Şiir Yazmak Günahtır!
Bir sanat atölyesinde dolaşırken, henüz bir şekil veremediği kireç taşını yontan bir heykeltıraş gördüm, sordum; ’Ne yapıyorsunuz?’
’Kendime tanrı yapıyorum.’
’Aman Tanrım, başımıza taş yağacak’ diyerek bağırıp, koşarak uzaklaştım!
Tabi ki böyle bir şey yaşanmadı. Ama bunun böyle olduğunu sanan ve düşünen yaklaşık iki milyar insan var gezegende. Yani heykeltıraşları sabah akşam put yapan işsizler sananlar.
İlkokulda sınıfımızda bir kız vardı, aynı mahallenin çocuğu idik. Çok güzel resim yapardı. Zaten bu kızın berrak bir anı olarak aklımda kalmasının nedeni budur; güzel resim çiziyor olması. Çok kıskanırdım.
Sınıf öğretmeni bu kızın çok iyi bir ressam olacağını her fırsatta tekrarlardı. Muhtemelen ailesini de bu konuda yönlendirmiştir veya en azından denemiştir. Çünkü iyi bir öğretmendi, bir yetenek avcısı idi.
İlkokul bitince kızı Kur’anı Arapça ezberlemesi için bir kursa verdiler. (Kız Arapça bilmiyor) Ezberledi, ’hafize’ oldu. Sonra evlendi, bir kızı bir oğlu oldu.
’Muhafazakar’ diye terimleştirdiğimiz bir sözcük var, ben henüz tam olarak anlamış değilim. Bu kızın ailesi böyle bir aile idi. Dindar olduğunu düşünen, içi koflaştırılmış ve haliyle başka bir din olmuş inancın iman edenleri!
Önce hafize sonra da anne olan ilkokul arkadaşım, ’Akşama pilav mı pişirsem makarna mı?’ diye düşünen bir robot olduysa, ’muhafazakar’ geçinen bir ailenin çocuğu olduğu için saptı yolundan. Oysa çok iyi bir ressamı kaybettik; önce biz mahallecek, sonra hepimiz ülkecek!
Bunun tek nedeni ise; dinimizce resmin günah sayılmasıydı. Ve hala adının önüne ’prof.’ yazdıran bir sırıtık, ’Çocuğunuz resim çizebilir ama insan sureti çizdirmeyin’ diyerek fetva veriyor. Ama bunu bir nedeni var tabi! Yaratmak yalnızca Allah’a has bir özellik olduğundan, insan çizmek (yaratmak!) şirk koşmakmış.
Bir insan şekli çizerek insan yaratıldığını düşünen bir kafa, kesinlikle güzel kafadır. Bu kafayla bakarsanız, ağaç veya böcek de çizmemek gerekir.
Şiir de yazamazsınız. Büyük günah çünkü!
Buhari ve Müslim denince, Allah sözüymüş gibi kabul edenlere, hadis diye yutturulan bir söz yazayım;
Rasulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden birinin içine onu bozacak irin dolması, şiir dolmasından hayırlıdır." (Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud)
Şu hadisin altındaki muhaddislerin adlarına bakın hele, o halde şiire bakışımız budur, bu olmalıdır. Gayrısı günah, kalanı şer!
Oysa biz kimin ne amaçla söylediği belirsiz bu uyduruk sözlere ve kapsadığı yasaklara değil, Kur’an’a bakmalıyız.
Yasin Suresi 69. ayetin çevirisi şöyledir: "Biz O’na (Muhammed´e) şiir öğretmedik, şiir ona yakışmaz da..."
Ayet apaçık değil mi? ’O’na yakışmaz’
İnananlara değil, peygambere öğretmedik ve O’na yakışmaz.
Bu yasağın bir nedeni var. Bir kere şiir söyleyecek oldu Allah rasulü ve müdahale geldi. Ola ki, peygamber sözü zaman içinde Allah sözü ile karıştırılabilir. Ola ki, biri çıkıp ’Sen şairsin, bu kitabı pek ala sen de yazmış olabilirsin.’ diyebilir v.s. Demediler mi?
