörist yaftasından şikayetçiyiz" ifadelerini kullandı.Kaynak: 19 Mayıs'ı kutlayan öğrenciler yurttan atıldı, bursları kesildi!
sami biberoğulları
Batman'daki Atatürk Heykelinden ''Yurtta sulh, cihanda sulh'' ifadesini kaldırtan, Ülkenin pek çok yerinde Atatürk heykellerini yakan-yıkan pkk nın siyasi ayağı Ahmet Türk , Eskişehirdeki bu Atatürkçü gençlerin uğradığı adaletsizlik için mi yürüdü yani?
Apo ile canciğer kuzu sarması pozlar veren Doğu Perinçek bunun için mi yürüdü?
2.000.000 TL lik cep telefonu faturasını milletin sırtına yükleyen bayan milletvekili bunun için mi yürüdü?
Sap ile saman öylesine karışmış ki sevgili Filiz.
Selam ve sevgiler.
Filiz Şahin.
ADALET İÇİN YÜRÜR BAŞKA BİR ŞEY İÇİN YÜRÜR BUNU BİLMEM, BEN ADALET YOK MEVZUUNDAYIM.
ASIL AMACA DAİR YAZI DA POSTA KUTUNDA.(BENİM YAZIM DEĞİL)
ADALET VAR MI?
Filiz Şahin.
""""""""""""""""""Birinci konu, 31 Temmuz 2016'dan... HDP "Darbeye hayır" mitingi düzenliyor. Mitingde darbe eleştirisi yerine, terör örgütünün propagandası yapılıyor. Çok sayıda Öcalan posteri, afişler, sloganlar...
Görüntüler medyaya da yansıyınca soruşturma başlatıldı. Öcalan posteri açan, terör örgütü propagandası yapanlar belirlendi, haklarında iddianame hazırlandı.
Gel zaman git zaman geçtiğimiz hafta bu olayın karar duruşması görüldü.
Mahkeme, "Suç unsuru oluşmadığını ve eylemin ifade özgürlüğü" kapsamında değerlendirilebileceğine hükmederek 17 yaşındaki PKK'lının beraatine karar verdi.
Karardaki "Kabul edilmelidir ki ifade özgürlüğü sadece memnuniyet ile karşılanan zararsız veya önemsiz sayılan insanların kayıtsız kalabileceği bilgi ve fikirler için değil aynı zamanda demokratik toplumu şekillendiren çoğulculuğun hoşgörünün ve geniş fikirliliğin doğasında bulunan bir gereklilik olarak saldırgan, şok eden, rahatsızlık veren veya aykırılık yaratabilen fikirler için de uygulanmalıdır" ifadesi dikkat çekiciydi.
***
İkinci olay ise Eskişehir'den... 19 Mayıs 2017 tarihinde Atatürk'ü anmak için sosyal medyadan haberleşip toplanan gençler, yaklaşık 4 dakikalık bir etkinlik düzenlediler. Etkinlikte okullarda okutulması adeta yasaklanan "Andımız" ve İstiklal Marşı hep bir ağızdan söylendikten sonra, meşaleler yakıldı.
Sonrasında "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları atan gençler, hiçbir taşkınlık ve kavgaya karışmadan evlerinin yolunu tuttular.
Tüm bu yaşananların saniyesi saniyesine görüntüleri var... Gerçekten de son derece medeni bir anma... Zaten yoldan geçen vatandaşlar bile alkışlarla destek veriyorlar.
Ancak gel gelelim, PKK'nın eylemini "ifade özgürlüğü" kapsamında değerlendirenler bu eylemi aynı kapsamda değerlendirmedi.
İlk aşamada eyleme katılan bir öğrenci yurttan atıldı, üç öğrencinin devletten aldığı bursu kesildi, bir kişiye ise "Terör, çetecilik ve halkın güvenliğine tehdit oluşturma" suçlamasıyla Savcılık tarafından soruşturma başlatıldı.
***
İşte Adalet Yürüyüşü'nün tamamlandığı haftada yaşanan iki farklı hukuki süreç...
Bir tarafta terör örgütünün propagandasını meşrulaştıran karar... Öte yanda ise devletini, milletini seven çocuklara yapılanlar...
