- 845 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ARANAN ÇOCUKLUK
Şimdi onlar anılarda kaldı.Çocuksu şen kahkahalarla oynadığım oyunlardı onlar.
Kulağımda Ferdi Tayfur’un hissederek okuduğu şarkısı yankılanıyor;
’Ah bir çocuk olsaydım
Parklarda oynasaydım’
0 sesteki arzulu sesleniş,alır tüm beynimi,beni o günlere götürür..
Yoklukların içinde varlığı yaşamak çok güzeldi..Oyuncaklarımızı kendimiz yapardık..Oyunlarımızı kendimiz kurardık..Kuralları biz koyardık..
En zevkli oyuncağımız,daha doğrusu oyun aracımız sünger topumuzdu..Eski süngerleri pazen,basma ipleriyle bağlar yuvarlağımsı birşey yapardık..Hele bir defasında elimize nerden geçtiğini hatırlamadığım,atılmış,eski bir meşin top bulmuştuk..İçine kırpık süngerleri doldurup nefis bir top yapmıştık..Eskiydi,boyaları kalmamıştı,yerde yuvarlanıp durmaktan incelmişti.Ama olsun bizim en değerli varlığımız ve oyuncağımızdı.Onu ortaya atar ,sabahtan akşama peşinde koştururduk..Birde dolunay varsa gecede koşturmamız devam ederdi..bir o yana bir bu yana o yuvarlanır bizler peşinde..Ona sahip olmak için çırpınıp dururduk..hiç üşenmeden,hiç bıkmadan..
Tahtaları oyup katır(topaç)yapardık..İkinci zevkimiz,becerimiz oydu çocukluğumuzun..Onu yaparken tüm maharetleri göstermek gerekirdi. Oyun alanında onu döndürmek,dakikalarca kırbaçlamak,kırbaç hamleleriyle onu havaya zıplatmak çok önemliydi.. Havada dönmesi,yere düştüğünde bile dönmeye devam etmesi dakikalarca.Dakikalarca bunu tekrarlamamız büyük keyfti..Başarmanın getirdiği büyük mutluluk,büyük onurdu..
Çelik çomak oynamak,kelengi(tarla faresi)yarıştırmak,bent ve su değirmenleri yapmak,ceviz,sunak(ışılak,misket) oynamak,yaptığımız tahta motorlarla(traktör) toprak taşımak çocukluğumun anıları.Çocukluk anıları..
Parayı hiç tanımadık..Yük yoktu sırtımızda.Korkuda..Hür olmanın hafifliği içinde koştururduk..Bir ekip ruhu vardı içimizde..herkes kurallara uyardı..Zıllıyan (kurala uymayan) olursa ekip tarafından cezalandırılırdı..Oyuna alınmazdı..Konuşulmazdı..Aslında bunlar çok ağır cezalardı..Zevk aldığın oyunda hilenin yeri olamazdı..
Sabah düğürcük (ince bulgur) çorbasını içtikten sonra oyunlar başlardı..Arasıra destiden veya pınardan suyumuzu içerdik..Öğle yemeğimiz hep yufka dürüm olurdu.İçinde ne olursa olsun yenirdi...Akşam yemeği ise bulgur pilavı;sade,mercimekli,patatesli..Nadir mantarlı..
Şimdi onlar anılarda kaldı..Büyüdüm artık..Artık çocuksu bir yanım yok..Biryerlere saklanmış olmalı..Yıllardır ona rastlayamadım..Özlem duyuyorum ama arasamda bulamıyorum..Omu beni bıraktı yoksa hayatmı onu benden çaldı..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.