- 820 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ZOR YILLAR-1
Ben kendimi yeni buluyorum.Bu sözü söylemek için çok geç olduğunu da biliyorum.
Evet ben on altı buçuk yaşımda hastalandım ve bu zamanlar lise son yılına denk geliyor.
Ben hastalığımı öğrendiğimde diğer arkadaşlarımdan farklı bir yaşantım olacağını sezdim ve bunu kabullenmek çok zor oldu.Çocukça şımarıklıklarım ve aklımın oyunları bir ceza çektiğimi hissettirdi bana…
O yılları anlatmanın ve anlaşılmanın çok zor olduğunu biliyorum.Ne kadar anlatırsam anlatayım içime yerleşip her anımı suçluluk duygularıyla geçirdiğimi anlamanız mümkün değil.Yine de bir iç döküş olarak belki benimle aynı kaderi paylaşan okur diye yazıyorum.Hem de duyarlı olacak birkaç kişi olurda mutlu oluruz diye umut ediyorum.
Öyle bir hayat düşünün ki uyanık olduğu her saliseyi günah işlediğini düşünerek ve yüreği yanarak ve de geçmişinde yaşadığı her şeyden suçluluk duyan bir insan.Uykuya dalmaksa her geçen gün imkansızlaşan ve hayatını sorgulamaktan bir an bile vazgeçmeyen akıl oyunlarını ve de kendini anlatamayan yapayalnız kalbi bir kez düşünün.
Arkadaşsızlığı ve dostum sandığım birkaç kişinin beni anlamadığını hatta beni üzdüklerini hatırlamak bile istemiyorum.Anlaşılmaya,sevilmeye,dostluğa birazcık kendimi bulmaya ihtiyacım olan yıllardı.Ailem ve diğer büyüklerimin yardımıyla ayakta durduğum iki yıl sevgiye en muhtaç olduğum zamanlarımdı
Beni aramayan arkadaşlarım beni kötü,şımarık ve aptal gördüklerinden aramadıklarını düşünmek acımı katmerleştirdi. Bir selam bekledim en azından.Bana selam gönderenler oldu beni tanıyan ve muhtemelen acıyan büyüklerden.Bu bile beni umutlandırdı.
Hayatımın zorluğu ne halsizliğim,ne bulantılarım nede diyalizin mahkumluğuydu.Sadece yalnızlığımdı.iyi bir insan olsam aranırdım diye düşünmekten uyuyamadığım günler ve geceler çok oldu.
Arkadaşlarım üniversitede notlarını takip ederken ben tahlil sonuçlarımı heyecanla bekledim.Onlar ders çalışırken ben perhiz listesini hatmettim.Onlar beni anlamazken ben onların her dediğine inanmaya razı bekledim.
Yanımda ailem yakınlarım ve hep dost bildiğim benden 5 yaş büyük ablam vardı.Ama kafamdaki suçluluk derinlerimde boğulmama engel değildi.Bir defa suçluluk duygusu başıma bela olan özür dileme alışkanlığını getirdi.Bundan olsa gerek bu ablam beni hafife almasına ve dalga geçmesine neden oldu ama yinede benim için üzülüyordu.Beni seviyor muydu sevmiyor muydu hiçbir zaman anlamadım.Beni anlamadığına eminim ama.Her şeye rağmen beni koruyan ve anlamaya çalışan biriydi konuşmalarında bazen küçümsemese olmasa beklide acılarımı daha hafif yaşardım.
Bir aile nasıldır?Bir insanın asla vazgeçmemesi gereken hayatımızdaki tek gerçektir.benim ailemde öyleydi.Onlar benim her şeyim…
Ve diyalizin soğuk yüzüyle iki yıl ilaç tedavisi ardından tanıştım.Diyaliz hakkında “dört saat yatıyorsun ne olacak ki” diyen çıktı karşıma.Bilmiyorsanız öğrenmek isteyeceğiniz bir şey değil diyalize mahkum olmak.Hayatınızın bir makineye mahkum olması o dört saati suçluluk duygularınız ve acılarınızla baş başa kalıyorsunuz demek.Ve bunlara çözüm arayamamak demek.Hayatın en kötü baş ağrısını,dönmesini yaşamak ve tansiyon düşüklüğünden bazen bayılmak demek.
Plan yapamamak hayata dair mesela…Planlarında mutlaka bir makinenin yardımına muhtaç olmak…Hayatın en acı yanlarını bedenen yaşarken ruhen de çökmek.Yalnızlığın içinde saniyeleri saymak demek.
Ve de her diyalizden çıkışta bir daha girmeyecek gibi umutlanmak,mutlulukların en güzelini yaşamak demek.Bir daha oraya geldiğinde ise dünyanın size yüz çevirdiğini hissetmek demek ki bunu ancak yaşayan bilir.
Yaşadıklarım ruhen değil elbet bedenen de yıkıcı.Her an bulanan mide,tansiyon yirmi beşlerde.Kan değerlerime göre değişen şikayetler.Bayılıp gittiğim hastanede on beş gün sonra bilincimin gelmesi ve daha niceleri.
ÇİĞDEM KARAİSMAİLOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.