Bu adalet değildir, bu kararları millet vicdanında, millet gönlünde açıklamanız mümkün değildir""""""""""""""""""""
hasılı
yeter gari ben gediyom çay iççem
eline kalem alıp çizgi çizip yandaş faturasını kabartıp eniştesinin kırdığı çenesiyle 15 temmuz gazisi forsuna bürünmek de çok adil olmasa gerek enişte gidip de "ne gazisi ben kırdım o çeneyi" diye ifade vermeseydi bay kahriman tank durduran kahriman olarak tarihe geçerdi öte taraftan güneydoğuda eli ayağı kopan adamın evine gelen elektrik dairesinin gönderdiği icra da bizim için onur madalyası mı olurdu utanç madalyası mı olurdu ben bilemem.
olay papuçdaroğlu meselesi değil ancak bu panik neyin paniği hâlâ anlamış değilim. sapla samanı karıştıranlara böbürlenme fırsatı vermişsin başkada bir şey demiyom
sami biberoğulları
sevgili sami;
yumurta kıça gelince
bıçak kemiğe dayanınca
kedi köşeye sıkışınca
bir de
önceden yediğim haltlar
benim bağırsak da sıkışınca
valla olduğum yere koyveririm
hiç bakmam sağa sola
ne kadar bağırsak ta sıkışınca
son çare meseleleri
eh biraz bastırdı şu mit tırlarının ikinci failiğinden mütevellit
kusmuklarını
selamlarımla
sami biberoğulları
Bu konuda artık fazla konuşmayacağım.
Çünkü ben diyorum Çanakkale Boğazı bazı vatandaşlar diyor......( Biliyorsun artık )
Selam ve sevgiler.
ünlü bir siyaset bilimcisi: dost meclisinde siyaset yapmayın dostlarınızla karşılıklı kırılırsınız ama siyasetçiler meclisteki ağız dalaşından sonra buluştukları lüks bir yerde karşılıklı viskilerini yudumlarlar siz küslüğünüzle kalırsınız........MEVLANAYA SORMUŞLAR EYYYY BİLGE KİŞİ YETMİŞ YAŞINDASIN SENİ NE ZAMAN GÖRSEK OKUYOR ARAŞTIRIYORSUN SEN NE BİLİYORSUN . MEVLANA : BEN BİRTEK HADDİMİ BİLİRİM DER.....
sami biberoğulları
Aylardan sonra, hatta sanırım bir yıldan fazla bir zamandan sonra onca makale yazım, onca mizah yazım, onca anı yazıma değil de bir siyasi yazıma gelmen benim için nasıl bir mutluluk bilemezsin.
Allah razı olsun.
Seni çok seviyorum. Bunu bil yeter. Gerisi ölümlü dünya. Bu gün varız yarın yokuz.
Sağlık, sıhhat ve mutluluk dileklerimle ellerinden öperim.
bu ülke; adalet için yürümeye geç bile kaldı dedirten yürüyüştür..
baklava çaldığı için cezalandırılan fakir çocuklar demir parmaklıkların ardına girdiğinden beri yürüyor olmalıydık. yürümekle yollar aşınmaz diyenlere inat...
ayrıca adalet yürüyüşü partiler üstü olarak da adlandırılabilir, nitekim hiçbir pankartta chp logosu bulunmamakta...
sami biberoğulları
Pek çok noktada size hak vermemek mümkün değil. Umarım ve dilerim ki bu yürüyüş ile adaleti, ama herkes için adaleti bu ülkeye getirmiş oluruz.
Bunun için de yarını ve ondan sonrasını bekleyeceğiz. Gelecek olan gerçek bir adalet mi olacak yoksa gerçek bir felaket mi olacak veyahut da hiç bir şey değişmeyecek mi çok yakında göreceğiz inşallah.
Selam ve saygılar.
Bir kez daha yanılmadığımı görmek güzel. Görüyorum ki Allah'ın kavimlerin üstüne yağdırdığı felaketleri bu topluma bunca yağdırdığı halde gerçekleri hala göremeyen ve inkara kalkışanlar kendi peygamberlerinin! savunuculuğunu bir araya toplanıp ne de güzel yapıyorlar.