Ama siz peygambere özel bu ’yerel’ yasağı alıp, genele yayarsanız, bu tüm yaratılmışlardan önce Allah’ı kızdırır, üzer.
Ki müslümanlara şiir yasağı getiren Buhari ve Müslim’in şiiri öven ve teşvik eden bir dolu hadisi de var. Laf kalabalığı olmasın diye hepsini yazmak istemiyorum. Ama bir tanesini yazayım:
Hadisin ravisi Cabir İbnu Semure’dir. Şöyle diyor: ’Ben, Rasulullah (sav)’la yüz defadan fazla birlikte oturdum. Ashabı ona şiirler okuyor, cahiliye devriyle ilgili hadiseleri zikrediyorlardı. Resulullah (sav) da sakince onları dinlerdi. Bazen anlatılanlara onlarla birlikte tebessüm buyurduğu olurdu."
Bir peygamber böyle çelişmez, çelişemez. Çeliştiği felan da yok zaten, Kur’an’dan daha çok hadis denilen ve büyük bir çoğunluğu uyduruk sözlere itibar etmek var.
Kullarıyla söz ile bağlantı kuran (Kur’an), güzeli seven Allah, güzel söz söylemeyi yasaklayabilir mi?
En büyük sanatkar olduğuna vurgu yapan bir Allah, sanat düşmanı olabilir mi?
Müziği yasaklayabilir mi? Veya müzik aletlerini? Neymiş peygamberimiz sadece tef çalmaya izin vermişmiş. Çünkü bulunduğu zamanda ve ortamlarda en yaygın olanı idi. Sahabelerden birinin gitarı olsaydı, muhtemelen ona da izin verebilirdi.
Bütün bu ıvır zıvır soruların ve sorunların Kur’an’da çözüm niteliğinde bir karşılığı var. Maide Suresi’nin 101. ayetinin çevirisi şöyledir:
’Ey iman edenler! Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın. Eğer Kur’an indirilirken onları sorarsanız size açıklanır. (Açıklanmadığına göre) Allah onları affetmiştir. (Siz sorup da başınıza iş çıkarmayın). Allah çok bağışlayıcıdır, yumuşaktır. ’ (Diyanet Vakfı Meali)
Ne kadar açık değil mi? Bizzat Kur’an’ın buyurduğu gibi apaçık. Ne anlıyoruz; ’Bizim bahsetmediğimiz ve sizin de açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Biz özellikle onlardan bahsetmedik. Şansınızı zorlamayın, iş açmayın başınıza. Sormayın, sormayın! Allah çok bağışlayıcı ve yumuşaktır. Siz bizim üzerinde durmadığımız şeyleri kafaya takıp zorlaştırmaya çalışmayın bu dini.’
(O kadar açık ki, açıklamak için yazılan cümleler ayeti tekrardan öte gidemiyor)
Peki bizim yaptığımız ne?
Şarkı dinlemek günah mı? Aşık olsam cehennemde yanar mıyım? felan filan...
Allah işin bu taraflarına bakmayacağını, bu dinin önceliklerinin çok başka olduğunu bize Kur’an’da bildiriyor.
Ama biz dini Kur’an’dan değil de, zamanın takım elbiseli veya sarıklı Lawrencelerinden öğrenmeye kalkıştığımız için böyle aciz, böyle komik olup boş muhabbetlerle oyalanıp gidiyoruz. Asıl gerçeği ıskalayıp, detaylarda boğuluyoruz.
’Allah çalışanı sever’i, Allah para kazananı sever olarak algılatan, gönderilen apaçık ayetleri zorlaştıran ve anlaşılması güçmüş gibi bir kamyon dolusu tefsirle konuşan bir fitne ile karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum.
Böyle olunca da şiir de haram oluyor, tiyatro da.
Yaptığın şey de, her ramazan nohut büyüklüğünde yemek kalıntısı geyiğini yinelemekten öte geçmiyor. 1400 yıldır nasıl namaz kılması gerektiğini veya oruç tutması gerektiğini öğrenemeyen bir ümmet de her türlü belayı hak ediyordur sanırım.
