- 672 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Ben, Çocuk ve Mektuplar - 1
İçimde bir çocuk var. Sürekli yüzü asık. Oynamak istemiyor. Ağır geliyor ona bu kadar gerçek. Düzen, kurallar ve yasaklar… Düşündükçe canı çok sıkılıyor. Gelip derdini bana anlatıyor. Ben de gönlü olsun diye buraya yazıyorum. Adresi yazmaya elim varmıyor. Bir yere de göndermeyeceğim. Bu düş parçaları gerçeklikle kirlensin istemiyorum. Sen anlat çocuk ben yazayım…
2017
--------
25 Haziran Pazar
------------------------------
Dün gece hiç uykum yoktu. Saydığım koyunlar birer birer yıldız olup gökyüzünü aydınlattılar. Bir baktım sabah olmuş. Güneş yavaş yavaş doğuyor. Biliyor musun gökyüzünü çok seviyorum. Yıldızları da çok seviyorum. Ama Güneşi hiç sevmiyorum. Belkide yeterince uzakta olmadığı içindir.
Aydınlanmışken her yer uyumak istemiyordum. Yatağımdan kaçtım hemen. Ne zaman kaçmak istesem bana sımsıkı sarılıyor. Bu yüzden çok hızlı olmam gerekti.
Bugün özel bir günmüş. Ramazan Bayramı. Kim bu Ramazan. Bir ay boyunca ne güzel geceleri yemek yiyorduk. Şimdi neden gidiyor? Gittiği için neden bayram ediyoruz? Namaza gitmemiz gerekiyormuş. Sabahı kıldın mı? Beni neden uyandırmadın ki? Ayrıca yine senin abdest alman gerek. Ben zaten çocuk olduğum için temizmişim. Abdest almanı beklerken çok sıkıldım. Hemen yeni elbiselerimi giydim. Ayakkabım o kadar güzel ki. Cami’de çalınır diye çok korktum. Evden çıktık. Sen anahtarını ve pencereleri kontrol ederken ben kuşları seyrediyordum. Sokaklarda hiç kimse yoktu. Hava da mis gibi. Biraz zorla da olsa seni de ağaçlı yoldan gitmeye ikna ettim. Cami’ye vardık. Hoca vaaz veriyordu. Biliyorum sen hocayı dinlemeyi çok seviyorsun. Ama ben camiyi daha çok seviyorum. Meraklı gözlerle kubbeyi izlemek çok keyifli. Hele bir de avizeler varsa. Namazı kılmanı sessizce bekledim. Sonra etrafı izlemeye devam ettim. Camideki amcaları gördün mü? Hepsi ne kadar yavaş hareket ediyordu. Sen de bana göre yavaşsın ama onlar kadar değil. Neden yavaşlıyor ki insanlar yaşları büyüdükçe? Ben senin içindeki çocuğum. Yavaşlamak istemiyorum. Beni yavaşlatma olur mu?
Camiden çıkınca karnım çok acıktı. Sağıma soluma baktım yemek yok. Geceleri buralara yemek atardın. Dün de sahur yapsan olmaz mıydı? Neyse açık bir market bulalım dedim ama heryer kapalı dedin. Biraz dayanmam gerekiyormuş. Beni eve bırakıp ekmek aramaya çıktın. Bir saat dolaşmışsın. Ben olsaydım o kadar dayanamazdım. O kadar bekledim ama yine bir şey bulamamışsın. Bana yetecek kadar varmış. Ben karnımı doyurdum.
Çok uykum geldi. “Bana bir şarkı açar mısın?” dedim. “Olmaz” dedin. Müzik dinlerken uyumuyormuşum. Seni kandırıyormuşum. Ama ne yapayım. Zaten müzik açtığımda dans ta etmiyorsun. Bari müziğin tadını çıkarmama izin ver. Birkaç hayal kurmama izin versen ne olur? Bir zararı da yok hem. Hatırlıyor musun? Şu bulutlara bakarak yaptığımız resimler var ya. Onlar gibi işte. Sen de seviyorsun ama seni gerçeklikten soyutluyormuş. Gerçeklik neyse artık. Sana göre ben de gerçek değilim değil mi? Sadece bir hayal.
Öğlen saatlerinde tekrar uyandım. Bu sefer acele etmedim. Yatakla birbirimize kırk yıllık dost gibi iyice sarıldıktan sonra ayağa kalktım. Sen hala uyuyordun. “Uyan! Çok sıkıldım.” diyerek seni de uyandırdım. Yapılacak çok işin varmış. Bayramda ziyaret edilecek kişiler varmış. Gideceğin yolu da bilmiyormuşsun. Beni yine evde bıraktın. Zaten bir işin çıktığında beni hep evde bırakıyorsun. İşlerin neden hep yaşlandırıcı olmak zorunda? Ben de gelsem yaşlanmadan sorumluluk alsan?
Gidip gelene kadar akşam oldu zaten. Yine bana zaman ayırmadın. Bu yüzden senden bir söz aldım. Bu gece biraz müzik dinleyeceğiz. Hemen uyumak yok tamam mı?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.