- 688 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ARTVİN FIKRALARI
1-HABU NAHİRİ…
İki Artvinli öğretmen arkadaş, İstanbul’da bir okulda görev yapmaktadırlar. Birisi okul müdürü, diğeri ise meslektaşları ile arası biraz limonidir. Bir gün müdür, öğretmenleri toplantıya çağırır. Toplantı odasına giren Artvinli öğretmen, herkesin hazır olduğunu görür, yerine otururken müdüre:
-Ço!..Habu nahiri naya topladın ki?(1). Diye söylenir. Müdür gülmemek için kıvranır, yanına oturduğu meslektaşı kulağına eğilerek:
- Anlamadım, ne dedin ki? Diye merakla sorar. Bizimki umursamaz aynı tonda;
-Boş ver, anlayan anladı der.
1-Arkadaş!..Şu sığır sürüsünü niçin topladın ki?
2-AAAHO İÇTUĞUN…
Artvinli yaşlı hanım, İstanbul’a oğlunun yanına misafir gider. Bir kaç gün sonra midesi bozulur, hasta-lanır. Gelini doktora götürür. Genç doktor çayından bir yudum çektikten sonra hastamıza şikâyetini sorar. İshalden kıvranan yaşlı kadın:
-Ola oğul!..Ela vırıhliyerim(1),ela vırıhliyerim ki,aaaho(2) içtuğun çaya benzar ,der.
Doktor bir şey anlamaz, ne diyor diye merakla gelinine bakar. Gelin, utanma ve gülme arasında bocalarken durumu anlatır.
1-Vırıhlamak: İshal dışkı çıkarmak.
2-Aaaho: Şu
3-TOUZPEMBEE GORASIZ
İki köylü genç güzelce giyinir, gözlük takarak Artvin caddelerini arşınlamaya başlarlar. Niyetleri iki şehirli kız bulup onlarla tanışmaktır. Epey dolaştıktan sonra, Efkâr Tepesi Gezi Yolunda pantolon giymiş, salına salına gezinen iki genç kıza gözleri takılır, peşlerinden yürümeye başlarlar. Biraz sonra birisi diğerine kızların duyacağı şekilde:
-Ola!..Goriyersin,nasılda yugurtiyer(1) der.Diğeri başını sallayarak aynı tonda:
-Emumgilin degirman taşı heç kalur, diye cevap verir. Bunu üzerine kızlardan birisi başını arkaya çevi-rir ve poşa(2) şivesi ile:
-Aaattıreeem o göözlüklara daa, Dünya’yı touzpembee gorasız der.
1-Yügürtmek: Bir merkez etrafında döndürmek.
2-Poşa: Roman vatandaşlarımızın yöredeki ismi
4-İKİ PİTİK
Eskiden Artvin yaylalarında otlak yüzünden köyler arasında kavgalar olur, çobanlar birbirlerinin kafasını gözünü patlatırdı. Yönetim anlaşmazlığı gidermek için Hükümet Tabibi başkanlığında bir heyeti atlı olarak yaylalara gönderir. Köy muhtarı, öğle yemeğini en varlıklı bir ailenin yayla evinde verdirir. Ama tabakların pisliğinden ve düzensizlikten heyet memnun olmaz. Muhtardan akşam yemeğinin daha temiz yerde verilmesi istenir.
Muhtar da temizliği ve tertipli oluşu ile bilinen Teto Nene’nin evinde akşam yemeğinin verilmesini uygun bulur. Heyet sofraya oturur, gerçekten her yer düzenli ve tabaklar da tertemizdir. Büyük bir istekle yemeğe başlanır, yemek sonuna doğru heyet başkanı kendilerine hizmet etmekte olan Teto Nene’ye teşekkür eder, öğle yemeği verilen evden ise şikâyetçi olur. Bunun üzerine Teto Nene:
-Vay toprah onlarun başuna, goya zengundurlar, kaç defe dedim ki iki pitik(1) edinin de habu kapkacağı(2) bir paklatun, der.
1-Pitik: Enik, köpek yavrusu
2-Kapkacak, Tabak, çanak, kaşık gibi eşyanın genel adı
5-TAŞLAŞMIŞ GİBİ
Artvin’de halk kendi aralarında yalnız masal, mani söylemezler bir de şakalaşırlardı. Ali ile Meh-met aynı köyde iyi arkadaştırlar. Nennar çayırlığında kızaklarına ot yüklemektedirler. Ancak Ali’nin kızağı biraz havalı olmuş, urganla kızağa iyice bağlaması gerekir, çocuğunun ise sıkmaya gücü yetmez. Yardımcı olması için arkadaşına seslenir. Kendisi üste, arkadaşı kızağın yan tarafından urganı çekince ek yerinden çözülür ve Mehmet sırt üstü yere düşer. Görenlerin kahkahaları arasında Mehmet yerden kalksa da sırtını vurduğu taş, canını çok acıtmış ve olay belleğine kazınmıştır.
Kış ortalarına gelince Ali hastalanır, yataklara düşer. Mehmet ziyaretine gitmek ister, ancak meyve ve çerezler suyunu çekmiş, ne götüreyim diye düşünür. Arkadaşının pestili çok sevdiğini bildiği için pestil yapmaya karar verir. Eski çarıklarından birinin tabanını pestil şeklinde dilimler, temizler, bıçakla çentikler ve akşamdan pekmeze yatırır. Ertesi günü başka bir arkadaşını alarak hastamızın ziyaretine gider. Konuşma sırasında hediyeyi ikram eder. Ali biraz zorlansa da afiyetle yer ve sonra:
-Ola eymiş da, biraz taşlaşmış gibi, der. Mehmet de mutlu bir şekilde cevaplar:
-Yoh Ola!.Nennar’daki taş nerdaa, habu nerdaa!..
Devam Edecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.