Anadolu’nun Anadolu olduğu zamanlarda bir köy evinde,oğlunun son günlerdeki halini hiç beğenmeyen bir ana,çeker onu bir köşeye ve başlarlar söyleşmeye...

ANA…..
Eğlen hele az oğul
Et bana bir söz oğul
Bir derdin var demezsin
Dil bağını çöz oğul

OĞUL…..
Anam boynum bükülür
Çokça canım sıkılır
Uyku girmez gözüme
Ev üstüme yıkılır

ANA…..
Boynunu bükme oğul
Eriyip çökme oğul
Dök içini rahatla
Istırap çekme oğul

OĞUL…..
Entarim dar geliyor
Çıkarmak zor geliyor
Sevdalıyım bir kıza
Söylemek ar geliyor

ANA……
Aslan oğlum koç oğlum
Ar etme sen hiç oğlum
Şu anana gönlünü
Hele biyol aç oğlum

OĞUL….
Sazım olsa dinletsem
Tellerini inletsem
Sen de naçar olursun
Derdimi bir anlatsam

ANA……
Ananı saylamazsan
Ona da söylemezsen
Bu dert seni öldürür
Aşikar eylemezsen

OĞUL…..
O ki melek yüzlüdür
O ki ceylan gözlüdür
Yaram derindir anam
Sevdiğim kız sözlüdür

ANA…….
Aman oğul ne dersin
Sen neden söz edersin
Sevdan karşılıksızsa
Çok pahalı ödersin

OĞUL…..
Edep bize ışıktır
Belimiz sıkışıktır
Çok şükür anacığım
Kız da bana aşıktır

ANA……
Arz ettin ya olayı
“Derdim bundan dolayı”
Elbet vardır her işin
Bulunacak kolayı

OĞUL…..
Yanar yürekte bir kor
Zordur anam bu iş zor
Tek başına “he” deme
Babama da danış sor

ANA……
Baban halden bilendir
Sıkıntıyı silendir
En karışık işlere
Çözüm yolu bulandır

OĞUL……
Ya bana çok kızarsa
Azım azım azarsa
Kaşlarının üstüne
“Olmaz” diye yazarsa

ANA……
O sevda çekmedi mi
Yere diz çökmedi mi
Beni alıncaya dek
Gözyaşı dökmedi mi

Elbet seni anlar O
Anlatırsan dinler O
“İş başa düştü” diye
Eşi dostu ünler O

OĞUL….
Sahi ana “he” der mi
Güzel sözler eder mi
Yarimi babasından
İstemeye gider mi

ANA……
Dediğin olsun oğul
Hasret son bulsun oğul
Sevenler yaşar iken
Muradın alsın oğul

OĞUL…..
Kapısına varayım
Gidip yari göreyim
Boynu bükük durmasın
Ona müjde vereyim

ANA….
Sevdalanmak ne de hoş
Var git oğul durma koş
Gelinime selam et
Gitme sakın eli boş

Oğlan evden çıkmak için ayağa kalktığı anda,babasının kapıdan içeri girdiğini görür ve fısıltıyla :

Ana babam geliyor
Yüzü neden gülüyor
Acep bizi duydu mu
Bir şeyler mi biliyor

BABA:
Rahat ol hele oğul
Derdini ele oğul
Nedir ben de bileyim
Çektiğin çile oğul

OĞUL:
Kuytuma güneş vurmaz
Niyazım Hak’ka varmaz
Derdimi anlatmaya
Edebim izin vermez

BABA:
Bilirim çoktur saygın
Ondandır asıl kaygın
Tek derdin sevda olsun
Gençlerde bu pek yaygın

OĞUL:
Benimkisi bambaşka
Düştüm yasak bir aşka
Anlatsam diyeceksin:
“Bilmeseydim ah keşke”

BABA:
Öyle şey mi olurmuş
Hanım oğlun delirmiş
Baksana babasını
Taş yürekli bilirmiş

ANA:
Mahcup mahcup bakınır
Sözlerini sakınır
Gelin kız nişanlıymış
Oğlan ondan çekinir

BABA:
Düşündüğün şey ar sa
Ar bu aşka duvarsa
Sevdan sana helaldir
Kızın gönlü de varsa

OĞUL:
Olmaz olur mu baba
Bilir bütün kasaba
Hatta komşu köyleri
Katmıyoruz hesaba

BABA:
Millet lafa doymuştur
Yanına laf koymuştur
Herkes duyduysa eğer
Babası da duymuştur

ANA:
Belki de biliyordur
Çaresiz kalıyordur
Bence adam mutlaka
Bir tedbir alıyordur

OĞUL:
Damat bey şehirliymiş
Dili pek zehirliymiş
Düğün günü bu yüzden
Epeyce tehirliymiş.

