- 624 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KANDIRMAYIN NE OLUR !
Ta çocukluğumuzdan, gençliğimizden bu yana hep aynı şeylerle avuttular bizi. Aşk, diyorlar adına. Birçok sinema filmi izledim, birbirini seven gençler vardı ortada ve araya girenler vardı, kavuşmalarını engelleyen. Nasıl kızardık engelcilere, elimize geçse bir kaşık suda boğardık onları. Seven insanların arasına kimse girmemeliydi, bırakılmalıydı gençler. Hem ne demişler ” İki gönül bir olunca samanlık seyran olur.”
Ve yıllar geçti üzerinden, bizim filmler hiç değişmedi, hatta daha ileri noktalarda özgürlük istenir oldu; gençler tanışmalı, bir süre beraber gezmeli, birbirlerini tanımalıydılar; hatta birbirlerini denemeliydiler her konuda, baktılar olmuyor evlenme aşamasına gelmeden vaz geçmeliydiler.
Şimdi gördünüz mü asıl niyeti ? Türk aile yapısına konulan dinamitin farkına varmak gerekiyor. Ben bunların anladığı aşka inanmıyorum. Aşkın cinsellikle kirletilmesine dayanamıyorum. Ağzından salyalar akarak sevdiği kıza arkadaşına anlatan, arkadaşının da ağzının salyalanmasını izleyen ve bundan zevk alan insan aşık olmuş olamaz. Lütfen karıştırmayın birbirine.
Aslında bu nesle de kızamıyorum. Çünkü onlar aşkı bu zannediyorlar, onlara gerçek aşk öğretilmedi. “ Ben her bahar aşık olurum.”, “yaz aşkım…” teraneleri ile yetişen nesli değil buna yol açanları suçlamak lazım.
Gerçek aşkı öğrenmek aslında zor da değil. Yunus Emre’yi, Mevlana’yı göstermek, Leyla ile Mucnun’u, Ferhat ile Şirin’i tanıtmak lazım gençlere.
Belki de açık açık söylemeli cinsel dürtülerin de güçlü olduğunu ve zaman zaman duydukları bu hissin her bahar köpekler tarafından da duyulduğunu….
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.