ADALET arayışı onurluca saygın ve görülmedik güzellikte bir protesto yürüyüşüyle olamıyor, ancak insanları kışkırtıp sokaklara döküp yolları kanla yıkamak oluyor çok da güzel
Hadi bakalım 15 Temmuz yaklaşıyor sokaklar sizin artık!
sami biberoğulları
İşin doğrusu siz gibi ben de hiç yanılmıyorum.
Benim söylediklerimle sizin yorumunuz o kadar tezat ki o kadar olur.
Adalat yürüyüşü güzel, hoş, kansız, hatta sevimli görünen bir yolları
kanla yıkamaktan bahsediyorsunuz. Bunu söylerken de Gezi Vandalizmini
tamamen unutuyorsunuz.
Öte taraftan benim '' bu yürüyüşten nasıl bir sonuç bekleniyor?'' Sorularıma verilen hiç bir cevap yok. Bunlara cevap vereceğinize bana 15 Temmuz yaklaşıyor, sokaklar sizin diyorsunuz.
Bundan sonra hep böyle mi olacak? 9 Temmuzda sokaklar sizin, 15 Temmuzda bizim. peki ne zaman hepimizin olacak dersiniz?
Selam ve saygılar.
Çok güzel bir yazı. Çok güzel bir soru. Çok güzel cevaplar. Adalet yürüyüşünün neleri sonuçlandıracağı daha doğrusu sonuçlandırmayacağı üzerine yaptığınız değerlendirmelere ise söyleyecek tek kelime bulamıyorum. “Çok”sıfatı nicelik olarak yetersiz kalıyor. Bilirsiniz, mantığın en güzel uğraşlarından biri değillemelerdir. Dilimize hatalı bir şekilde yadsıma olarak çevrilen sözcük hani. Önermesi de şu: “bir şeyin değilinin değili kendisidir.” Yazınız, adalet yürüyüşünün halihazırdaki toplumsal sorunları çözmeyeceğine işaret edip onları değilliyor ve neticede adalet ile ilgisi olmadığını söylüyor ya, bayıldım doğrusu. Tabii bunları açık açık söylemiyorsunuz ama biz sizi anlıyoruz endişe etmeyin. İmalarınızı okumayı seviyoruz, çoğunlukla takındığınız müstehzi tavrı ve ne sağa ne de sola yalpalamadan orta yolda durma çabanızı takdirle karşılıyoruz. -Ot bile bir tarafa eğilir birader - diyenlere kulağımızı tıkıyoruz. Çoğul konuştuğuma bakmayın siz, öyle bir şey yok. Bunlar hep dilin mantıkla olan uyumsuzluğu. Suçlusu Bertrand Russell. “Ne kadar az bilirseniz, onu o kadar şiddetle savunursunuz” buyurmuş kendileri. Analitik Felsefe’yi başa bela eden de oldur. Oops uzaklaştım, geri dönüyorum, tamam... Elbette ,muhalefetin anası kitle potansiyelini ölçmek için nabız yokluyor. Ama boşuna. Çünkü bu adalet yürüyüşü değil. Bundan daha çok çünkü; adalet olmasa yürüyemezlerdi. Bunlar hep mantık hatası. Bunlardaki beyni kuşa taksak ters uçacak. Elin Avrupalı ve Amerikalısına bizi rezil etmeleri de cabası. Yıllardır hazırlanan AKPM ve Human Rights Watch raporlarına rağmen ülkemizde adalet olduğuna sonuna kadar inanan ecnebiler bu yürüyüşle aydınlanacak ve ülkemize adalet getirmeyi gündemlerine alacaklardır.
Tanrı bizi korusun.
Mutlu noeller.
sami biberoğulları
Açık açık söyleyemediklerimi benden çok daha iyi bildiğinize(!) göre müneccimliğe başlasanız nasıl olur? Burada yorum yazmanın kârlı bir tarafı yok lakin müneccimlikte iyi para var.
Elohim sizi korusun.
Mutlu Şabatlar.
Vedat Keleş
Tanzimat ilan ettik, olmadı meşrutiyet ilan ettik olmadı. Cumhuriyet ilan ettik olmadı. Yahu biraz da ciddiyet ilan etsek. (Celal Yalınız nâm-ı diğer Sakallı Celâl)
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Değerli hocam, gönülsüz köpek sürüye kurt getirir, derler...
Kurtlarla boğuştuğumuz şu sıra gönülsüz köpekliğin hedefinin ne olabileceğini anlamak zor değil...