BABA:
Kız havayı koklasın
Ağızları yoklasın
Eğer durum vahimse
Söylemesin saklasın

Soruşturup soralım
Biraz kafa yoralım
Bir ışıldak alırsak
Gidip dünür varalım

Anan bir haber salsın
Nenen Deden de gelsin
İsteyelim şu kızı
Ne olacaksa olsun

ANA:
Gemi kuma batmadan
Düğün işi yatmadan
Dünür söylenir mi, Bey
Kız yüzüğü atmadan

Oğlanın eli yüzü kireç gibi bembeyaz olur ve oooooooooooooooof offf…çektikten sonra şöyle der :

Çıksam yayla düzüne
Yatsam yarin dizine
Eskir diye bakamam
Ay parçası yüzüne

Bu sevda beni yuttu
Olan aklım da yitti
Çıldırmak üzereyim
Hasretlik cana yetti

BABA:
Hanım haydi kalk yürü
Edelim yolu yarı
Oğlan elden gidiyor
Eli yüzü sapsarı

OĞUL:
Haydi lafa dalmayın
Tez gidin geç kalmayın
Yarimin babasından
Söz almadan gelmeyin…

ANA:
Bey nedelim bu işi
Oğlan kıracak dişi
Hayra yorup beklesek
Gerçekleşir mi düşü ?

BABA:
Olur mu bekleyerek
Güne gün ekleyerek
Deva bulmaz bu yara
Tabipten saklayarak

ANA:
Önden haber salalım
Bir müsaade alalım
“Buyrun gelin” derlerse
Öyle kapı çalalım

BABA:
“Çakır Nene” bir gitsin
Halimizi arz etsin
Destur versinler bize
İş güzellikle bitsin

Karı-koca, köyün en sözü geçen kişisi olan Çakır Nene’ye varırlar, durumu anlatırlar ve yollarlar kız evine !
Çakır Nene’nin evinde, onun dönüşünü beklemeye başlarlar dört gözle !
Çok sürmez döner gelir Çakır Nene…
Boynu bükük, suratı asıktır…Başlar anlatmaya olup biteni:

ÇAKIR NENE:
Bu sizin iş yaş gibi
Kalkmaz ağır taş gibi
Kız tarafının ağzı
Yenmez acı aş gibi

Balınız tuzlu derler
Yolunuz tozlu derler
Bilmezlerse bilsinler
Kızımız sözlü derler

Dediler aynen ilet :
“Tekti başka yok bilet
Yaptırmasınlar bize
Komşu kanından gölet

Sözlü kızı istemek
Meydan okumak demek
Varsa gelsin isteyen
Alnına kurşun yemek “

ANA:
Vay oğlumun haline
Vay ki vay ahvaline
Bu sevdanın yüzünden
Kan değecek eline

BABA:
Demek meydan okurlar
Yağlı ilmek dokurlar
Bilmezler mi namımız
“Gözü Kara Bekirler”

Zırlayıp durma hanım
Kem hayal kurma hanım
Öyle beni es geçip
Kalbimi kırma hanım

Benim yaşım yetmiştir
Yaşadığım yetmiştir
Söz konusu oğlumsa
Benden günah gitmiştir

Canımı adıyorum
Yemin de ediyorum
Dönmem kızı almadan
Haydi ben gidiyorum !...

OĞLAN
Canım babam dur bekle
Yanına beni ekle
Ben burada kalırsam
Duramam bu yürekle

ANA
Gitti oğlumla eşim
Söndü gökte güneşim
Çakır nenem, de hele
Hayra çıkar mı düşüm

ÇAKIR NENE
Diller hayır söylesin
Rabbim hayır eylesin
Hakikatli aşklara
Baskı tehdit neylesin

Sen gönlünü ferah tut
Dua ile yanıp tüt
Bu kız gelinin olur
Emdi ise helal süt

Hayıra yoracağız
Bekleyip göreceğiz
İnşallah en sonunda
Murada ereceğiz

Tam bu sırada kapı açılır ve elinde bohçasıyla gelin kız içeri girer ve şöyle der:
GELİN
Kuş olup uçtum geldim
Savurdum saçtım geldim
Her şeyimi geride
Bırakıp kaçtım geldim

ANA
Sen ne dersin a kızım
Katlandı gönül sızım
Bu işe hemen şimdi
Bir çare bulmak lazım

GELİN
Oğlun benim erimdir
Canımdır ciğerimdir
Başkasına yar olmam
Elbet Allah kerimdir

ÇAKIR NENE anaya dönerek;

Sen ne biçim anasın
Ana değil danasın
Bir hoş geldin demedin
Söyle kimden yanasın

Sonra da geline dönerek :

Yanakları gamzeli
Yüzü nurla bezeli
Hoş geldin hanemize
Ey dünyalar güzeli

Kaynanan biraz şaşkın
Kusura bakma sakın
Erinle senin için
Güzel günler pek yakın

Kır bakalım belini
Hanemizin gelini
Münasiptir, öpüver
Kaynananın elini

Bu sırada kapı yine açılır ve içeriye önce oğlanla babası, ardından gelinin anne –babası girer. Gelin kız telaşlanır ama babası ona şöyle bir bakar ve :

Bahçemizin gülüydün
Muhabbet bülbülüydün
Kızım nerden bilirdim
Sevda ile doluydun

Sevdana kıyar mıyım
Hiç engel koyar mıyım
Sensiz bin yıl yaşasam
Ömürden sayar mıyım

Madem bu, seçtiğin yol
Madem şimdi neşen bol
Öyleyse verdim seni
Sevdiğinle mutlu ol…