Kur’an akıl sahiplerine inmiştir, aptallara değil. Ama akıl sahiplerinden daha çok aptalların tekelinde. Bu aptallara da üç beş çoban serpiştirince, dinin yaptığı kafa bonzaide olmuyor.
Şöyle bir soru olabilir mi? ’Oruçluyken banyo yaptım. Dübürümden su kaçtığından şüpheleniyorum, orucum sakatlanır mı?’
Yaşadığım şehrin yerel yayın yapan televizyonunda bizzat tanık oldum. Yaşadığım şehrin adını yazmayayım da, aptalı ile övünmüş olmayayım!
Din anlattığını sanan adamın cevabı: ’ Eğer üç damlada fazlaysa oruç bozulur, kaza etmen gerekir güzel kardeşim.’
Telefondaki dingil de, ’Allah razı olsun hocam.’ deyip kapattı.
Üç damla mı, beş damla mı ölçmeye gitti sanırım, nasıl ölçecekse.
Oradan vücuda giren üç damlanın üzerinde olan su, hocanın daha önce karnını doyurmuş, tokluk hissi vermiş olacak ki, tak diye kesin bir cevap verdi.
Bilime ve sanata düşman kesilip, dinin magazinini yapmayı hüner kabul eden bu zihniyetle, en yakınlarımızdan başlayarak mücadele etmek, boynumuzda borç olmalı. Dimağımız erdiğince, dilimiz döndüğünce...
Satürn’ün uydusundan dünyaya doğalgaz nakli yapabilmenin yollarını arayan ’kafirler’, dübürden aldığı üç damla suya kafayı takan ’müslimler’
Sizce Allah, hangi taraftan daha hoşnuttur?!
YORUMLAR
Bugün gidin belediyelere, pek çok galerilere, ben resim sergisi açacağım fakat konusu çıplaklık, insan figürleri, bakalım kaçı izin verecek sizin nü çalışmalarınıza. Sanatın içine tükürenler her yere doluşmuş. sanat mı ne sanatı. Buradaki yorumlarda bile bir siyasi gözlük takılmış.. sanat ve siyaset birlikte yürümüyor. Ha bir de sanat yapanları entel dantel gibi şeylerle yargılamak da bunların kafatası..
Sanat yapanların allaha hesap vermesi ne demek. ben ancak kendime hesap veririm.dönüp kendime bakarım.
Allah adın zikredelim evvela,
Vacib oldur cümle işte her kula
Diye başlayan ve yarın akşam - Kadir Gecesi münasebetiyle- bol bol okunacak olan Süleyman Çelebi'nin - asıl adı ''Vesiletü'n Necat'' olan Mevlidi bir şiir olduğuna göre demek oluyor ki yarın Kadir Gecesinde bol bol günah işlenecek şiir okumak suretiyle.
İslam dünyasının son halifesi Abdülmecit Türk ressamları içinde en tanınmışlarından biri olduğuna göre ve hatta insan resimleri de çizdiğine göre demek ki oldukça günahkar bir halifemiz varmış 3 Mart 1924 tarihine kadar.
Peygamberin övgüsüne mazhar olduğuna inandığımız fatih Sultan Mehmet de kendi resmini bir İtalyan ressama ( Gentile Bellini) yaptırtmak suretiyle çok büyük bir günah işlemiş.
İyi de muhterem kardeşim biz başkasının ne kadar günah ya da sevap işlediğini kendimize dert edineceğimize önce kendi günahlarımıza baksak?
Asırlardır şiire, resme, müziğe, heykele günah diyenler olmuş ve yine asırlardır şiirler yazılmış, müzik icra edilmiş, heykeller yontulmuş, resimler yapılmış. Ne hakim ne savcı ne de hâşa Allah değiliz. Bırakalım hükmü Allah versin. Biz önce kendimizi kurtarmaya bakalım.
Ha illa da ''günah ya da sevap mı? Aman günah işlemeyeyim bilmeden'' diye bir endişe duyuyorsak yapacak tek şey var:Zuhruf Suresi 3. Ayeti okumak...