Ne çoban eski çobanlar gibi, ne sürü eski sürü...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Çoban ve sürü gibi imgeler kullanınca millet ''Aha da işte siz busunuz. Siz bir çobana tüm iradenizi teslim etmiş sürülersiniz'' Diyorlar.))))))) Sonra anlatıncaya kadar göbeğimiz çatlasa da anlatamıyoruz.
Selam ve sevgilerimle
sami biberoğulları
Özgürlük ve adalet farklı kavramlardır. Bunu sana bir örnekle izah edeyim.
Vakti zamanında Zeki Alasya- Metin Akpınar'ın bir skecinde söyle bir şey canlandırılıyordu:
Metin, belediye elemanı. Ekibiyle birlikte bir sokakta kazı yapıyor. Zeki de o sokakta evi olan bir vatandaş. Ancak sokağın başına '' Girilmez'' Diye bir tabela konmuş. Aslında insanlar biraz zor da olsa o sokağa girip evlerine ulaşabilirler.
Neyse..
Metin durduruyor Zeki'yi...'' Sokağa giremezsin'' diyor. Zeki de ''Evim iki adım ileride izin ver evime gideyim'' Diyor.
Metin: Buradan gidemezsin diyor.
Zeki '' Benim evime gitme özgürlüğüm yok mu'' deyince cevap veriyor Zeki: Evine gitme özgürlüğün var ama buradan girerek gidemezsin..
Zeki tekrar soruyor. ''Peki nasıl gideceğim?''
Metin cevap veriyor: '' Arkanı dön ve yürümeye başla. Dünya yuvarlak olduğuna göre evine arka taraftan ulaşırsın sonunda...
Yani yürüme özgürlüğüne dokunulmuyor olması ille de adaletin var olduğuna delil değildir.
Ancak..Bu insanlar aynı zamanda bir diktatörlüğe karşı yürüdüklerini de söylediklerine göre işte itirazı bu noktada yapabiliriz. Hiç bir diktatör ülkesinde böyle bir yürüyüşe izin vermez.
Selam ve sevgiler
"Ben izin verdiğim için yürüyorlar" diyen siyasi erk, bu ülkede ADALET benim sözlerimden öteye geçemez demek istemiştir.
Zaten ADALET olsaydı yürüyüşe gerek kalmazdı değil mi..
sami biberoğulları
Adalet, yazımda da belirttiğim gibi her birimiz için ayrı manalara gelen bir kavram. O sebepledir ki mesela bu gün bazılarımız için Adnan Menderes'in asılması adaletsizlik ama Deniz Gezmiş'in asılması adaletsizlik iken bazılarımız için tam tersidir.
Kimimize göre Seyid Rızanın idam edilmesi adaletsizlik iken İskilipli Atıf Hoca'nın idamı adaletin ta kendisidir.
Örnekleri çoğaltabiliriz.
Zaten dikkat edilecek olursa ülkede adalet var mı yok mu sorusuna cevap aramadım ben bu yazımda. Benim üzerinde durduğum şey bu yürüyüşün doğuracağı sonuç ya da sonuçlar ne olacak? Onları da yazımda soru olarak sormuşum zaten. Sorduklarımdan bir teki bile değişecek mi sizce?
Selam ve sevgiler.
DEVRİM DENİZERİ
Sami Hocam,oldukça çetrefil bir konuya el atmışsınız.Bu konuda herkesin biraz zihin jimnastiği yapması gerektiği kanısındayım.Bu "eylemin "bir "piar" çalışması olduğunu hem görüyor,hem de düşünüyorum.Özellikle Gandhi ve 1930 'daki "Tuz Yürüyüşü" üzerinden "pazarlanması",bende,"acaba bu mu"sorusunu sormama neden olmaktadır.
Unutmayalım ki 20.yüzyılın başlarında iki önemli yürüyüş daha vardı,ki hiç üzerinde durulmamaktadır.
Biri Mussolini'nin meşhur Roma Yürüyüşü(1922) ve Mao'nun da Uzun Yürüyüşü.(1934-35)
İki yürüyüş de halkına sadece "diktatörlükleri" bela etmiştir,demokrasiyi getirmiş de değildir.
Sonra her "eyleme" masum diye bakacak çağı /yaşı da geçtim.
