- 698 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
-BİR ÇİZGİ FİLM ÜZERİNDEN İLETİŞİM DÜNYASINA PENCERE AÇMAK-
Bildiğimiz gibi iletişim sözlü ve sözsüz olmak üzere iki ana ögeden oluşmaktadır. Sözlü bölüm iletişimin konuşma ile ilgili kısmıdır. Sözsüz bölüm ise duruş, söyleyiş biçimi, ses tonu, sesteki iniş-çıkış, davranışlarımız, vb. ögeler ve bunların karşı tarafça algılanma şekli üzerine kuruludur.
Sözgelimi karşıdan doğru gelmekte olan fazla hoşlanmadığımız bir insana kaşımızı da hafifçe çatarak azarlayıcı bir tonda hoş geldin desek o kişi kendisini hoş mu hisseder yoksa bir hoş mu olur acaba?
Yine, zaman zaman telaffuz ettiğimiz “altıncı his” veya “kadın sezgisi” gibi unsurlar, bilerek ya da bilmeden bu hususların değerlendirilmesidir belki de. Kişinin duruşunun duyuşu hakkında uyandırdığı izlenimler babında hani. İnsan ilişkilerinde ağırlıklı yer tutan bölüm hiç şüphesiz, sözsüz iletişim olmaktadır.
Bu durumun popüler kültürde izini sürmek ve karşılığını bulmakta mümkün kuşkusuz. Örneğin “Sevimli Ayılar” kimilerimizin çocukluk, bazılarımızın da gençlik yıllarından hatırlayabileceği bir çizgi filmdir. Öyleki, Baba ayı Tom ve ailesi etrafında gelişen olaylar konu edilmektedir. Baba ayı askılı elbisesi, hımbıl hâli, tüfeği, hamağı ve homurtularıyla akıllarda yer eder.
Sevimli ayıların en ilginç yönü baba ayı Tom’un homurdanmalarıdır. Ble, ble, ble ya da leevb, leevb, leevb şeklinde her seferinde aynı biçimde cereyan eden bu homurtulu söyleyişlerin; oğlu, kızı ve karısı tarafından değişen olaylarda farklı şekillerde algılanıp, söze dökülmesi de ayrıca dikkate değer bir nokta olmalıdır. Bir bakarsınız baba ayı ble ble ble diyerek söylenir, oğlu haklısın baba benimde karnım acıktı der. Ya da civarda avcılar avlanmaktadır, dışarıdan gelen silah sesleri baba ayıyı sinirlendirir, oğul ayı sözel bakımdan aynı olan homurtuya, doğru dersin baba ben de avcılara kızdım demektedir.
Bu ve benzeri örneklerde, değişen olaylarda baba ayının homurtusu sözel yönden aynı olduğu hâlde, söyleyiş biçimi değişmektedir. Bazı durumlarda baba ayı Tom gergindir, kimi durumlarda bezgindir, zaman zaman da sözgelimi hamağında uzandığı anlarda olduğu gibi keyiflidir. Bütün bu örneklerde, baba ayının ble ble ble yapmaları karşı tarafta her seferinde farklı anlaşılmaktadır.
Hani derim ki, “Sevimli Ayılar” bizlere ve çocuklara beden dilini anlatan bir çizgi film olarak karşımıza çıkar. Bir sözün kendisinden ziyade söyleniş biçiminin önemidir vurgulanan.
Sözün özü günlük ilişkilerde davranışlarımız, mimiklerimiz, ses tonumuz, duruş şeklimiz; söylediklerimiz veya söylemediklerimizle gerçekte neler söylediğimizi göstermektedir.
L.T.
YORUMLAR
Güzel bir yazı ve size hak vermemek elde değil okuyunca Bazen söylediklerimizle söylemek istediklerimiz çok farklı olabiliyor.Dil söylüyor ama dediğiniz gibi yüz mimikleri, ses tonu ve hareketler ele verebiliyor insanı.
Ya da bazen aynen o çizgi film ailesinde baba Tom gibi...bazı zamanlar ille de sözel olarak dile getirmek gerekli değil bazı şeyleri beden diliyle de gerçekten anlamak isteyen birine anlatabilir insan.
Usta kaleminizle bir çizgi filmden örnekle yola çıkarak anlatılmak istenenin çok da güzel ifade edildiği bir yazı olmuş.Kutlarım
Nice yazılarınızı okumak dileğimle
Selamlar ve saygılar
levent taner
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum
Saygı ve selamlarımla...
Bakmakla görmenin farkı bu işte...
Bir çizgi film üzerinden iletişim dünyasına pencere açmakta her kalem tutanın harcı değil.
Teşekkürler, tebrikler Ustam.
levent taner
Katılımınız dolayısıyla şükran duydum güzel insan
Saygı ve selamlarımla...