- 876 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Asiye Nasıl Öldü ?
Papazın dulunun öyküsünü biliyorsun değil mi diyerek söze başladı. Elleri yerinde durmuyordu çantasından telefonunu sigarasını çakmağını çıkardı masaya yerleştirdi. Hala bir şeyler arıyordu arayışının son bulmayacağını düşündüğüm an ona müdahil oldum.
- yeter artık Asiye ne arıyorsan bırak da anlatmaya başla fazla zamanım yok diye üsteledim.
- bekle
- bekliyorum bakalım lakin yarım saatim var yada yok işe dönmem gerek.
çocukça hatta şımarıkça bir halde
-buldum işte diye bağırdı. oturduğumuz yerdeki bezgin beyaz yakaların hepsi aynı anda bizden tarafa döndü
- Asiye sakin ol diye onu uyarmam gerekti.
- neden sakin oluyormuşum ne yaptım ben şimdi diye çıkıştı.
- herkes bize bakıyor da ondan.
- baksınlar ne var yani bende onlara bakarım. Usulca oturduğu sandalyeden kafasını kaldırıp rahatız edici derecede maviye çalan gözleriyle etrafımızı özenle süzdü. bize bakan kimsenin kalmadığına kanaat getirince.
masanın üzerine bir kağıt parçası bıraktı.
Eskimiş ceylan derisi bir harita idi. elime aldım
- hazine haritasına benziyor bu
- Evet hazine hem de Marco’nun sakladıklarının yerini gösteren harita
- Marco kim Asiye kafanda neler var senin yine.
- Papazın dulunun öyküsünü biliyor musun demiştim
- Cevap vermeme müsaade etmedin ki , evet biliyorum doğu öyküleri kitabında ki şu öyküyü demiyor musun
- hah işte tamda ooo
- eee bu haritanın ne ilgisi var şimdi o kitapla
- yahu anlasana o Marco’nun haritası bu.
- eğlenme benle Asiye git işine
- ya vallahi billahi babaannemden aldım bunu.
- ciddi ciddi hazine haritası yani bu.
- evet
- eee anlat o zaman babaannene nasıl geçmiş bu hatırladığım kadarıyla o öykü Yunanistan’da geçiyor sen Yarı Giresunlu yarı Trabzonlu bir şeysin ortaya karışık Artvin’de var ucundan Rize mükemmel kombinasyon Karadeniz şeytan dörtgeni.
- Üçgen bir kere o ayrıca Rizelilik falan yok
- İyi hadi olmasın konumuz o değil sen önce şu haritanın hikayesini anlat bakalım bana. Böyle apar topar Trabzon’dan kalkıp gelip, önüme üzerinde bir takım yazı ve işaretler olan bir harita koyup hadi İndiana Jonesculuk oynayalım diyorsun.
- Söz ver önce
- Neye
- Bana yardım edeceksin ne bulursak yarısı senin
- ya bulamazsak
- gezmiş oluruz
- hah aynı Asiye bu inatçılığın yüzünden evde kaldın be Bir bağa pırasaya bile alan olmadı seni yaşıtlarının çoluğu çocuğu var be.
- beyimize bak sen sen sanki üçüncüyü boşadın da dördüncüyü alacaksın söz ver yoksa Rıfat’a giderim
- Şu Eşrefgillerin Rıfat mı o
- evet.
- Asiye bak tamam sen inatçısın ama ben senden inatçıyım bir daha Rıfat dersen kalkar giderim
- Aha damarına bastık nasıl da köpürdü. Tamam Rıfat mıfat yok ama ben seni söz vermiş sayıyorum zaten babama falan da sana geldiğimi söyledim nasılsa , istersen yardım etme .
- Manyaksın ve şu ortam nedeniyle daha ağır kelimeler söyleyemiyorum sana ama bilahare söveceğim, Anlaştık Dökül bakalım.
- Önce bir sigara yakayım çay da gerek
- İyi hadi bekliyorum seni
Asiye; Yirmi Dokuzunda, uzun biçimli bacaklara sahip, uzun turuncu ve kızıl tonlarında saçları var masmavi gözler, biçimli bir burun ,biçimli orta dolgunlukta dudaklar, kuğuya benzeyen bir boyun. Asiye sen nasıl Karadenizlisin be dediğimde ise. Ağzını açar ve en azından karakteristik Karadeniz inatçılığı ben bilirimciliği geri adım atmazlığı. Allah’ım dışında ne kadar azsa Karadeniz içinde o kadar çok.