Mesela 1953 te İran'da Musaddık devrilmiş;ABD tam 53 yıl sonra bunun başarılı bir "CIA" operasyonu olduğunu açıklamıştır.
1973 te de Şili'de seçilmiş Allende hükümetinin "Kamyoncular Greviyle" devrilmesi de bir CIA işidir...Belirli yaşa gelen çok insan bunu görür ve de bilir.
Dolayısıyla "eylem= demokrasi" ya da "adalet" denklemi bir "seraptır"!
Valla gel de şimdi Demirel'i anma:Sokakta kaybedilen iğne samanlıkta aranmaz der dururdu rahmetli.
Bunu şöyle okumak da mümkün:Sandıkta kaybedilen iktidar sokakta aranır mı?
Kısaca çok sorulu bir durumla karşı karşıyayız.
Ben yürümenin bir hak olduğunu kabul eden ama bazı çekinceleri de olan bir yurttaşım!Yani "alkışlayamam" bu yürüyüşü...Biraz da uzaktan anlamaya çalışıyorum!Ki Tuz Yürüyüşü ile bir mantık bağı kurulması hiç doğru değildir.Gandhi'nin eylemi,sömürgeci İngilizlere karşıydı.Ya bizdeki böyle mi?Yoksa başka başka şeyler de var mı?
Dilerim hayırlara vesile olur...
sami biberoğulları
Bu güzel ve açıklayıcı yorumunuza tek bir cümle ile cevap vereceğim:
Başladığı günden bu yana yürüyen insanların bu yürüyüşle ne elde edeceklerini, neyi elde etmeyi umdukların gerçekten çok merak ediyorum.
Selam ve sevgilerimle.
hocam,
bence bu yuruyus isabetli oldu cunku ulkemizde demek ki insanimiz medenice gunlerce protesto yapilabildigini gosterdi. Diger taraftan hukumet gunlerce suren protestoya, elestriler haric, tahammul edebildigini gosterdi. Iyi yonden baktigimizda toplumdaki olgunlugu ortaya koydu. En cok sevindigin tahrikcilere kimse firsat vermedi.
sonucta ne degisecek, uzun vadede mutlaka etkisi olur kanaatindeyim. Kavga, gurultu, patirti yerine insanimiz keske Edirneden Karsa kadar yuruse....
iyi geceler hocam,
abdullah
sami biberoğulları
Teşekkürler Abdullah
Selam ve sevgilerimle.
Kurduğu partide Adalet ismini kullanarak da adaletin sağlanamadığını gördük.
Ahlak dersi vermek istemiyorum, ayrıca eğer bunu yaparsam vaktimi ve sanırım bazı üyeleri rahatsız etmiş olurum. Çok çok iyi biliriz ki ten gevşektir ve her ne kadar sözde gücüyle övünme adeti olsa da, ruh daha fazla öyledir ve insanoğlunu, gerek doğal gerek yüzyıllar ve bin yıllar boyu tekrarlanan pratiklerle icat edegeldiği olası bütün sevimli ayartmalar için mükemmel bir alandır.Hayrını görün !Hiç şeytana uymamış olan ilk taşı atın,hatta siz atın !
sami biberoğulları
Adında Adalet olması bir partiyi ve onun başındakileri, ona gönül vermişleri adil yapmadığı gibi adında Halk ve Cumhuriyet olan da mutlak halkçı ve Cumhuriyetçi olamıyor.
Şeytana uymaya gelince: Valla o konuda sanırım siz benim yanımda melek sayılırsınız. ))))) Yani o ilk taşı ben atamam.
DEVRİM DENİZERİ
sami biberoğulları
Aramızda yıllarca süren bir hukuk ve arkadaşlık var. Ayrı ayrı düşüncelerde olsak da bu güne kadar birbirim,ze saygısızlık etmedik. Ancak bu gün başta ben olmak üzere bazı arkadaşlarıma ''Güruh'' diyemezsiniz. Men ederim sizi.
Bu tavrınızı sürdürecek olursanız karşılığını da mislisiyle vereceğimden emin olabilirsiniz.
Olmadığını söylediğiniz o adaletsiz ülkede hâla bize gürüh diyorsunuz. Daha nasıl bir adalet bekliyorsunuz ki?