- 730 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Görevini Yerine Getirmenin Adı “Duyarlılık” Olmuş
Yaşlılar, kimsesizler, sokak çocukları, hayvanlar, doğa vb gibi toplumsal tüm konularda olduğu gibi engelli konusunda da herkes duyarlıdır…
Sokakta gelip geçen yetkili yetkisiz, mevkisi makamı, kadını erkeği kim olursa olsun durdurup sorduğunuzda herkes bu konularda duyarlı olduğunu dile getirir…
Yıllardır toplumsal konularda bir vatandaşın çıkıp da duyarsız olduğunu dile getirdiğini ne gördüm ne de duydum... Sizlerinde duyduğunu ve gördüğünü hiç sanmıyorum…
İşin ilginç yanı valiler, belediye başkanları, kurum müdürleri, siyasiler vb gibi görevlerde bulunanların asli görevleri olmasına rağmen onlarda bu konularla ilgili buldukları her fırsatta duyarlı olduklarını dile getirmektedirler…
Sanki duyarlı olduklarını dile getirmeseler bu konularla ilgili yasaları uygulamak ve bu sorunlara çözüm getirmek kendi görevleri arasında değilmiş sanacaklar…
Ancak ister yetkili, isterse yetkisiz olsun mevkisi makamı ne olursa olsun duyarlı olduklarını dile getirenlerde ne hikmetse bunu bir türlü pratiğe yansıtarak göstermezler…
Bildiğiniz gibi duyarlı, duyarlılık gibi kelimelerin anlamı “Duyarlı olma durumu, duygunluk, duyarlık, hassaslık.” gibi açıklanmaktadır… Bu açıklamayı Türk Dil Kurumunun sayfasında da görmeniz mümkündür…
Makamlar mevkiler önemli değildir... Bunlar gelip geçicidir… Önemli olan o makamlarda ve mevkilerde oturan seçilmiş ya da atanmış yetkili şahısların yaşlılar, kimsesizler, sokak çocukları, hayvanlar, doğa vb gibi toplumsal tüm konularda olduğu gibi engelliler konusuna olan bakış açıları ve yaklaşımlarıdır…
Bu konuda yıllardır dile getirdiğim gibi seçilmiş ve atanmış yetkililerin duyarlı olmaları yaşanılan sorunlarla ilgili yasaların uygulanmasını ve çözümünü de olumlu yönde etkilemektedir…
Bunların bakış açıları eğer olumlu yönde duyarlı bir bakış açısıysa haliyle temsil ettiği makam ve mevkide duyarlı olmaktadır…
Bakış açıları eğer olumlu yönde değil de olumsuz ise haliyle temsil ettiği makam ve mevkide duyarsız olmaktadır…
Hâlbuki böyle olmaması gerekir… Olması gereken seçilmiş veya atanmış yetkililerin duyarlı olup olmadığı değil yasaların vermiş olduğu görevlerini aksatmadan yerine getirip getirmediğidir…
Ancak ne yazık ki ülkemizde bir yasa maddesiyle ilgili olarak eşdeğer görevde bulunan görevlilerin yaptığı çalışmalar ile uygulamaların birbirini tutmadığını görürsünüz… Bunun nedeni de bu görevlilerin bakış açıları, yaklaşımları ve duyarlılıklarının birbirinden farklı olmasındandır…
Türkiye’nin 81 ilinde görev yapan 81 tane valimiz ve bununla birliktede 81 tane de belediye başkanı (30 tanesi büyükşehir, 51 tanesi de il belediye başkanı) görev yapmaktadır…
Sadece görev yapan bunlar değil elbette, 519 tane büyükşehir ilçe belediyesi, 400 tane ilçe belediyesi ve 397 tanesi de belde belediye başkanı olmak üzere 919 tanede kaymakam olarak görev yapmaktadır…
81 ilimizde ve yüzlerce ilçede görev yapan bu kadar vali, belediye başkanları ve kaymakamların toplumsal konularda ki bakış açılarını, yaklaşımlarını, sorunlarla ilgili yasaları uygulayıp yerine getirip getirmediklerini ve duyarlılıklarını tek tek inceleme yapacak olsanız hepsinin de aynı sorunlarla ilgili yaptığı çalışmaların birbirini tutmadığını göreceksiniz…
“Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır” atasözünde olduğu gibi…
Ben 21 yıl süresince yapmış olduğum dernek başkanlığı nedeniyle gerek ilimizde gerekse de katıldığım il dışındaki tüm toplantılarda edindiğim izlenimlerde ve birçok ildeki engelli arkadaşlardan aldığım bilgilerde bu düşüncemde yanılmadığımı üzülerek de olsa görüyorum…
Özellikle engelli sorunlarıyla ilgili konulara daha çok bilgi sahibi olduğum için kendi yaşadığımız sorunların çözümü noktasında bir ilde getirilen çözümün diğer bir ilde getirilmediğini çok gördüğümü açıkça belirtebilirim…
Oysa engellilerle ilgili çıkarılan yasa aynı yasa, yönetmelik aynı yönetmelik ancak ne hikmetse çözüm için yapılan uygulamalar ise aynı uygulamalar değil…
Sözün özü olarak, yaşlılar, kimsesizler, engelliler, sokak çocukları, hayvanlar, doğa vb gibi birçok toplumsal konularda yaşanılan sorunların çözümü sağlıklı yasaların çıkarılması ve çıkarılan yasaların ise sümen altı edilmeden, aksatılmadan ve eksiksiz bir şekilde uygulanmasıyla sağlanır… Makamlarda oturan seçilmiş ya da atanmış kişilerin vicdanına, inisiyatifine ya da keyfiliğine bırakılmamalıdır… Sadece bu konular değil elbette diğer tüm konularla ilgili yasalarda da aynı durumlar yaşanmaktadır... Oysa seçilmiş ya da atanmış olan idareci dediğimiz, yönetici dediğimiz kişiler kendi görev alanlarıyla ilgili sorumluluklarını bilmeli, sorumluluk sahibi olmalı, liyakatli, sözleri ile hareketleri birbirine uyumlu, bilgili, azimli, kararlı, hak ve hukuktan yana olmalıdır… Böyle olmadığı zaman yasaların uygulanmasında ve sorunlara çözüm getirilmesinde farklılıklar ortaya çıkacak ve çıkmaya da devam edecektir…
Ali Haydar Koyun
Yazar/Engelli Aktivist
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.