YAPBOZ
YAPBOZ
Karsın dağlarında büyüdüm ben, içine işleyince soğuk, ellerinin buz tuttuğu yerde..
Bazen yaylalarına kurdum çadırımı, bazen karlı dağlarına...
Eşiğinde oturup seyrettim dünya dediğim yeri, ama eşiğinde yalnızdım, yalnızlığımı hep kardeşim bildim.
Kuşların ötmeye dermanının olmadığı, kardelenlerin zar zor bitip boy verdiği o kış gecelerinde alıp gittim başımı. Şimdi başım alıp gittiğim yerde, ama ruhum hala orada...
Yemenilerimi özledim, çarıklarımı, odunların odamızı aydınlatıp tezek kokularının göğsümüze çarpıp gittiği o günleri, saf bir idrakle ne için yaşadığımızı önemsemeden sadece yaşamış olmanın verdiği hazzı özledim.
Kutup yıldızlarını, çoban Haydar’ı, ninem Elif’i...
Artık hiçbiri yok.
Beş taş oynadığımı anımsıyorum, çocukluk arkadaşlarım hayal meyal hatırımda, ilk göz ağrım ne yapıyordur kim bilir, ya da yaşıyor mudur? Ne garip avuntular içinde oluyor insan bazen...
Susadım; ama içtiklerim kanabileceğim cinsten değil.
Yapbozlarımı serdim önüme, onlarca kez yaptığım bu resim bana yeniden yapılabilecekmiş hissi veriyor, bozup bozup aynı resmi yapıyorum, bıkmadan ve usanmadan...
Mum ışığında oturmaktan zevk alıyorum, bana köyümü anımsatıyor, yokluğun içinde debelenirken ne kadar umutlu olduğumu, mutluluğun avuçlarımda nasılda güzel durduğunu...
Bayır aşağı koşarken, dizlerim kanasa da düştüğümde aynı inatla kalkmaktı çocukluk, şimdi düştüm ve olduğum yerde duruyorum, kımıldamaya bile cesaretim yok, korkularım öyle boy vermiş ki umut tarlamda, hasat vakti yalnız onları biçiyorum, ışığımı alıp gitti karanlık...
Cüceler, korku tünelleri, karabasanlar...
Bu lunaparkta atlıkarıncalar yok, çarpışan arabalar ya da pamuk şekerleri...
Bu lunaparkta çocuk sesi yerini iniltilere bırakmış, kaybolmuş ruhların çığlıkları duyduğum ve nereye ait olduklarını bilemeyen onca büyüğün son bir kez atlı karıncaya binebilmek için birbirlerini ezip geçişleri gözlerimde...
Birer böcek gibiler şu an, toprakta bölünüp bölünüp yeniden fışkırıyorlar, ne zaman başımı çevirsem bir başkası düşüyor yakamdan içeri, yakam ve ben bu böcekleri istemiyoruz artık.
Midem bulanıyor.
Köyümdeyim şimdi, göz kapaklarım daha fazla direnmeden düşlerin en güzeline yeniliyor, sadece uykumda mutluyum.
Yüzüğümü çıkardım, borçlarımı, saçlarımdaki tokaları,...
Son kez, arındım.
TALAN AYŞE KANCA
YORUMLAR
"Zaman zaman geçmişe yolculuk yapınız" önerisi psikolojide kabul gören ve uygulanan bir yöntemdir.
Siz de bu yolculuğu yaparak,kendinizi bir tür dinlendirmişsiniz.
Yolculuğunuz güzeldi.
Tabi ki bunun ifadesi olan yazınız da.
Her gün yeni yazılar,yazarlar,şairler keşfediyorum.Okuyorum;Gülümsüyorum,seviniyorum,
hüzünleniyorum bazen de öfkeleniyorum.
Tarzınızdaki yazılar,çalışmalarla, iş arası yorgunluğumu atıyorum.Makine gürültülerinden sıyrılıyorum,kendimi alanlarda,köylerde,kasvetli evlerde,görkemli dağlarda buluyorum.
Kars'ta buluyorum.Arınıyorum...
Selam ve saygıyla.