- 601 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GÜNLÜĞÜMDEN!
O kadar hengâmenin ardından yine seninle baş başa kaldık günlüğüm. Dolu dolu geldim karşına. Ne anlatacaksın, yoksa gevezelik mi yapacaksın, diye aklından geçebilir. Ya da hakkımda çok şeyler düşünebilirsin. Çok şeyler derken kafanı patlatacağım için “ patavatsızın birisin,” diyebilirsin ama beni hoşgöreceğini zaten bilmekteyim.
Diyorum ki hayat, çok bilinmeyeli denklem gibi. Neresinden tutunmaya çalışsam muallaktaymışım, hemen uçurumdan yuvarlanacakmışım gibi hissetmekteyim kendimi. Beklentilerin istediğin gibi olmuyor; düşündüğün şeyler, gerçekleşmiyor. Mutluluk! Bu kelimeye aşina olsan da kıyısından köşesinden bile geçemiyorsun. İllaki sarpa saran, ters giden bir şeyler oluyor. Monoton hayatın ne anlamı olacak, işler ters gidecek ki derken sanılmasın ki ihracat- ithalat işlerinin kompetanıyım. Sıradan emekli, geçinmek için ise eşimle birlikte sırt sırta vermiş, dünya kadar mafyanın içinde ekmek parası çıkarmak için didinip durmaktayım. Demem o ki parada pulda gözüm yok da parayı pulu silah gibi kullanıp seni hiçe sayanların karektersizlikleriyle rahatsız oluyor insan. Varsa yoksa gösteriş budalalığı. Neyse zaten benim onlarla işim olmaz. Onlar benimle ne kadar didişip dururlarsa dursunlar umurumda bile değiller.
Bayram tatillerinde eşi dostu aramak, yaşlıların gönüllerini almak ne kadar erdemli bir eylemmiş şimdi daha iyi anladım. Yaşlı gördüğün bakışlar bir zamanlar, on kilometre tepeden yerdeki karıncayı bile görüyorlardı, aynen senin gibi. Ama gel gör ki hayat; zamanı gelince insanı istediği şekle, kalıba sokuveriyor. Sen ne kadar direnirsen diren umarsız kalıyorsun. Her bayram geldiğinde çocukluğumu anımsıyorum. . Mahallede dolaşmadığımız ev kalmaz, poşetimiz leblebiyle dolunca hele de para veren olursa sevincimiz tavan yapardı. Şimdi bakıyorum da çocuklar ellerlindeki dokunmatik telefonlardan başlarına kaldırmayacak kadar yoğunlar. Hişşt çocuklar diyorum, bayramınız kutlu olsun. Bakmıyorlar bile. Ah bir baksalar, ellerimi öpseler hazırladığım bozuk paraları hemen ellerine tutuşturacağım.
Trafik tehlikesine karşı özel arabamı oto parka çekip otobüsle memlekete gittim ya orada beni küçümseyenin hattı hesabı yok.Konuya komşuya yürüyerek gidip geliyorum. Herkesin altında son model arabalar. Atla arabaya gittiğin yere götürelim, diye küçümsemeler.
Bazen yalnız kalmak istiyorsun. En yakının dahi seni anlamakta kayıtsız kalıyor. Sohbet esnasında bile sıra sana gelene dek, herkes içindeki kurtlarını dökme yarışına giriyorlar.
Yalnız kalmak istediğin anlarda sessizce kendini ışınlarsın doğanın kucağına.. Adımlarını attıkça toprağın çıplaklığına kendine gelirsin. Hele de şehirden uzaklaşmış, kuş cıvıltıları eşliğinde dalıp gitmişsen maziye… Neler düşünmezsin neler! Acı da olsa mutlu olduğun anılarını anımsarsın. Hani bol acılı yemek yediğinde gözlerinden yaşlar gelir ama mutlu olursun ya, hayat da işte öyle. Hayat, ne kadar sana acı çektirmiş ise o denli mutlu olduğunu yıllar sonra benim gibi sırtını; kabukları yırtılmış, içine kof düşmüş bir ağacın gövdesine yaslandığında algılarsın. Etrafında kimseler olmadığı halde sen, doğayla konuşursun ve mutlu olursun. Bak, hemen ayaklarının dibindeki karıncaların telaşı…Sanma ki umut, sadece senin için var. Umut olmazsa yaşamanın anlamı kalır mı. Her ne kadar acı çeksen de umudun gölgesinde hayata tutunabilmek maharet ister, sabır ister, sevgi ister, gönül ister…
Velhasıl, hayat her ne kadar dört bilinmeyenli denklem olsa da, kurbağa misali zorluklara direnmek güzel be!.
(Günlüğümden 1.7. 2017 saat: 23:05)
YORUMLAR
Eveett !!!
Duygulu,duygulu olduğu kadar da hayatın gerçeklerini görüp kendini ona göre ayarlayan, ne edip edip mutlu olmanın yolunu bulan, koca yürek kardeşim benim.
Ben de senin gibi geçmişe özlem duyup, bir of çekince karşı ki dağları yıkanlardanım.
Ama maalesef;
Atı alan Üsküdar'ı geçti.
Geçti Borun pazarı sür eşeğini Niğde'ye.
"Hani bol acılı yemek yediğinde gözlerinden yaş gelir ama mutlu olursun ya hayatta öyle işte."
Bu cümleye var ya şapka çıkarılmaz, selam durulur selam...
O günlüğü yazan kaleme kurban olurum ben.
Selamlarımla.
Ayhan Sarıkaya
Ben de sağa gurban olurum abeycimm.
Selam ve saygılar...