BUGÜN BİR DEFA DAHA ANLADIM
Bugün yirmi beş şubat, iki bin on yedi. Beşiktaş da “Askeri okullar açılsın” eyleminden sonra İstanbul Harbiye Kültür Merkezinde Prof. Hasan Zeki Kalay ile birlikte Bal Festivaline konuk olduk. Türkiye’nin her bölgesinden balları tattık. Her birinde ayrı tat ve hepsi bir birinden lezzetli. Son teknolojiye uygun bal petekleri harika. Yeni ürünler… En çok dikkatimi çeken hap şeklinde polenler. Krem bile yapmışlar, tamamen doğal.
Oradan ayrıldık, tam çıkarken:
-Bahçelievler tarafına giden var mı?
-Biz burada oturuyoruz. İstanbul’un göbeğinde.
- “Bizde Anadoluludan geldik, bizim sayemizde rahatsınız, sağlamdasınız” diye espri yaptım.
Foterli adam benim bu sözüme alınır gibi oldu.
-Niye?
-İngiliz’i , Fransız’ı ,Alman’ı ,Yunan’ı ağzını açmış bizi parçalayıp yutmak için fırsat kolluyor.
- Adamların ekmeğini yiyorsun birde böyle konuşuyorsun.
-Hangi ekmekten bahsediyorsun; adamlar, iliklerimize kadar bizi sömürüyorlar, gafil idarecilerimiz yüzünden bütün varlıklarımız, yeraltı madenlerimiz, fabrikalarımız, özelleştirme adı altında onlara peşkeş çekildi. Sularımız, yaylalarımız sırada, varlık fonlarımız satışa hazır. Daha dün bizim olan adalarımıza pasaportla giriyoruz. Senin bunlardan haberin yok mu?
“Herhalde onun dedesi de İngiliz donanması Sarayburnu’nda görününce sevinenlerdendi”
Diye düşündüm.
Bizim atalarımız dedelerimiz bu toprağa kanını akıtırken o alçak düşünceli adam İstanbul’un göbeğinde sefa sürüyor. Yazıklar olsun.
Ama bende ona diyeceğimi dedim.
-Bir gün bu işler değişir. Sakarya da yarım kalan işler tamamlanır.
Yusuf Yılmaz