- 2179 Okunma
- 10 Yorum
- 1 Beğeni
s
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Eğer yapabilseydim dünyadaki tüm hayvanat bahçelerini kapatırdım. Eğer elimden gelseydi, sirk gösterilerinde hayvanların kullanılmasını yasaklardım. Böyle düşünen tek kişi ben olmamalıyım, ama ben hayvanları parmaklıkların ardında ya da doğalarının istediği gibi hareket edemedikleri yerlerde görmeye bayılan çoğunluğun protestosunu, kızgınlığını ve öfkesini öfke riskini üstüme alıyorum. Bu işin hayvanat bahçeleriyle ilgili boyutu.
Etek giymiş patetik köpekleri, kanatlarıyla alkış tutan fokları, bisiklete binmiş maymunları, halkalardan geçen aslanları, siyah giysili figürlerin peşinden koşmak için eğitilmiş katırları ,hareketli metal kürelerin üzerinde denge sağlamaya çalışan filleri komik duruma düşürme kahramanlığını başaran sirklerin gösterileri bu parklardan daha can sıkıcı. ‘’Eğlenceli bir şey, çocuklar bayılıyor’’ .diyor döllerinin eğitimini tamamlamak için onları zavallı hayvanların ,insan zalimliğinin savunmasız kurbanlarının can çekişme derecesinde katlandığı antrenman (yoksa işkence mi?) seanslarına da götürmesi gereken anne babalar. Anne babalar hayvanat bahçelerinin son derece eğitici olduğunu da söylüyorlar .Belki geçmişte olmuştur ,yine de bundan kuşkuluyum, ama bugün, televizyonların her saat verdiği hayvan yaşamıyla ilgili sayısız belgeseller sayesinde ,yapılmaya çalışılan şey eğitimse ,buyurun, öyle umun.
Çaresizliğin boyunduruğu altında geçen yüz yıllar böyleydi …
Bu arada bunun ne anlama geldiği sorulabilir, bende hemen yanıtlarım. …… ……. Hayvanat Bahçesi’nde üzüntüden ve hastalıklardan ,temelde özgürlüğünü yitirmiş hayvanların er ya da geç karşı karşıya kaldığı bağırsak enfeksiyonlarından ölmekte olan yalnız bir dişi fil var. Üzüntüsünü tahmin etmek zor değil ,küçücük alanı Susi’yle (kederli yalnız file bu adı verdiler)paylaşan diğer dişi filin daha yeni ölmüş olması. Bastığı zemin betondan, belki hala anılarında Afrika savanlarının yumuşak toprağını saklayan bu hayvanların hassas tabanları için en kötüsü.
Dünyanın bizim bir dişi filin refahıyla uğraşmamızdan daha ağır sorunları olduğunu biliyorum, ama ………. Hayvanat bahçesinin keyifle taşıdığı iyi şöhret beraberinde sorumluluklarda yüklüyor ve bu ,ne kadar benim abartmam gibi görünse de, onlardan biri. Susi’ye bakmak küçük mü küçük bir yerde ve onun için cehennemin zemini olan çimentoya yerleşmektense ,onun hayatını saygın bir şekilde sona erdirmek. Kime baş vurmalıyım?
Hayvanat Bahçesi yönetimine mi? Belediyeye mi? Yoksa vicdan sahibi topluma mı ?
YORUMLAR
Yazdıklarınız Şişko Nuri'nin "binicem üstüne, vurucam kırbacı" repliğini hatırlattı bana. Farkındayım, yazıyla ilgili bir anımsama değil bu. Ancak çağrışımlar her koşulda alâkalı olmak zorunda değil. O yüzden 1932 yapımı Freak filminden bahsetmemin de sakıncası yok. Kült bir korku-gerilim filmi ancak yine de muadillerinden farkı var. Yönetmen senaryo gereği ihtiyaç duyduğu ucube karakterlere makyajla sahip olmak yerine doğrudan kaynağına yöneliyor; sirklere. Sirklerde "ucube" kontenjanından gösteri yapanlar filmin esas karakteriydi.Evet, bir dönem fiziksel olarak normal olmayan insanlar bu şekilde teşhir edildi. En ünlüleri filmde de oynayan Daisy ve Violet Hilton kardeşler. Prince Randian'nin adını anmadan geçmek olmaz. Bu ucube listesinde bir Türk de var: Zaro Ağa... O uzun ömrü ve cinsel gücüyle ilgi odağı oldu. Sirklerde teşhir edildi. Amerikaya gitti, orada evlendi. Sonra yıldızı sönünce, beş parasız memleketine geri döndü. Yani... Kafes sadece hayvanat bahçesinde değil, teşhirin hayvanlara has olmaması gibi. İnsan diyorum kendi türüne bile bunu yapıyorsa. Neyse jupiter'in uykusunda yaşam bulgusu varmış. Belki orada işler farklı ilerler. Eşek de olmaz kırbaç da...
Selamlar.
Bizler yani adem oğulları, hep bir şeylere hakim olma egosu ile yaşamı şekillendirirken vahşi diye nitelediklerimizin özgürlüğünü tabiatlarından söküp alırken, her defasında kalp ile akıl arasındaki o köprüyü yıkıp duruyoruz, aklın vicdanı bir sorumluluğu olmalı, "insan sorumluluk sahibidir" ayetini nasıl anladığımızı yada nasıl anlamadığımızı bilmiyorum, maalesef tüm canlıları kendi tabiatı içinde incelediğimizde, insan sorumlu değil sorunlu bir canlıya dönüştüğünü görebiliyorum, aynam buna müsaade ediyor şimdilik..
yazınız kısmen de olsa insanın içinde barındırdığı vahşinin fotoğrafıydı / teşekkürler
Tanrı iki ayaklı hayvanları cayır cayır yaksın...insan tuhaf bir yaratık..
