- 1402 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Özgürlük ve A d a l e t
Daha işe yeni başlayan bir yazardan başka bir şey değilken ,bir yayıncı tuttu benden özgürlük ve adalet için bir masal yazmamı istedi .İşi yeterince yerine getirebileceğimden hiç emin değildim. o yüzden, birkaç damla su bulamadığı için ölmek üzere olan iki çiçeğin öyküsünden başka anlatıcıya, küçük insanlar için hikaye yazmayı bilemediğimden dolayı özür dileyerek, bir yandan da diplomatik bir şekilde onlara anlattığım masalı kendi sözlerimle yeniden yazmaya davet ederek durumu kurtarmaya çalıştım Bitti. .O küçük kitabı hediye etmeye cesaret ettiğim bir hanım arkadaşımın küçük oğlu kuşkumu acımasız bir şekilde doğrulamış: Aslında demiş annesine,’’ özgürlük ve adalet için masal yazmayı bilmiyor ’’darbeyi hazmettim ve insanların cehenneminde cenneti arama fikrim konusunda o başarısızlıkla sonuçlanan ayartmayı bir daha aklıma getirmemeye çalıştım.
Oysa
Dünyada her şeyin keşfedildiği doğru değildir. Dünya yalnızca vadileri ve dağlarıyla ,nehirleri ve gölleriyle, ovalarıyla, büyük denizleri, şehirleri ve sokaklarıyla, çölleriyle bizin geçip gidişimizi seyreden zamanın akışını gören coğrafya değil sadece. İki sevgilinin aşkı, birkaç çocuğun gülücüğüyle, bir anne ve bir babanın hayat ağacında verdiği yaşam mücadelesi ,işinden olan hakkını ve özgürlüğünü yaşamak için ölümü göze alan çaresizliğin eş değeri gibi. Dünya aynı zamanda insan sesleridir, o uzayda duran ses halesi gibi, her gün tekrarlanan sözün mucizesidir. O seslerin çoğu şarkı söylüyor, ancak kimileri gerçekten şarkı söylüyor.
Ata sözü ‘’iyi de yüz yıl sürmez kötü de’’ der .Ben de dedim ki’’ adalet de adaletsizlikte’’ Burada biten yazı çalışmasına ve bunu yapana eldiven gibi oturan bir cümle. Bu yazılarda kimi iyi şeyler bulunacaktır ve onlar sayesinde, haddimi aşmadan, sizi kutluyorum derken ,kimilerinde kötü bir şeyler yazmışımdır ve bunun için özür diliyorum. Ama sadece daha iyisini yazamadığımız ve ifade edemediğimiz için çünkü, affedersiniz! Daha farklı olamazdık. Vedaların hep kısa olanı iyidir. Şimdi bu ‘’addio addio’’ demek için söylenen sonu gelmez opera arayışı değil, o yüzden hoşça kalın, bir daha görüşü müyüz? Sanmıyorum. Çünkü bilinçli ölüm ,bilinçsiz ölüm kadardır sanki onlar için.
İyi bir düşünce, o kadar radikal olmamak gerek. eğer bir şeyden söz etmek veya bir konuda fikir yürütmek ihtiyacı hissedersem, kendimi daha büyük zevkle edebileceğim Edebiyat Defteri’nin kapısını çalacağım…
Ölüm orucu bitmeli.HiçKimse ölmemeli.
YORUMLAR
Onları izlemekten utanıyorum. Benim yerime de eriyor olmalarını bilmek vicdanımı öyle ağırlaştırıyor ki gözlerimi onlardan kaçırıyorum. Ama beynim durmuyor .Her adım başı tetiği çekip yeniden ölümümü izliyor. Koca bir korkak olduğumu yüzüme vuran aynaların eğlencesi olmaktan daha ağırı da ne biliyor musun iki devin ayakları altında ezilirken hala kendime acıyor olabilmem ....
Sevgilerimle..
Maria Puder
Güzel ve etkili yorumunuz için çok teşekkürler :)