- 602 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DÜN 2
# DÜN 2 #
_________
Sevgi dolu ve yürekli insanları taşıdığı için dolmuş diyorlar diye düşünürdüm sıra sıra dizili dolmuşlara.
Omuz omuza yaşama tutunan insanlar, her sabah selâmlaşarak karşılaşır ve omuz omuza gülümseyerek yürür, doluşurdu onlara. Riyâsız ve yürekli o insanlarla adına kavuşur ve gerçekten dolmuş olurdu dolmuşlar.
Mutluyduk..
Bugün cafeterya dedikleri o garip mekânlar yoktu her köşe başında.!
Bazen Sümerbank önünde yada Taksim’in tam orta yerinde buluşurdu seven yürekler...
Hava yağışlı ve soğuk ise şayet; ya bir sinema gişesi önünde birleşirdi heyecandan titreyerek terlemiş avuçlar, yada bir muhallebicinin ahşap masasında; henüz silinmemiş seven yüreklerin, yürek izlerinin üzerine iz bırakırdı sevgiyle çırpına çırpına..
Mutluyduk..
Ne akıllısı vardı telefonların, nede tuşlarına dokunarak seslenebilecek tuşlu olanlardan bir telefon.
Masmavi sözler dilinin ucunda olurdu sevenlerin ve sapsarı bir telefon kulübesinin katlanarak aralanan kapısına uzanırdı masum bilekler..
Konuşacak olduğu sözü bilirdi insanlar. Uzun konuşacak olan büyük, kısacık konuşacak olan küçük jeton satın alırdı. İsrafta etmezdik, gereksiz masrafta. Kısa ve öz konuşurdu büyük küçük herkes..
Birtek sevenlerin avuç avuç olurdu büyük jetonları. Onlarda telefon kulübesi önünde sıra bekleyen kimseyi görmemezlik yapmazdı. Edeple sever ve büyük küçük herkes, herkese hürmet ederdi.
Mutluyduk...
Mutfaklarda öpülesi elleriyle yemek pişiren annelerimiz; kokusu gitmiştir diyerek ve daha kendisi bile tadına bakmadan yaptığı yemeğin, bir tabakla bitişik komşuya gönderirlerdi yuvasının helâl aşını çocuğuyla.
Ne tabaklar geç kalırdı geri gelmeye nede bitişikte pişen bir başka tat.
Paylaşırdık ve mutluyduk..
Ne Dallas izlediği için ceyar olurdu erkek, nede süelın olurdu birtek kadın. Özet çıkarır ama kesinlikle özenerek özünden uzaklaşmazdı insanlar.
Mutluyduk..
Pazardan giyinir, yazardan okurduk.!
Sokaklar kız çocuklarının seksek çizgileri ile dolu dolu olurdu. Lüle lüle saçlarını sefkâtli elleriyle okşayan herkesin, hepimizindi o çocuklar. Yolundan sapan adam olsa da, içten bir merhaba diyebilmek için dostuna, başka bir sokağa sapardı sapsa sapsa ADAM’lar. Birbirimize inanır ve güvenirdik.
Mutluyduk..
Sabahın ilk ışıklarıyla selâmlaşır, akşam kahverengi giyinen bekçilerin düdük sesiyle veda ederdik güne.
Siteler içinde birbirine sitem ederek değil, aynı mahallede birbirini severek ve birbirine güvenerek yaşardı insanlar.
Mutluyduk..
Ne kameralarla izlenecek kadar sinsi, nede kimseden gizlenecek kadar mahçup yaşardık. Derdi de pay ederdik, huzuruda.
Mutluyduk..
Çiçekli perdelerinin değiştiğini görse kadınlar komşularının, erkeğine bende isterim değil, kalk ADAM; hayırlı olsun diyelim derdi komşusu için sevinerek. Çekilemeyecek kadar çile dolu yaşardık belki ama..
Mutluyduk..
Gönüzü toprak doyursun dediklerimiz sebep oldu bu toprakların yüreklerindeki sevgisizliğine velhasıl.
Birine yolunu çevir ve dünü sor istersen, duyacağın tek sözü; MUTLUYDUK olur...
İster inan ister inanma. Dün yahu daha dün; Mutluyduk..
Ramak Kaldı / (Samim İGDE)
YORUMLAR
Yazdıklarınıza bire bir katılıyorum ve evet, ne yazık ki diyebilmek bile mutsuzluğumuzun baş ağrısı.
Yorgunluk had safhada gerçi insan sevmekten yorulur mu, demek istemiyorum ama...ama nefret ve nifak başköşede.
Ne yarın ne de yarından sonra belki de hayallerimiz bile bıktı bizden ki bizi bize uzak kılan ne ise...
Duyarlı yüreğinize teşekkür ediyorum.
Selam ve saygılarımla ve İnşallah mutluluk bulaşır üstümüze başımıza-gerçi zor bir ihtimal ama ve...
Samimiyetin de yoksunluğunda nasıl da tuhaf gözle bakıyor insanlar çok basit bir tebessüme ve iyi niyetli bir selama...:( gerçekten çok çok üzücü.