- 867 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
UMUTLAR KARARMADAN.....bölüm ..2..
Gün yavaş. yavaş bitiyordu güneşin son sızıntılarını yakalamaya çalışan kuşlar yuvalarına doğru uçuyordu. Biz
babamla arabaya doğru yürüdük uyku tulumları mızı alıp iri gövdeli yüksek çam ağacının altına geldik
babamla kilimi beraber tutup yere serdik uyku tulumlarımızı hazırladık.
Ben sofrayı açtım konserveleri dizdim babam, ben barbunya yiyeceğim sen ne istersin diye sordu? Ben
yaprak dolmasını aç dedim babam küçük bir ateş yakalım da gün daha çok kararmadan etrafımızı görelim
dedi.
Ben, babama ışıldağımızın olduğunu hatırlatırım baba dedim. Babam olsun bunun havası başka olur dedi,
küçücük bir ateş yaktı haklıydı alevler parlayan bakır telleri parlaklığındaydı biraz üşümüşüm ki içim ısınmıştı.
Babamla etrafımızı iyice seyretmeye başladık ay doğmuş yıldızları ışık yağmuruna tutmuştu karların
dağ yamaçlarının serin nefesleri bize doğru yürüyordu.Biraz üşümüştük ama ateş vardı ikisi bir arada iyi
oluyordu hem üşümek hem ısınmak babam artık yatalım yarın çok işimiz ve uzun yolumuz var dedi.
Birbirimize İyi geceler dileyip uyku tulumlarımızın içine girdik ben gözlerimi yıldızlara dikmiş ışıklarının
yanıp sönüşünü seyrederken uykuya dalmışım.
Tanyeri gün doğuşunu müjdeleyen renklerle ağarırken kuş sesleri birbirleriyle yarışıyor gibi ötüşüyordu
günlük yaşamlarına başlamışlardı aralarında değişik öten kuşlar vardı ne güzeldi dikkatimi çekmişti kuşların bizi uyandırması.
Az sonra dünya kirli bir gri renkten sıyrılıp maviye bürünmüştü birbirinden kopuk yeni oluşmaya başlayan
Bulut parçacıkları rüzgarın hareketiyle dans eder gibi dağılıyordu.
Uzandığım yerden bu harikaları seyrediyordum Babam da uyanmış etrafı izliyordu ben kalktım uyku
tulumlarımızı katlayıp torbalarına koydum baban kahvaltımızı yapalım su gözüne gideceğiz yorucu bir yolculuk olacak hazır mısın dedi bana,o an beni büyük bir heyecan sarmıştı evet hazırım dedim.
Kahvaltımızı yapıp biraz dinlendikten sonra babam uyku tulumlarımızı beraber götüreceğiz gideceğimiz yer uzak hava kararmadan orada kendimize bir yer bulmalıyız dedi.
Bu benim için muhteşem bir serüvendi uyku tulumlarımızı sırtımıza aldık arabadan babamın sırt çantasına yiyeceklerimizi doldurduk ve yola koyulduk. Babam ileride küçük bir çağlayan var onun gözüne çıkıp kuşbakışına yakın resimler çekeceğim gerekirse kayalardan çıkacağız.
Ben daha çok heyecan duymaya başlamıştım yürümeye başladık,
yarım saat sonra çağlayanın şırıltısını duymaya başladık, biz yürüdükçe suyun sesi daha da yakınlaşıyordu,
babam duyuyor musun Cengiz ne güzel bir ses öyle değimli? oğlum dedi saçlarımı okşayarak bende
evet baba dedim iyi ki sözünü tutup beni getirdin deyince baban gülerek İyi ki oğlum İyi ki getirmişim seni dedi.
Az sonra dev yeşilliklerin önünde durduk. Çağlayan arkasındaydı yapraklar arasından su ışıkları parlıyor
yapraklarla çok güzel bir desen oluşturuyordu, babam sen burada bekle ben bir bakıp hemen döneceğim dedi ben de babama Tamam dedim babam o,dev yeşilliklere yaklaşıp iki eliyle araladı yeşilliklerin arkasında kayboldu.
Hülyanna
YORUMLAR
anılar anılar anılar bitmek bilir mi hiç insanın hayatı boyunca yaşadıklar,çok güzeldi yazınız şiirlerde olduğu gibi harikasınız hülya hanımefendi kalemin daim olsun efendim.selam,sevgi ve sonsuz saygılarımla efendim..
Sabahat çelik
Devamı aynı güzellikte
Akıcı
Duru
Berrak bir anlatım
Konusu git gide insanı içine alıyor
Tebrikler şaire