- 1001 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şiirbaz Sultanlar-1
ŞİİRBAZ SULTANLAR’dan (1)
OSMAN BEY ve ŞİİRİ
Mustafa CEYLAN
***********************
Oğlu Orhan Gazi’ye öğütlerini içeren "nasihatname" kaynaklarda manzum olarak geçmektedir. Hece vezniyle yazılmıştır.
Şöyledir :
:
"Gönül kerestesiyle bin Yenişehir ü bâzâr yap
Zulm eyleme rençberlere her ne idersen var yap
Eski Yenişehri bari İnegöl’e dek hep varı
Kırup geçürüp ağyârı Bursa’ya dek yık tekrar yap
Kurt olup girme süriye arslan ol bakma girüye
Çâr idüp haydi çeriye Dilgeçidini hisâr yap
İznik şehrine hor bakma Sakarya suyı gibi akma
İzniki de al bırakma her burcuna bir hisar yap
Osman Ertuğrul oglısun Oğuz Karahan neslisün
Hakkun bir kemter kulısun İslâmbolı aç gülzâr yap"
*
İşte şiir… İşte söz… İşte şair…
Gönül kerestesiyle bin Yenişehir’i Pazar yapmak… Ezelden ebede yürüyüşün ikindi sonrası gün yansımaları. Bu yansımalarda gizlenmiş büyüdür zaman. “Ebede kıyılan nikâh, ezele kurulan düğün” misali kentlerin yapılışı oy anam!..”Çalabın taş içinde şehir kurarken, sevdalıların taş yontuşundan çıkan sestir halkta halkalanmak…
Zulmetmemek, başta toprağı işleyen rençberlerine rehber olmak… Varılacak şehirlerdir insan yüzleri, insan gönülleri. Bin kapılı bir şehirdir yürekler. Yüreğin dış kapısı açık olmalı insan gözlerine.. İçine insan kokusu sinmemiş bin odalı, bin kapılı yüreğin olsa boştur. İllâki insan olmalı, insanca…
Yaşatmanın diğer adı şehir. Yaşamakla beraber, yaşatmanın… Sancıların kıvrımlanmış medeniyet ufuklarıdır ev önlerindeki küçümen boyutlu mor çiçekler. Yıldızsı sesler abanır gecelerin kuş gagalarıyla ev önlerindeki çiçeklere…Gümbürtü ve gürültünün yırtık gömleğidir kalabalıklaşan insan suretleri.. Buğulanışı terin, kırık seslerin günaydınlamasına tebessümkâr bakışıdır şehirlerimiz…
Sürüye kurt olup girmemeli. Bakmamalı aslan bakışıyla geriye ve içeriye dalıp gönül fethetmeli… Hisar yapmalı gönül akasyalarının koktuğu. Seslerden müjdeleri toplamaktır, açların tok oluşu, hortum uçlarının kapanışıdır oy balam! Yollara güneşlerin serpilişi, has odalarda bebek beşiklerinin gülüşüdür. Bir kıymıktır çöreğin ucundan, ekmeğin fırından samimileşmiş renkli giysisidir.
Kalmak, durmak, dnlenmek, bağdaş kurup oturmaktır. Misafir olmaktan çok ev sahibi olmaktır, tapu sahibi olmak yani. Üç dağ aşmış yorgunlukların gurbetlerde kalması, ucu yanık mektupların İznik şehrinde sılalaşmasıdır.
Düne, mâziye, atalarına, köklerine yakışanı yapmaktır. Hakkın bir kemter kulu olduğunu bilip şehri gülistan eylemek, insanları gülceleştirmektir… “Gönül kerestesiyle bin Yenişehri bâzâr yapmak” budur ay balam!..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.