Selam ve saygılar.
sami biberoğulları tarafından 6/21/2017 1:42:38 AM zamanında düzenlenmiştir.
Futurat
Saygılar bizden hocam, iyi geceler.
sami biberoğulları
Siz soru sormadığınız için ben de cevap vermiş değilim size. Yani ortada ''Ali Geldi mi?'' Diye bir soru yok. Direkt ''Ali Geldi'' demişsiniz.
Ben de '' Ahh ahhh. Sorma birader. Ali Geldi ama Ayşe gitti '' demişim.
Yani yazdıklarınıza cevap değil. Sadece durum tespiti yapmışım.
Ortada bir soru olsaydı cevap da yazardım merak buyurmayın.
Tekrar selam ve saygılar.
Son derece anlaşılır olsa da yazdıklarınız, anlamak istemeyenler ya da başka yerlere çekecek olanlar çok olacaktır.
Maalesef hoşgörüsüz bir toplum olduk çıktık ve kafamızın içindekinden farklı sesler duymaya tahammülümüz yok.
Diyeceğim o ki; sizin gibi düşünenler zaten bunların farkında, düşünmeyenler de anlamak için çaba göstermeyeceklerdir ve hatta size saldıracaklardır.
Elde var kocaman bir sıfır.
Fikrinize ve emeğinize sağlık.
Futurat
Saygılar, iyi geceler.
Bizim dinimiz bazılarının gösterdiği bazılarının ise görmek istedigi gibi gerici bağnaz bir din değildir. İslamda eglenceye sanata edebiyata izin vardır. Tabi bunların da bir ölçüsü olduğu sürece. Müzik caiz değilse o dokuz sekizlik ilahiler neyin nesi?
Bir hadisin sahih olup olmadığına nakledene bakarak hüküm veremeyiz. Peygamberimiz Kurana aykırı konuşamaz.konusmamıstır da. Yani hadis diye duydugumuzu Kuranla karşılastırarak doğruluguna ya da gercek olamayacağına karar verebiliriz. Yıllarını hatta ömrünü hadis ilmine harcayan alimleri toptancı anlayışla reddedemeyiz. Ama sağlama yapmamız da bizi mürted yapmaz. Zor bir çağdayız. Peygambersiz bir din islam degildir eksiktir. Sünnete uymak dinin yarısıdır. Ama 1400 yıl sonra insan alimlerdeki tutarsızlıgı keşfedince birinci kaynak olarak Kuranı seçiyor. Allah kitapta '
Ayetleri okuyup anlayasınız diye açıkladık diyor.o halde bize Kuran yeter. Uzerini de Kurana aykırı durmayan hadis ve sünnetlerle tamamlarız. Peygamberimizden sonra tebliğ sona ermemiştir. Onun öğrettikleri çagları devirerek bize bu sayede geldi. Ama kabul edelim ki islama müştemilat eklemer de yapıldı. Bakıyoruz Kuran aynı uygulamalar cağlar degıstikce farklılaştı. Konuyla alakalı degil ama mesela recm olayı Kuranda geçmezken, zinanın cezası farklı bir şekilde açıklanmısken birileri İslama recmi soktu. Ki bu az boz bir ekleme de değildir. Dırekt insan hayatını etkileyen bir uygulamadır. Simdi Kuranda recm geçmezken bir iki rivayette peygamberin recmi bizzat uyguladığı geçer. Düşünen bir müslüman bu durumda önce Kurana bakmalı degil mi? Çünkü Rabbin bize Kuranı koruyacagına dair sözü vardır. Ama nakledilen hadislerin Kuran dışında kati bir güvencesi yoktur. Yine ısrarla aynı yere geliyoruz Kuranla paralel olmayan hadis nakline güvenemeyiz. Peygamberimiz ne amacla için şiir dolacağına irin dolsun demis olsun ki. Diyelim ki dedi, o zaman şiirden kastedilen neydi. Bir konusması icinden sadece bu cümle mi cımbızlandı. Ne yani durup dururken mescitte aklına geldi de soyleyivereyim mi dedi. O ki yaptıgı ibadetlerin ümmetine farz kılınacağından korktuğu icin ibadetlerinde bile dikkatli davranan biriydi. Vara yoka konusması mumkün mü? Recm gibi vicdanı oynatan bir vakaya peygamber öncülük etmiş olabilir mi? Eger Allah emretseydi caresiz ederdi. Fakat Allah kelamı Ve şeriatı Kuranda boyle bir emir yok.