Asiye’nin çakır gözlerinden hep korkmuşumdur onlar ne zaman parlasa başıma bir iş gelmiştir
aha başlıyoruz bakalım diye iç geçirdim.
Çayını durgun ve bir o kadar masumiyet dolu bir şekilde yudumlarken parlıyordu üstelik o gözler. Çay bitti ikinciyi istedi
- Hadi başlayayım etrafın kalabalığı da azaldı nasılsa.
- Bekliyorum ben nasılsa
- Şimdi biliyorsun bizim oralar eskiden Rum toprağı idi hatta mübadele dönemine kadar Rumlar-Türkler -Lazlar-Gürcüler ortak yaşam alanlarına sahipti din dönüşleri karışmalar vs vs .Bakma şimdi sen hepimizin son model Türk olduğuna. Karadeniz insanı Melezdir hele sahil kesimi tam Melez , Zira tarihi anlatıların aksine Trabzon Rum imparatorluğu döneminde bu melezleşme başlamıştı.
- Aslında ona bakarsan insanoğlu Afrika’dan Habeşistan dan çıkma
- Dalga geçme
- Nasıl dalga geçmeyeyim ya . Asiye ben sana harita diyorum babaannen diyorum sen çıkıp Karedeniz tarihi parçalı yorsun bana kase di ileri sar bin dokuz yüzlere gel
- Tamam ya kaptırıyorum kendimi napim. Biliyorsun değil mi renkli gözlerin, beş ile on bin yıl önce Karadeniz coğrafyasından çıktığına dair makaleler var şimdi sende yeşil gözlü olduğuna göre
- Asiye yeter ama kalkıyorum bak ha. Taşak geçmeye mi geldin sen benle yok Marco’nun hazinesi yok Papazın dulunun donu eh yani
- Ya aslında çok heyecanlıyım bir çay daha içim valla başlayacağım anlatmaya
- Allah cezanı versin Asiye
- Cem i cümlemize efenim
- söv imi
- söv bende sana söverim
- kalkarım bak
- kalk nasıl olsa peşinden gelirim. sen hiç duymadın mı
- neyi
- Tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak derler . Ben Asiye Kolivar ta Trabzon’dan kalkıp Ankara’ya sana gelmişim kimseye bu haritadan bahsetmeden bir sürü yalan uydurmuşum babama ve sen buradan kalkıp gideceksin beni yalnız bırakacaksın yer mi ?
- Yemez
- seni seviyorum valla
- ben seni sevmiyorum
- Şimdi oldu başlaya bilirim. Birinci dünya savaşı patlak verdiği yıllarda Karadeniz’de de huzursuzluk başlamıştı. Önceden birbiri ile komşuluk eden ticaret yapan aynı köylerde yan yana hanelerde yaşayan insanlar birbirine düşman olmuştu.
Elbette bunda halkın arasına öfke ve kini sokan çıban başlarının da etkisi vardı ama biliyorsun bizi. Çabuk galeyana geliriz ve ateş bir kere yandı mı, sönmesi çok zor olur. Ateşi ilk kimin yaktığını bilmiyorum Rumlar da olabilir Müslümanlarda, Müslüman diyorum çünkü Karadeniz’de Müslüman olan sadece Türkler değildir hatta şu an bile pek söylenmese de . Karadeniz’de bir buçuk milyona yakın Rum Müslümanı var. Şu da var ki Rus işgali ile beraber Karadeniz’e yayılan Ermeni çetelerinin yaptıkları da pek inkar edilemez. Tarih öyle bir kuyu ki hiç kimse kendi günahını hatırlamıyor. Neyse karmaşa kaosa kaos kana ve kine dönüşüyor , kimi yerlerde Rumlar Türkleri kimi Yerlerde Türkler Rumları yakıyor öldürüyor soyuyor lime lime ediyor. Hatta Mustafa Kemal Atatürk . Samsuna gönderilirken verilen Resmi görevi bile Rusların attığı bu kavga tohumlarının devamını dindirmektir. İşte bu kitlesel çeteleşme halinde köy yakmalar falan devam ederken.