Maria Puder
Tanrı her canlının yaşamasına kaderi kadar müsaade eder. Lakin kimse yanmasın her insan empati yapmayı öğrensin
teşekkürler
lacivertiğnedenlik
sevgiler.
Maria Puder
Kisasa kısas en ağır vebadır. Çünkü anlık infazlar telafisi olmayan yanlışlara insanı sürükler. Siz şimdi hayvanların yaşam alanina girip zarar görürseniz aynı dygularla zarar vermek kisasa kısası isletir. Bunu insanlara yayarsak , kendisini savunmak için bir hayvanı öldürene de aynı cezayı vermek i Öküz öldürmenin saban kırmanın cezasının ölüm olduğu,Anadolu uygarlığı
Firigyalılardan bir farkimizin olmadiğını gosterirki bu da yanlıştır.
Biz empati yapmayı becermeye devam edelim.
Yazmak insanın içine sığdıramadığı birşeylerin varlığıdır. Kanamalı bi yaraya pansumandır belki. Yazmak bazen reddetmek haykırmak "öyle olamaz" demektir.
Susi'yi yalnızlığa terk eden biz ademoğulları ve kızları mutlu olabileceğimizi, yalnız kalmayacağımızı sanmasak iyi olur.
Özgürlüğün düşmanı bütün kafesler yok olsun.
Tebrikler.
Sinem Ilgın Omay tarafından 7/4/2017 11:15:59 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sinem Ilgın Omay tarafından 7/4/2017 11:16:57 AM zamanında düzenlenmiştir.
Maria Puder
İlk taşı soyağacında hiç göç lekesi bulunmayan atsın. Masum kuzucuğu ikisinin de su içtiği bulandırmakla suçlayan kötü kurt fablındaki gibi,sen göç etmediysen,senin baban etti ve senin babanın yer değiştirmesine gerek olmadıysa,bu ondan önce,dedenin kendi toprağının ondan esirgediği ekmeği bulmak için yaşamını sırtına alarak çekip gitmekten başka çare bulamadığı içindir.
Şimdi günah işleyen ilk insandan sonuncusuna kadar herkesin sorumluluğunda olan ve akıl sahibi her canlının cellatlığından kaçan onlar için empati zamanı.
teşekkürler
Maria Puder
Yorum için çok teşekkürler
Gözümden kaçmış yorumunuz. Özür dilerim
Sevgiler
İspanya’da evcil kedi ve köpeklere insanların sahip olduğu haklar tanındı
İspanya’nın 330 nüfuslu ‘Trigueros del Valle’ kasabasında evcil kedi ve köpekler, insanların sahip olduğu haklara kavuştu.
Independent’ta yer alan habere göre, kentteki evcil kedi ve köpekler ‘insan olmayan sakinler’ olarak kabul edilecek.
Şehrin sosyalist belediye başkanı Perez Espinosa, bin yıldan fazla bir süredir bölgedeki insanların kedi ve köpekleriyle birlikte yaşadığını söylerken, “Belediye başkanı sadece insanları değil herkesi temsil etmeli” diye konuştu.
Hayvan hakları savunucuları, kararı sevinçle karşıladı. Bir kent sakini, “Hayallerimize biraz daha yaklaştık. Trigueros del Valle halkına hassasiyetleri ve eşitlik konusundaki algıları için teşekkür ederiz. Canlıların birbirinden farklı olmadığını görmek için güzel bir gün” dedi.
Karar, İspanya’nın en eski geleneklerinden boğa güreşinin sonlanabilmesi için bir adım olabilir.(alıntı)
Demek ki neymiş istenirse yapılırmış ,yeter ki her canlının yaşam hakkına sahip çıkılsın..
Bu sadece bir örnekti aklıma gelen. Devamının temennisiyle...
Sevgiler
Maria Puder
Başka söyleyecek cevap yok... Siz en özlü şekilde açıkladınız.
teşekkürler
Elimden gelse önce okulları kapatır, çocukları alıp hayvanat bahçesine götürürdüm.
Elimden gelse hapishaneleri kapatır, insanları alıp gökyüzünde takla atan güvercinleri gösterirdim. Sonra güvercinler tekrar kafeslerine geri dönerdi.
Hayvanat bahçesi sadece gölge imajdır ve zihinde böyle kandırır insanı. Gerçekten koparır.
Believe_TülAySLAN
Maria Puder
İçimizdeki şeytanı dışımızdakilere ... Bedenimiz bu durumda gölgemizin yansıması ve ben bu renksiz dünyada vicdanında giderek siyaha döndüğüne şahit oluyorum. Her canlı her insan kadar hak sahibidir.
Teşekkürler
Maria Puder
İçimizdeki şeytanı dışımızdakilere ... Bedenimiz bu durumda gölgemizin yansıması ve ben bu renksiz dünyada vicdanında giderek siyaha döndüğüne şahit oluyorum. Her canlı her insan kadar hak sahibidir.
Teşekkürler