Halis niyetle hareket eden Allah katında kıymet görür diye düsünüyorum ben. Çok uzun bir mesele. Ve üzerinde herkesin konuşmaya hakkı var. İyi niyet oldugu surece. Bu yazıda islamı karalamak maksadı görmediğim icin bu kadar uzun yazdım. Aksi olsaydı umursamaz geçerdim. Ben yazılanlara katılıyorum. Tabi her zaman söylediğim gibi EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.
Müslüman uyanık olmalı. Müslüman eşittir fakir zelil ezik geri kalmış olmamalı. Bunu benim vicdanım ruhum kalbim kabul etmiyor.
Özcümle ben yazınızı faydalı buldum.
Kalbinizdeki niyeti de temiz gördüm. Aksi zaten sizin sorumluluğunuzda.
Saygılarımla.
Futurat
Teşekürler hocam, iyi geceler.
Sayın yazar, siz de takdir edersiniz ki, Türkiye trajik çelişkiler ülkesi olduğu kadar komik, traji-komik, absürt çelişkiler ülkesidir...
Doğru diyorsunuz; bunca Müslüman şaire ve sanatçıya rağmen, "dübürüme su kaçtı, orucum bozulur mu?" diye konuşmayı Müslümanlığından sayan bir kesim var...
Ne var ki, bu algı seviyesi, sadece o kesime mahsus değildir; o algı seviyesine sahip, kendini çağdaş sanan bir kesimin niceliği de küçük değildir...
Dolayısıyla, sadece o kesim üzerinden vardığınız yargı ve/veya genelleme bir algı operasyonuna dönüşüyor...
Yoksa, kaleminizin yetkinliği ortada...
Saygılarımla.
Futurat
beyfendi,
tv'lerdeki showlardan tek rahatsiz olan siz degilsiniz ama milyonlarca hatta milyarlari hor gorerek hakir gorerek elestirenlerdensiniz. kendinizle ne kadar gurur duysaniz azdir, aferin size!
1400 yildir namazi, orucu ogreneneyen aptal ummetten bahsetmissiniz. zamaninda siz de bilmiyordunuz, birileri bu zaten aptal ogrenmese de olur dememis....
hadis konusuna gelince, hadis olmayana hadis demek ne kadar yanlissa, sahih olana da uydurma diye iftirada bulunmak o kadar bir yanlis...
insanlari kucuk gormek, iftira atmak gunah degil mi?
Allah her seyin hesabini soracak, bilmem hatirlatmama gerek var mi?
bu ara cok zekisiniz, aya filan gidin rahatsiz oldugunuz insanlardan kurtulursunuz. Orada entel, dantel, cok bilincli, modern, cagdas bi sekilde yasarsiniz.
abdullah
hotamisli tarafından 6/20/2017 9:49:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
hotamisli tarafından 6/20/2017 9:52:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
Futurat
Bir de hiç tanımadığın birine karşı üslubuna dikkat et. Öyle ''aferin'' felan olmuyor!
hotamisli
sizinle hadis veya ayet tartismasina girecek degilim. rahatsiz oldugum sizin uslubunuzdur. milyonlarca insana aptal demek veya baska sekilde hakaret etmek dogru bir uslup ise siz bu usluptan aman vaz gecmeyin. benim size aferin dememden rahatsiz olacaksiniz ama kendiniz milyonlarca insana hakaret edeceksiniz? adil olmak lazim, adil
mordünya
Sizin böyle sert bir çıkışta bulunmanızı gerektirecek hiçbir şey yokken yazıda, sizin bu tavrınız dininizdeki hoşgörüyü ve objektif, akılcı, yapıcı düşünme esnekliğini gayet güzel ortaya koymuş.
Tebrik ederim.