Bir gün Nenemin köyünde de ortalık karışıyor aslında Nenem o zamanlar yok Nenemin Babası ise daha on yedisinde delikanlı. Neyse köye bir haber geliyor Rum çeteler dokuz gözde iki Müslüman kıza tecavüz etmiş ve baya bildiğin kazığa geçirmişler. Eh köy karışıyor tabi Müslümanlar intikam peşinde insan beşer kuldur şaşar derler. Çoluk çocuk kadın erkek kim varsa topluyorlar kundak bebeleri hariç zorla analarından koparıyorlar yavruları işte.Büyük dedemin gönlünü kaptırdığı kız bir Rum kızı gizli gizli buluşuyorlar falan hatta kaçma planları bile var. Ama tabi bu olay her şeyi bozuyor. Bizim dede ne yapıp edip kızı saklamayı başarıyor ama köyün ahalisi bir kere sinirlenmiş işi kandan başkası temizleyemeyecek. İşte bizim dedenin Rum güzeli bunun farkında elinde sonunda yakalanacaklar eğer kız oğlanla yakalanırsa oğlanında işi yaş. Rum güzeli dedeme bu haritayı veriyor ve işte bu papazın dulu öyküsünü anlatmaya başlıyor.
Biliyorsun bu kitabın orijinali ilk 1938 li yıllarda yazıldı daha o zamanlar yok. neyse dedem de umutlu hayal falan kuruyor kız haritayı dedeme verip nasıl olduysa bir punduna getirip ondan kaçıyor. Kaçıyor amma kaçtığı yer ölüm sonrası malum zaten. Kız ölüyor bizim dede bitmiş eee napsın evleniyor elbet. En çok sevdiği evladı ise nenem çünkü nenemi o Rum kızına benzetiyor. Büyük dedem bu hazinenin peşine asla düşmüyor ama unutmuyor da haritayı saklıyor. Ölmeden önce neneme emanet ediyor ve tüm öyküyü anlatıyor işte nenem den de bana geçti.
- Asiye iyi hoşta o öykü Yunanistan’da geçiyor başta da söyledim. Üstelik bu öykünün yaşandığı mekanı tam olarak da bilmiyoruz yani bu bomboş bir hayal.
- ben dersime iyi çalıştım taramamız gereken alanda sadece dört köy var Selanik taşralarında üstelik bu köyler yani pek iletişim sorunumuz olmayacak ayrıca uçak biletlerimizi aldım on gün sonra uçuyoruz.
- eeee vize resmi işler
- bir haftaya halledilir Yunanistan zaten ekonomik krizde araya dayı da sokarız merak etme sen.
- Asiye gene ne işler açıcan başıma alla sen
- yaşa ve gör sen şu evin anahtarını versene daha araştırmalarıma devam etmem gerek öce kütüphaneleri dolaşırım sonra eve giderim
- bende mi kalacaksın
- sokakta yatacak değilim on gün. eve hatun falan getirme arkadaşta lazım değil burada ciddi bir işe girişiyoruz iyi çalışmamız araştırmamız gerek.
- oldu o zaman
- hadi sen işe gitmiyor muydun. İzin almayı unutma on gün sonrasına.
sessizce masadan kalkıp başıma neler gelebileceğini düşüne düşüne yürümeye başladım...
Fotoğraf:Günay Uyar
YORUMLAR
asiyenin guzelligi bir yana da, isin tarihsel boyutu yabana atilir gibi degil. 1920 -40 arasinin net bir fotografi var karsimizda.
devami var sanirim, ben bir ibare gormedim.. birde video var sanirim, acilmiyor
Tsukuyomi
evet devam edeceğim.
vidyo
kazım koyıncudan oy asiye Türküsü idi.
bi kaç gün önceydi; kapının zili ısrarla çalınırken aynı zamanda ve ısrarla kapı da tekmeleniyordu.açtım. benim yeğen; "amca" dedi, heyecanla, "sana ne göstercem." cebindeki kağıdı çıkarıp, "bak" derken gizemli bir havaya bürünmüştü artık. "ne ki bu" dedim, "hazine haritası" dedi kısık bi sesle, "köşeyi döndük amca." okşadım başını, "hadi bakalım" dedim.
bugün cam açıktı, bahçeden kulağıma gelen ses, "dede" diyordu, "hazineye ulaşmak istiyorsak, bu ağacı kesmek zorunda kalcaz."
Tsukuyomi
eyvallah başgan.