- 471 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
PANAYIR ve LUNAPARK
Çocukluğumuzda meşhurdu panayır ve lunaparklar. Orada yediğimiz dondurmadan içtiğimiz gazoza kadar herşey değişik lezzetteydi. Simitlere tadından doyulmazdı.
Lunaparktaki oyun ve eğlence üniteleri benim gözümde birer kahraman gibiydiler. Çarpışan otolara binmenin keyfini halâ unutmuş değilim. Çocukluk aklıyla ordan alıp eve getirsemmi acaba diye düşünmüşlüğüm vardı.
O rengârenk ışıklar, balerinin büyüleyen dönüşü ve zincirli salıncaklar dün gibi aklımdadır. Çay bahçelerinde neşe içinde izlenen filmler bir başka olurdu. O yılların sanki kendine has bir güzel kokusu vardı.
Panayırda çeşitli ürünler sergilenirdi. Geniş arazi, üstü açık alışveriş merkeziydi adeta. Ne arıyorsan fazlasıyla vardı. El emekleri, seri üretilmiş eşyalar ve köy ürünleri bulunurdu. Esnaf için bereketli günlerdi. Halk için de sosyal bir aktiviteydi.
Orjinallik akıyordu herşeyden.
Duygular sonuna kadar yaşanıyordu. Mutluluk her köşede alıcısını bekliyordu. Şimdilerde sınırlanmış gibi. Nasıl arıyorum o yılları. Kendi hayatımda bir matlık hissediyorum.
Bir tılsım dokunmuş bütün ahengimizi almış. Ne dinlediğim müzikte, ne de yediğim yemekte tat var. Yani o günlere kıyasla mükemmelliği yok.
Ne zaman bu konu hakkında eski dostlarımla sohbet etsem onlarında aynı düşünceleri dile getirdiğine şahit oluyorum. Yaşlanmış bir beden içinde olduğum için mi böyle hissediyorum acaba?
Sonu gelmeyen bir kıyas bu. Öylesine karşılaştırmalar yapıldı ki sonuç hep aynı, tat yok. Özlem duyduğumuz için biraz sitemkâr olabiliyoruz ancak bu hasretin sonu olmalı. Yeniden o günleri yaşamalıyız. En azından yeni nesil de bir görsün o günleri.
Birgün belki bu efsane yeniden geri gelir. Coşkulu zaman geçirmek için bir sebep olur. Belki orada, bundan yirmialtı yıl önce yaşadığımız anlatılması mümkün olmayan neşeli günleri yine yaşarız.
Yayla şenlikleri, konser ve diğer faaliyetlerin yanında panayır gibi nostaljik bir program tertip etmek ne güzel olurdu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.